Anamur, İçel İlinin batısında yer alarak doğusunda Gülnar, batısında Gazipaşa, kuzeyinde Ermenek İlçeleri bulunur. Anamur, dik yamaçlarla denize alçalan Toros Dağlarının eteklerinde, kuzeybatı-güneydoğu yönünde akan Sultansuyu Çayının doğu kenarında Akdeniz kıyısının en güney noktasında ve Orta Toroslardan Karagedik dağının Akdeniz'e uzantısından oluşan Anamur Burnu'nun 7 km.'de kuzey doğusunda denizden 3 km. içinde kurulmuştur.
1869 yılında ilçe olan Anamur, Mersin-Antalya karayolu üzerinde Mersin'e 223 km. uzakta olup muzu ile meşhur İçel'in şirin ilçelerinden biridir. İlçenin yüz ölçümü 1280 km2 olup nüfusun 1990 yılı Nüfus sayımına göre ilçe merkezinde 37.335 köyleriyle birlikte 65.767'dir.
Adı Nereden Geliyor
Anemurium sözcüğü "anem", burun, "urium" rüzgar serin anlamındadır. Gerçekten de Anamur'da en sıcak aylarda bile rüzgarlar serin esmektedir.
Tarihi ve Kültürel Çevre
Tarihçe
Geçmişi Antik Çağlara uzanan Anamur ilçesinin antik adı Anemurium'dur. Günümüzde ilçe merkezinin 6 km. güneybatısındaki kalıntılar roma ve Bizans dönemlerine aittir. Ancak çok daha önceki yüzyıllarda buranın, erken Akdeniz kolonizasyonuna ait bir ticaret iskelesi olduğu bilinmektedir. MÖ 1. Yüzyılda Romalıların Küçük Asya Eyaleti olan Kilikya bölgesi içinde kalan Anamur'da 4. Yüzyıldan itibaren Bizans yönetimi başlamış ve bu dönemde kent yeniden inşa edilmiştir. Müslüman Arapların yöreye gelmeleri 8. Yüzyılda Abbasi Halifesi Mansur dönemine rastlamaktadır. Anamur, 11. Ve 12. Yüzyılda Selçukluların daha sonra Karaman oğulları Beyliği'nin yönetimine girmiş, 1471 yılında da Fatih Sultan Mehmet'in komutanlarından Gedik Ahmet Paşa tarafından Osmanlı topraklarına katılmıştır.
1867'de Konya Vilayetine bağlı İçel Sancağı'nın bir kazası olan Anamur, 1877'de İçel Sancağı Adana Vilayeti'ne bağlanınca, Adana Vilayeti İçel Sancağı'nın bir kazası durumuna gelmişti.
V.Cuinet, 19. Yüzyılda Anamur iskelesine gemilerin daha çok yaz aylarında uğradığını yazmaktadır. Limana ayda bir düzenli olarak yalnızca Compagnie Bells Şirketi'nin gemileri gelmekteydi. Osmanlı yelkenlileri, Anamur'un deniz trafiğinde ağırlıklı bir yere sahipti. V.Cuinet, 1890'da Anamur'dan dış ülkelere gönderilen en önemli ürünlerin; kereste, buğday ve arpa olduğunu yazar. Buradan ihraç edilen kerestenin toplam değeri 350.000 frank idi. Ayrıca, Taşucu ve Kilindire'de olduğu gibi, İçel yöresinin ormanlarından elde edilen pelit ve meşe palamudu da önemli ihraç ürünleriydi. 19. Yüzyıl sonunda Anamur'un gümrük geliri yılda 150.000-200.000 kuruş arasında değişmekteydi. 1869 yılında ilçe olmuştur. Eski Anamur (Anemurium)
Anamur ilçe merkezinin 6 km güneybatısındadır. Kentin ne zaman kurulduğuna dair herhangi bir bilgiye ulaşılamadığı gibi roma İmparatorluk Çağı öncesine giden kalıntılara da bugüne kadar henüz rastlanmamıştır. Kentin adı sadece bir liman listesinde geçtiği için MÖ 4. Yüzyılda var olduğu bilinmektedir. Anemurium'un adının "rüzgarlı yer" anlamında kullanıldığı da antik kaynaklarca ifade edilir. 1. Yüzyılda kentin çevresine ilk surların yapıldığı, bir süre Kommagene Kralı Antiochos'un (38-72) yönetimine bırakıldığı tarihi bilgiler arasındadır. Kıbrıs'a yakın olması nedeniyle, özellikle Romalılar zamanında bir ara istasyon konumunda olan Anemurium, aynı zamanda kara yoluyla Toroslar'daki en önemli Roma kentlerinden biri olan Germanikopolis ile bağlantılıydı. Böylece, bölgedeki doğal kaynakların ihraç edildiği önemli bir ticaret kenti olmuştur.
