1944 yılında İzmir’de doğdu.Liseyi Tokyo’da American School in Japan’da okudu. Ankara’da Ortadoğu Teknik Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nü bitirdi (1963). America’da Vanderbilt Üniversitesi’nde (1965) ekonomi, Darthmouth Koleji’nde felsefe (1968) mastırı yaptı. Canaan Koleji’nde kalkınma ekonomisi öğretim üyeliğinde bulundu (1968-1969). Ankara’da Devlet PlanlamaTeşkilatı’nda ekonomi uzmanı olarak çalıştı (1970-1972). Amerika’da California Üniversitesi’nde ruhsal dilbilim araştırma görevlisi oldu (1972-1974). İstanbul’da Çağdaş Yayıncılık’ta Bizim English dergisini yönetti (1981-1984).Yazko Somut, Nokta, Sur, Türk Edebiyatı, Cönk, İnsan ve Teknoloji dergilerinde incelemeleri çıktı.
ESERLERİ:
roman; Yaseminler Tüter mi Hala? (1984), İşkenceci (1987), Viva La Muerte (1992), Nuke Türkiye (1993), Valla Kurda Yedirdin Beni (1993), O.K. Musti Türkiye Tamamdır (1994). Son dört kitabı ‘Or’da Kimse Var mı?’ genel başlığını taşıyan dörtlemedir. Kadere Karşı Koy A.Ş. (1995), Aydın Despotizmi (1986) ise incelemedir.
Haberlerin Ağında İslam (1985), Filistin’in Sorunu (1986), En Emin Yol (1986), adlı çevirileri yayımlandı.
Or'da Kimse Var mı?
Kitap 3
Valla, Kurda Yedirdin Beni
Alev Alatlı
Boyut Yayınevi
"Or'da Kimse Var mı?" dörtlüsü azgın iştahların beslediği cehaleti şehvetle bağrına basan Türkiye toplumunun kıydığı bir aydının, Günay Rodoplu'nun öyküsü. Dörtlünün birinci kitabı, "Viva La Muerte!", hızla yabancılaşan Türkiye toplumunda bi haymatlos gibi yaşamak zorunda kalan Rodoplu'nun, ezilmesini, pasifize edilmesini anlatır. İkinci kitap, "'Nuke' Türkiye!"de, cehaletin sadece bizim toplumumuza özgü olmadığını, Türk aydınının, Batı'nın hemen her zaman şiddetle sonuçlanan kendini beğenmişliği ile de uğraşmak zorunda kaldığını anlatır. "Bu toplumda 'biliyor' olmak mutlak surette bir haksızlığa maruz kalmak demektir. Çünkü, bilgi borçlandırır, 'anlamak' zorunda bırakır. Cahil, acıma duygusu uyandırır. Yıkıcılığı bağışlanır. Bu, onların lüksüdür. Oysa aydın, bilgilenmek gibi bir suçtan müebbeden mahkum edilmiştir." diyen Alev Alatlı, üçüncü kitap, "Valla Kurda Yedirdim Beni"de, Türk solunun ve Kürt meselesinin panoramasını çizerken, yeni sorular ve sorunlar ortaya koyuyor. "Yoksulluk, paylaşımdır: Parayı, gıdayı, aklı, yeteneği, bilgiyi, tecrübeyi, serveti, her şeyi, yoksulluk, şeffaflıktır. Yoksulluk dürüstlüktür. Yoksulluk, kendine saklamamak, istif etmemektir. Yoksul adam şoven olmaz, çünkü kaderi paylaşır. Çünkü bilir ki, güneş, kahkaha çiçeklerini de ısıtır, devedikenlerini de." "Oğul bu muydu sadıklığın! Valla, yedirdin kurda beni!"
