Yirmi üçüncü Osmanlı padişahı. Babası IV. Mehmet, annesi Emetullah Gülnüş Sultandır. III. Ahmet, kardeşi II. Mustafa'nın Edirne Olayı sonucunda tahttan indirilmesiyle, 1703'te Osmanlı tahtına geçti. Padişahlığının ilk yıllarını, devlet yönetimine tam olarak egemen olmaya çalışmakla geçirdi. III. Ahmet, yabancı devletlerle ilişkilerde barıştan yana olmuş; ancak İsveç kralı Demirbaş Şarl'ın 1709'da Ruslarla yaptığı Poltova Savaşı'nda yenilmesi ve ardından Osmanlıya sığınması üzerine Osmanlı-Rus Savaşı'nın çıkmasına engel olamamıştır.
Bu savaşta Sadrazam Baltacı Mehmet Paşa komutasındaki Osmanlı ordusu, İstanbul Antlaşması ile Rusya'ya verilen toprakları geri almak için Rus ordusuyla karşı karşıya gelmiştir. Prut yakınlarında yapılan savaşta güç duruma düşen Rus çarı barış istemek zorunda kaldı. Baltacı Mehmet Paşa yeni bir saldırı için yeniçerilere güvenemediğinden, Rusların barış teklifini kabul ederek Prut Antlaşması'nı imzaladı (1711). Savaşın sonunda Baltacı Mehmet Paşa karşıtları, onu başarısızlıkla suçladılar. Bu durumdan etkilenen III. Ahmet, sadrazamı görevinden aldı.
Rusya karşısında kazanılan zafer, Osmanlılar için büyük bir moral kaynağı oldu ve Karlofça ile kaybedilen toprakların geri alınabileceği düşüncesi canlandı. Bu sırada, Venedik gemilerinin Akdeniz'deki Osmanlı donanmasına saldırılar düzenlemesi üzerine, Venediklilere savaş açıldı (1715). Sadrazam Silâhtar Ali Paşa komutasındaki Osmanlı ordusu ve donanması kısa sürede Mora'yı ele geçirdi. Osmanlı Devleti'nin Venediklileri yenmesi üzerine telâşlanan Avusturya, Karlofça Antlaşması'na uyulmadığını ileri sürerek Osmanlı Devleti'ne savaş açtı. Sadrazam Silâhtar Ali Paşa komutasındaki Osmanlı ordusu Macaristan'a girdi; ancak sadrazam, Karlofça yakınlarındaki Petervaradin'de şehit edildi. Avusturya ordusu karşısında büyük bir bozguna uğrayan Osmanlı ordusu Belgrad'a geri çekildi. Avusturya'nın Temeşvar'ı ele geçirmesi üzerine yeni sadrazam Nevşehirli Damat İbrahim Paşa barış istedi. İngiltere ve Hollânda'nın ara buluculuğuyla Osmanlı Devleti'yle Avusturya arasında Pasarofça Antlaşması imzalandı (1718).
Damat İbrahim Paşanın sadrazam olması, bu dönemin barış koşulları içinde geçmesine yol açtı. On iki yıl süren bu döneme "Lâle Devri" denir. Lâle Devri, Osmanlı Devleti'nde Avrupa ile başlayan kültür etkileşiminin sonucu olarak, yenileşme hareketlerine girişildiği dönemdir. On sekizinci yüzyılda Padişah III. Ahmet ve Sadrazam Damat İbrahim Paşa, Osmanlı Devleti'ni eski gücüne kavuşturmak için Avrupa'dan esinlenerek çeşitli ıslahatlar gerçekleştirdiler. Bu ıslahat hareketleri Lâle Devri olarak anılan dönemde gerçekleşti. Lâle Devri, bir yönüyle zevk ve eğlence dönemi olmasının yanında, bir yönüyle de birçok yeniliğin gerçekleştirildiği bir dönemdir.
Lâle Devrinde yapılan yenilikler, halk tarafından kabul görmüyordu. Hatta bu dönemdeki zevk ve eğlenceye düşkünlük ekonomik ve toplumsal sorunların nedeni olarak görülüyordu. Lâle Devri, Patrona Halil Ayaklanmasıyla sona erdi (1730). Ayaklanma, zevk ve eğlenceye dalıp halkın sorunlarını unutmakla suçlanan Padişah III. Ahmet'in tahttan indirilmesi ve Sadrazam Damat İbrahim Paşa ve öteki devlet adamlarının öldürülmesiyle sona erdi. Padişah III. Ahmet, sarayda altı yıl göz hapsinde kaldıktan sonra hayatını kaybetti.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.