Anemurium, 260'da Sasaniler tarafından ele geçirilmiş 4. Ve 5. Yüzyıllarda Toroslar'dan gelen korsanlar tarafında sık sık tahrip edilmişti. 650 yılında Arap akınlarına uğrayan kent, bu tarihten sonra terk edilir. 12. ve 13. Yüzyıllarda Anadolu Selçukluları'nın Mamure Kalesini ele geçirmelerinden sonra, bölge Türk egemenliğine girer. Anemurium kenti yukarı ve aşağı kent olmak üzere iki bölüme ayrılır. En göz alıcı yapıları; surlar, 3 adet hamam, tiyatro, odeon (konser salonu) ve palestra aşağı kenttedir. Liman Caddesi'nin her iki yanındaki kaldırımların belirli bölümlerinde yer yer zemin mozaikleri bulunmuş olup, bunların bir kısmı müzede sergilenmektedir. Kentin surları dışında kalan mezarlığı, Anadolu'nun ne iyi korunmuş örneklerinden biridir. Tonozlu mezarların tek ve iki katlı örneklerinin bir kısmının duvarlarında freskler ve mozaikler bulunmaktadır. Kentin içme suyunu sağlayan su kemerleri dışında, Erken Hıristiyanlık dönemine ait kilise kalıntıları bulunmaktadır. Hamam
Anemurium hamamı, Romalılar zamanında yapılmıştır. Zemini mozaiklerle kaplı, 2 katlı olan hamamın giriş kapısı önündeki yazıtta şöyle yazılıdır: "Hamama hoş geldiniz, iyi temizleniniz".
Odeon
Odeon, Anemurium harabeleri içerisinde, denizden 500 m. uzaklıkta sol tarafta bulunmaktadır. Roma tarzındaki oturma yerleri, yarım daire şeklinde taştan kademeli olarak yapılmıştır. Odeon'un orkestra yerinin tamamı mozaiklerle kaplıdır. Platformun her iki yanında "paradoi" veya "paradoks" denilen iki giriş kapısı bulunmaktadır. Bu kapılar konser salonuna girişi sağladığı gibi sanatçıların da salonuna girişini sağlamaktaydı. Mamure (Anamur) Kalesi
Silifke-Anamur karayolu üzerinde, Anamur'un 6 km. güneydoğusunda deniz kenarında yer alan Mamure Kalesi'nin torumu 23.500 metrekaredir.
3. yüzyıl veya 4. Yüzyılda Romalılar tarafından yaptırılmış olan kale, sonraları Bizanslılar ve Haçlılar zamanında genişletilmiştir. Selçuklu Sultanı Aleaddin Keykubat tarafından 1221 yılında ele geçirildiği sırada yıkılan kalenin yerine bugünkü kale yapılmıştır. Daha sonra burası Karaman oğulları ve Osmanlılara geçmiştir.