- - - - - - - -
Farklı bir kaynaktan derlenen biyografisi:
1944’de, İzmir'de dünyaya geldi. Ankara'da başladığı ilkokulu, babasının mesleği dolayısıyla ülkenin muhtelif okullarında tamamladı. Ortaokuldan sonra da babasının ateşemiliter olarak Tokyoya gönderilmesi Alev Alatlı'nın da Tokyo macerasını başlattı. Lise'yi Amerikan Kolejinde bitirdi. Daha sonra Türkiye'ye döndüler ve Alatlı üniversiteyi de Ortadoğu Teknik Üniversitesi Ekonomi-İstatistik bölümüne girdi.
Üniversite'yi bitirdikten sonra yüksek lisans yapmak üzere Amerika'ya gitti. Daha sonra doktorasını Felsefe üzerine verdi. Alatlı bu dönemde ilgi duymaya başladığı Düşünce Tarihi ve İlahiyat üzerine Türkiye'ye döndüğünde 5 yıl araştırmalar yaptı. Bu dönemde İstanbul Üniversitesi ve DPT'de görev aldı. Daha sonra Universty of California, Berkeley'in Türkiye'de yürüttüğü bir psiko-dilbilim projesinin İstanbul ayağını üstlendi. Cumhuriyet Gazetesi ile ortak "Bizim English" isimli, Türkçe temelli bir İngilizce öğretim dergisi çıkardı. YAZKO yazarlar kooperatifinde görev aldı. 1984 yılında hep yapmak istediği bir işi yapmak için eve çekildi ve yazmaya başladı.
Basılan ilk romanı "Yaseminler Tüter mi Hala?" Ocak, 1985’de çıktı. "Yaseminler Türer mi Hala?" Eleni olarak doğan, Naciye’ye dönüşen, Türk kocasına dört çocuk doğurduktan sonra Eski Hisar göçmeni bir Anadolu Rum’u ile evlenen bir kadının sahiciye yakın hikayesidir.
İkinci kitabı, "İşkenceci" bir yıl sonra geldi, 1986. Burada da "şiddet"i ve şiddetin türevi "işkence"yi irdeledi - Türkiye toplumunun şiddete yatkınlığına işaret etti.
Yazar bu eserden sonra Türkiye Psikoloji de denilebilecek eserler meydana getirmeye başladı. Bu bağlamda "Or'de kimse varmı?" adlı dört ciltlik kitabını yayımladı. Yazar bu kitap hakkında şunları söylüyor: "Or’da kimse var mı? Benim sorduğum bir soruydu. Bu düşündüklerimi sadece ben mi düşünüyorum diye bir soru. Gördük ki, hayır, kitap 1992’de basıldı, o zamandan beri her yıl sessiz sedasız yeni bir baskı yapıyor. Or’da ne çok insan varmış, meğer! Dörtlü, 1970-1990 arası Türk ruhunun cenklerini anlatır - sosyalizmle, sosyal demokrasiyle, ülkücülükle, İslamiyetle, Kürtçülükle cenklerini. Bu arada da trajik bir kadın, Günay Rodoplu, kimselere dert anlatamadan ömrünü tamamlar. Dert anlatamadan, çünkü Günay Rodoplu, hiç farkında değildir ama "fuzzy"dir. "Fuzzy" yani çokdeğişkenli mantık, yani, yeni fizik, yani kaos teorisi, Kelebek Etkisi. "Hem solcuyum hem de sağcı" dediği için dışlanmış, ne Şiran’a ne de Selahattin’e yar olamamıştır, mesela. Zamanın toplumu "Holistic" ya da "bütüncül" düşünceden çok uzaktır onun için kadına kıyarlar."
Yazarın son kitabı iki ciltlik "Schrödinger’in Kedisi". Kitap "2035 Türkiye’sine dair, fütüristik bir bilim kurgu değil, bilimi temel alan kurgu" olarak değerlendiriliyor yazar tarafından. Dinden, eğitime, ekonomiden, aile yaşamına kadar, bilimdeki yeni gelişmeler ışığı altında ülkemize neler olabileceğini anlatıyor kitap.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.