Yağmur olarak yeryüzüne düşen su üç yoldan dağılır. Bir bölümü güneşin e rüzgarın etkisi ile buharlaşarak, atmosfere geri döner. Bir bölümü birleşerek dereleri ya da çayları oluşturur. Geri kalanı da toprağın altına sızar. Sızan suların büyük bir bölümü sonradan kaynaklar halinde yeniden toprağın üstüne çıkarak akarsulara karışır. Hiç yağmur yağmayan mevsimlerde bile akarsuların akmasını sağlayan işte bu kaynak sularıdır. Eriyen kar ve buzullar da akarsuların beslenmesinde önemli rol oynar.
Böylece oluşa dereler birleşerek ırmak denen büyük akarsuları oluşturur. Bir akarsuya çığırı (yolu) boyunca katılan bu dere ve çaylara da o akarsuyun kolları denir. Bir akarsu ve kollarının beslendiği, daha doğrusu sularını topladığı alan o akarsuyun akaçlama havzası ya da kısaca havzasıdır. Aynı uzunluktaki iki ırmaktan birinin havzası çok geniş, öbürününki daha dar olabilir.
Eskiçağlardan bu yana insanlara içme suyu sağlayan ve balık gibi değerli bir besin sunan akarsular, sonradan tekne yapımının öğrenilmesiyle ucuz ve kolay bir ulaşım yolu olmuştur. Nil ve Ren ırmakları yüzyıllardır ticaretin ana damarlarıdır. Özellikle dağlık yörelerdeki akarsu vadileri karayolları ve demiryolları için en elverişli geçitlerdir. Ayrıca akarsular, geçtikleri yerlerde kayaları oyarak değerli maden damarlarının ve yataklarının ortaya çıkmasına yardımcı olur. Akarsuların taşıdığı alüvyonlarla zenginleşen taşkın ovaları verimli tarım alanlarıdır. Üstelik hem ekinleri sulamak, hem de elektrik enerjisi üretmek için çoğu kez barajlar yardımıyla akarsulardan yararlanılır.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.