Deniz ve tatlı sularda yaşayan omurgalı hayvanlar. Yüzgeçleriyle hareket ederler. Kemikli ya da kıkırdaklı olabilirler. Soğukkanlı canlılardır. Solungaçları yardımıyla suda çözünmüş olan oksijeni alarak solurlar. Ayrı eşeylidirler ve genellikle yumurtlarlar. Çoğunlukla pullu, mekik şeklinde ve yüzmeye elverişli bir vücut yapıları vardır. Bedenlerinin her iki yanındaki duyu hücreleri algılarında yardımcı olur.
Kemikli Balıklar:
Bu balıklarda iskelet, en azından belli kısımlarda kemik yapıda olduğundan, kemikli balıklar anlamına gelen Osteichtyes adı verilmiştir. Bedenleri dermis tabakasından meydana getirilmiş pullarla örtülüdür ve çok değişik biçimlerde olabilir. Yüzgeçleriyle yüzer, solungaçlarıyla da solunum yaparlar. Tatlı, tuzlu, acı, çok soğuk ve çok sıcak gibi değişik su artamlarında yaşamlarını sürdürürler.
Kimi zooloji kitaplarında, kıkırdaklı balıkların daha ilkel olduğu ve kemikli balıkların bunlardan meydana geldiği belirtilir. Yalnız bu eski varsayım, günümüzde elde edilen fosil kayıtlarıyla çelişmektedir. Çünkü ilk kıkırdaklı balık fosilleri orta devoniyendeki, ilk kemikli balık fosilleriiyse siluriyendeki kayalar arasında bulunmuştur. Bu nedenle kemikli balıkların, kıkırdaklı balıklardan daha eski olduğu ve bunların da kıkırdaklı balıklar gibi Ostracodermi-Placodermi arası özelliğe sahip bir atadan meydana geldiği varsayılmaktadır.
Kemikli balıklar, kemik iskelet, pullar, bazı kemik plâkalar, yüzme kesesi ve daha iyi gelişmiş beyine sahip olmalarından ötürü, kıkırdaklı balıklardan daha evrim geçirmiş bir grup olarak kabul edilirler. Hava keseleri akciğer şeklinde olan bazı kemikli balıklarda, burun delikleri yutakla bağlantılı olduğundan, sığ bataklık sularında havayla rahatlıkla solunum yapabilirler.
Kıkırdaklı Balıklar:
İskeletleri kıkırdak yapıda olduğundan bu hayvanlar, kıkırdaklı balıklar anlamında; Chondrichthyes olarak adlandırılmışlardır. Kıkırdak yapıdaki iskelet, ilkel bir özellikten çok, dejeneratif bir özellik olarak kabul edilir. Çünkü bunların en yakın akrabaları olan Plaucodermi fosillerine devoniyende rastlanmasına karşın, ilkel kemikli balıkların fosilleri siluriyende bulunmuştur. İskeletin bazı kısımlarında kalkerleşme görülmesine karşın, bu sınıfın hiçbir örneğinde kemik yapıya rastlanmaz. Hemen hemen hepsi yırtıcıdır ve çeşitli canlılarla beslenirler. Çok az bir kısmı dışında, hepsi genellikle denizlerde yaşar. Jeolojik devirlerde yaşamış birçok kıkırdaklı balığın, bugün pul, diş ve yüzgeç ışını gibi sert kısımlarının fosillerine rastlanmaktadır.
Kıkırdaklı balıklar biyolojik açıdan da çok ilginçtir. Çünkü bunların bazı anatomik özelliklerini, yüksek yapılı omurgalıların erken embriyonik evrelerinde de görmek olasıdır. Bunların, Ostracodermi-Placodermi arası bir atadan zırhlarını ve iskeletlerindeki kemik yapıları kaybederek oluştukları kabul edilir.
Kıkırdaklı balıklar, Cyclostomata'ya göre daha ileri bir organizasyon gösterirler. Bedenlerinde pulların olması, iki çift lateral (çift) yüzgeçlerinin olması, kafatasına bağlı hareketli çenelerinin bulunması, dişlerinin mine tabakasıyla örtülü olması, belirgin bir mide ve pankreaslarının bulunması gibi özellikler bunu kanıtlamaktadır.
Kıkırdaklı balıkların, kemikli balıklardan daha basit organizasyonlu olarak kabul edilmesinin nedenleriyse; iskeletlerinin kıkırdak yapıda olması ve gerçek kemiklerinin olmaması, solungaçların her birinin çoğunlukla ayrı bir delikle dışarı açılması ve hava (yüzme) keselerinin olmamasıdır.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.