Bir kervansaray görünümünde olan Mamure Kalesi, en iyi korunmuş Anadolu kalelerinden biridir. Kuleleri, surları ve mazgalları halen ayaktadır. Kalenin beden duvarının üzerinde bulunan tek kitabede 1450 (Karaman oğlu İbrahim zamanı) tarihi yazılıdır. Şikari tarihine göre; "Anamur ve Taşeli'nin kafirler tarafından zapt ve harap edilmesi üzerine Karaman oğlu Mahmut Bey (1300-1308) 36.000 kişilik ordusuyla düşmanı bozguna uğratıp kaleyi ele geçirmiş, mamur edip, adını Mamuriye koymuştur." Kaydı geçer. Bir hendekle çevrili bulunan 36 kuleli kale, üç avludan oluşmuştur. Batı avlusunda halen ibadete açık, onarım görmüş tek minareli tarihi bir cami bulunmaktadır. İki bölümden oluşan kalede, iç içe iki sur ve surlar üzerinde kaleyi bütünüyle dolaşan ve bir taraftan bir tarafa geçişi sağlayan burçlar arasında bir yol vardır. Bu yol üzerinde 35 normal, 4 büyük olmak üzere 39 kule bulunmaktadır. Ak Cami
Karaman oğulları döneminde 1326'da yapılan cami, daha sonra yapılan yivli minaresi ile ilgi çekicidir. Karşısında Karamanoğulları'ndan kalma bir han ve bir köprü bulunmaktadır.
Ala Köprü
Dragon çayı üzerinde 1230 yılında Selçuklular tarafından yapılmıştır. Yapımı süren Anamur-Sinop Atatürk karayolu bu köprüden geçmektedir.
Köşebüklü Mağarası
Anamur'un 9 km kuzeybatısında, Ovabaşı köyünde bulunan bu mağara 500 metrekarelik alana oturmuştur. İçinde dikit ve sarkıtların yer aldığı bu mağaradaki tedavinin astımlılara ve kısır kadınlara iyi geldiği yöre halkınca söylenmektedir. Çukurpınar Mağarası (Düdeni)
Anamur'un kuzeyinde 46 km. uzaklıkta 1880 m yüksekliktedir. Taşeli platosundaki Sugözü yakınında Çukurpınar yaylasındadır. 1990 yılında bulunan ve Türkiye'nin en büyük mağarası olduğu söylenen bu mağaranın tahmin edilenden de büyük olabileceği düşünülmektedir. Son araştırmalara göre 924 metreye kadar inilmiştir. Mağaracılar tarafından yapılan araştırmalar halen sürdürülmekte olup, şimdiki araştırmalara göre dünyanın ikinci büyük mağarası durumundadır. Kaledıran Kalesi
Kentin 52 km. batısında, Kaledıran köyü yakınındaki bu gözetleme kalesi ve köy kalıntıları Bizans döneminden kalmadır.
Kalınviran Örenleri
İlçe merkezinin 2 km. yakınındaki eski Yunanlılardan kalma tapınaklar; Romalılardan kalma bazı mezarlar ve anıtlar; Bizanslılar dönemine ait olduğu sanılan kilise kalıntıları bulunmaktadır.
Deniz Feneri
1911 yılında Fransızlar tarafından yapılmıştır. Halen faal durumdadır.
Anamur Müzesi
Müzede etnoğrafik ve arkeolojik eserler bölüm, kütüphane, fotoğrafhane, laboratuar, konservasyon ve sanat galerisi gibi üniteler bulunmaktadır.
Arkeolojik bölümde Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerine ait eserler sergilenmektedir. Bozyazı'daki kazıda motifli altın diadem; Anamur Nekropolü'nde bulunan 36 parça ajurlu Bizans yapısı altın objeler, bronz Athena, kantar ağırlığı, müzenin önemli eserleri arasında yer almaktadır.
Anamur kazılarında çıkartılan ve çoğu mitolojik sahneleri içeren bitki ve geometrik desenli insan figürlü mozaik örnekleri ile MÖ 6. Yüzyıla ait ve Aydıncık'da bulunan kırmızı ve siyah figür tekniğinin en güzel uygulamaları olan lekitoslar; Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerine ait taş kitabe, mil taşları, taş ve pişmiş topraktan heykeller ve kabartmalar, Anamur kazılarında bulunan insan yüzlü kandil örnekleri, taşın bir dantel gibi işlendiği bitkisel süs ve hayvan figürlü taş işleme örnekleri, müzede sergilenmekteydi. Etnoğrafik bölümde geleneksel sanatların örnekleri, Yörük eşyaları ve "Post Yanışlı" kilim türleri, zengin bir koleksiyon oluşturmaktadır.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.