Başka bir korku da, komik görünme korkusudur. Birçok kişinin kendine güvenini yitirmesine neden olur bu. Hepimiz dengeli görünmek isteriz. Komik değil kendinden emin görünmek isteriz. Kombinezonunun görüneceğinden korkan kız, günün sonunda korktuğunun başına gelmiş olduğunu görünce kızarır. Spor kıyafetle gittiği partide herkesin üzerinde smokin olduğunu gören adam yıllar sonra bunu hatırladığında kendine güveni sarsılır, "Ne gülünç duruma düşmüştüm!" diye düşünür. Hayatımız boyunca küçük şeyler yüzünden komik duruma düşeriz. Birden dikkatler üzerimize çevrilir, kendimizin farkına varır, kızarır, kekeleriz.
"ŞU ADAM BANA VURDU!"
İşte başka bir korku daha: İncitilme korkusu. Ego çok duyarlıdır ve hep incitilme arar, kendisine zarar verildiğini düşünür. Bir arkadaşım şöyle bir hikâye anlatmıştı: Öğle yemeği için o küçük yerlerden birine gitmiş. Dar koridorda yürürken nasıl olduysa ayağını koridora doğru hafifçe uzatmış olan bir kadına takılmış. Özür dilemek için geri döndüğünde kadının "Bu adam bana vurdu!" diye şikâyet ettiğini duymuş. Arkadaşım özür dilemiş ve oturacağı yere doğru yürümeye devam etmiş. Kadın uzunca bir süre "Zaten insanlar hep beni itip kakıyorlar!" diye yakınmaya devam etmiş. Böyle kişilerin kendilerine güvenlerini yeniden kazanmaya ihtiyaçları vardır.
Ego uzun yıllar sonunda geliştirdiğimiz dış benliktir, kişilik benliğidir. İngilizce'de kişilik anlamındaki "personality" kelimesi Latince'de maske anlamında kullanılan "persona" kelimesinden gelir. Kişiliğimiz, gerçek olduğuna inanmalarını ümit ederek insanlara gösterdiğimiz maskemizdir. Kimsenin o maskenin ardına bakıp da o güvensiz küçük insanı görmesini istemeyiz. Bu yüzden ego ya da kişilik maskemizin düşürüleceği endişesiyle, onu korumak için hemen her şeyi-yaparız.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.