Bebeklerin ağlamalarının hep birbirinin aynı olduğu düşünülür. Oysa bebeklerin ağlamaları birbirinden farklı olduğu gibi bir bebeğin ağlama nedenleri de farklıdır. Bebekler en çok aç oldukları için ağlarlar. Ağlamaya yol açan bir diğer faktörde acı veya ağrıdır. Örneğin, gaz sancısı nedeniyle bebek ağlar ama tutup kaldırdığınızda gaz hareket ettiği için çıkar ve bebek birden susabilir. Sütü veya banyo suyu sıcak olduğunda bebekler ağlayabilir. Yine bebek, aşırı uyarılma, korku ve şokta da ağlayabilir. Örneğin, aşırı gürültü, yüksek sesle gülme, soğuk bir elle bebeği elleme, kucaklama ve keskin kokular da ağlamaya yol açabilir. Bebekler bir kez dış dünyaya alıştıktan sonra yaklaşık 2. aydan itibaren daha az ağlamaya başlarlar; fakat buna rağmen bazı bebekler diğerlerinden daha çok ağlar.
İkinci aydan itibaren bebeklerin ağlamalarına hoşnutsuzluk ve halinden şikayet etme nedeniyle ağlama da eklenir. Bu mutsuzluk ifadesidir. Daha sonra da sizi istediğini veya istemediğini göstermek için kızgınlıkla ağlayabilir. Bebeğin ağlamalarına ne zaman tepki verecekleri ne zaman vermeyecekleri konusunda anne babalar sezgilerine güvenmelidirler. Ancak bebeğin ağlamalarına yavaş tepki vermek ağlamayı çığırından çıkarabilir ve bu nedenle bazen tepkiyi ağırdan almak yerine hiç vermemek daha uygundur. Bebeklerin bir miktar ağlamaları kendilerini düzene koymaları açısından gerekmektedir.
Bebeğin ağlamasını durdurmanın en etkili yolu bebeği tutup kaldırmak ve omuzunuzun üzerinden etrafa bakmasını sağlayacak şekilde tutmaktır. Birinci yıldaki ağlamaların %85'inin bu şekilde durdurulabildiği görülmüştür. Diğer etkili teknikler de emzirme ve sallamadır. Diğer duyuları da sürekli biçimde uyarma bebeği yatıştırıp uykuya geçmeyi sağlayabilir. Örneğin ısıyı arttırmak ve bebeği sarmalamak gibi. Üçüncü aydan itibaren annenin sesi ve bebeğe bir şeyler göstermek de ağlamayı kesmede etkili olmaktadır. Dördüncü ayda ise hem görsel hem işitsel uyarılma birlikte yer aldığında bebek ağlamayı kesmektedir. Ritmik bir şekilde bebeği sallama, pozisyonunu değiştirme gibi hareketler de bebeği yatıştırabilir.
Bebeğin ağlaması genellikle emmeyle kesilir ve genellikle bebekler kendi parmaklarını emerek kendilerini rahatlatırlar. Bebekliğin ilk döneminde parmak emen bebeklerin ileri yaşlarda da parmak emen çocuklar olması beklenmez; ancak emerek sakinleşebilen bir bebeğe emzik vermek sizin işinizi de kolaylaştırıyorsa denenebilir. Altıncı aydan sonra bebekler daha az ağlamaya başlarlar. Ancak bu kez de farklı korkular geliştirebilirler. Örneğin elektrikli süpürgenin sesinden korkma gibi.Bebeğin korkularını tanıyıp bu konuda onun üstüne gitmedikçe azalacaktır. İkinci altı ayda bebekler beklenti geliştirmeye başladıkları için umdukları ya da bekledikleri olayların ya da kişilerin dışındaki her şey onları ağlatabilir. Örneğin yatağında uyanıp mırıldanırken ve alıştığı gibi anne-babasının gelip kendisiyle konuşmasını beklerken bir yabancı yatağına yaklaşırsa ağlayabilir. Yeni deneyimler de bu dönemde bebeği ağlatabilir. Örneğin ilk kez salıncağa binen bebek korkup ağlayabilir. Fakat sizin kucağınızda biner ve bu sırada kulağına fısıldayarak onunla konuşursanız tam tersine bu yaşantı hoşuna gidebilir. Henüz hareketsiz olan bir bebek, peşinizden gelemediği için, oyuncağı düştüğü ve alamadığı için, dikkatinizi çekmek için ağlayabilir. Eğer bebeğin verdiği ipuçlarına duyarlı olup ağlamasına fırsat vermeden ihtiyacını karşılarsanız bebek ağlamaya gerek duymayacaktır. Zaten bebek hareketlendikçe çaresizlikten doğan ağlamalar da azalacaktır. Birinci yılın sonunda bebeklerin daha çok anneleri yanlarındayken ağladıkları görülmektedir. Bu da ağlamanın artık iletişim amaçlı olduğunu gösterir. Yaklaşık 1 yaşındaki hareketli bir bebeği güvenliği için kısıtlamaya ya da engellemeye kalkıştığınızda ağlayacaktır. Bu nedenle bebeğin dolaştığı yerleri güvenli hale getirerek engellenmeler en aza indirilebilir.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.