Sosyalleşme, bebeğin 3 ay dolaylarında insanla objeler arasındaki farkı görerek ,değişik tepkiler göstermesiyle başlar. Bebekler üçüncü ayda, insan sesi duyduklarında o yöne çevirirler, gülümsemeye gülümsemeyle yanıt verirler, çevrelerindekilerin varlığından duydukları zevkleri gülümseme, tekmeleme ya da el hareketleriyle belirtirler (Yavuzer, 1996, s.84).
Bebekler, ilk 3 ay içinde çevrelerini gözleriyle, kulaklarıyla ve emzirilirken ağızları aracılığıyla tanırlar (Dodson, 1990, s.45).
Diğer bebekleri fark etme, onlara gülme ve ağladıklarında onlara ilgi gösterme 4-5 aylıkken başlar. Bu aylarda bebekler gülümseme ve azarlamalara değişik tepkiler gösterirler, farklı uyarımları kolayca ayırt edebilirler (Yavuzer, 1996, s.84).
Bakma ve dokunma şeklinde başlayan arkadaşlık ilişkileri, altıncı aydan itibaren, giderek daha saldırgan bir biçim almaya başlar.
9.ve 13. Aylar arasındaki sosyal davranış belirtileri içinde, diğerlerinin ses ve davranışlarını taklit etme ve oyuncaklarla birlikte oynama sayılabilir. Oyuncağın başkası tarafından alınması halinde sinirlenme, kavga ve ağlama gibi davranışlar tipik sosyal tepkiler arasındadır. 8-9 aylık olduğunda çocuk başkalarında gözlediği konuşma seslerini, basit davranışları ve jestleri taklit etmeye çabalar. 10.-12. Aylar arasında, aynadaki kendi görüntüsüyle oynar ve görüntüsünü sanki başka bir insanmış gibi öper. 1 yaşına kadar çocuk diğer insanlara, özelikle annesine bağımlıdır. 1 yaşına geldiğinde, çevresini yalnız başına keşfedebildiği halde, çocuk bu dönemde "güven" temeline dayalı anne desteğine gereksinim duyar.
9-13 aylık çocukların oyuncak konusunda birbirleriyle kavga ettikleri görülmektedir. 14-18 aylık çocuklar ise, birbirleriyle dostça ilişkiler kurabilmekte iken, 1,5-2 yaşındaki çocuklar ise, birbirleriyle görüşebilmek olanakları aramaktadır (Binbaşıoğlu, 1990, s.172).
Bebeğin temel güven duygusu; beslenme ve bakım sürecinde anne ile kurduğu yakın ilişki sonucu oluşur. Bu gelişimi olumlu yönde etkileyen sevgi ve yakın temas ihtiyacının karşılanmasıdır. Bu duygu onun birçok istendik davranışlara yönelmesinde etkili olur. Araştırmalar, bebeklerin de temel güven duygusu geliştirmemiş çocukların ileride ruhsal bozukluklar, aşırı korkular, aşırı kıskançlık, bencillik, sabırsızlık, saldır - ganlık gibi anti-sosyal davranışlar gösterme olasılıklarının fazla olduğunu ortaya koymaktadır (Tan, 1964, s.13).
Temel güven duygusundan yoksun olarak yetişmiş olan çocuklar, ileriki hayatlarında, sosyal ilişki kurmaktan çekinen, kendine güvensiz kişiler olabilirler (Selçuk, 1996, s.48).
Çevresindeki bireylerle giriştiği sosyal etkileşim sonucu, benlik kavramının temelleri atılır. Sosyal çevresi tarafından algılanış biçimi, fiziksel gücünün sınırlamalarının farkına varış, benlik kavramını geliştirir (Geçtan, 1674, s.78).
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.