Bebeklerin beslenme ritimleri ve gereksinimleri de önemli farklılıklar gösterir çünkü beslenme bir ihtiyaçtır. Bebek doğduğunda ve yaklaşık 3-4 hafta, her ağladığında emzirilmeli ya da beslenmelidir. Daha sonra ise bir program dahilinde emebilir veya beslenebilirler. Hemen her anne bebeğinin doymadığını onu iyi besleyemediğini düşünür ve bu konuda kaygılanır. Doğrusu etraftan gelen uyarılar da genellikle bu duyguyu pekiştirir. Oysa;
Bebek emdikten sonra daha huzurlu görünüyor mu?
Bir kaç saat aç kalabiliyor mu?
Günde bir kaç kez çişini yapıyor mu?
Alması gereken kiloyu alıyor mu? gibi soruların yanıtları size bebeğin doyup doymadığını en iyi şekilde gösterecektir. Bebek 4-5 aylık olunca katı gıdalara başlanabilir. Ayrıca bebekler bu aylardan itibaren çevreyle ilgilenmeye başladıkları ve herşeyi izlemek istedikleri için onları memede tutmak zor olabilir ve emmeye istekli görünmeyebilirler. Katı gıdalara geçildiğinde ise, bir seferde bir gıda denenmelidir. Bu, hem bebeğin damak tadı geliştirmesini sağlamak hem de neyin alerji yapıp yapmadığını ya da bebeğin neyi sevip sevmediğini anlamak açısından çok önemlidir. İlk denemelerin emmeyle çiğneme arasında yer alması için hafif sulu ya da sütlü gıdalarla başlamak uygundur. Katı besin yemek yeni bir beceri olduğu için geliştirilmesi zaman alacaktır. Her hafta yeni bir gıda denenebilir. Gündüz emerek beslenme hafifleyebileceğinden sabah ve akşam emme sırasında nispeten karanlık ve sessiz bir ortam tercih edilmelidir. İkinci 6 ayın sonunda bebeğin beslenmesi tekrar problem olmaya başlar. Çünkü bebekler iyice hareketlendikleri için hem kilo verirler, hem yemeğe ilgileri hem de iştahları azalır. Tombul bebek görünümü yok olur ama eğer ana-babalar veya bakıcılar bebeğin zayıflayacağından endişe edip ona ısrarla yemek yedirmeye çalışırlarsa yemek yemek çocuk için bir keyif olmaktan çıkıp eziyet haline gelir. Yeme konusundaki baskı çok farklı şekillerde kendini gösterebilir: Parmak emme, başını vurma, kusma, tükürme ve ağızda tutma gibi. Altıncı aydan itibaren yiyecekler eğer bebek hoşlanıyorsa onun eliyle yiyebileceği şekilde parçalanabilir ve kendi kendine yemesi, zevk alması sağlanabilir.
Bebeklerin beslenmesiyle ilgili sorunlar çoğu durumda aslında anne babanın sorunudur. Çünkü, bebek yemektedir fakat siz istediğiniz zaman, sizin istediğiniz kadar ve uygun şekilde yemiyordur. Oysa beslenme konusunda neredeyse sonsuz seçenek vardır. Süt içmeyen bir bebeğin peşinden elde biberonla dolaşıp içirmeye çalışmanın anlamı yoktur. Çünkü sütü farklı şekillerde sunabileceğiniz gibi yerine yoğurt dondurma gibi gıdalar da verebilirsiniz. Yumurta yemiyorsa yumurtadan nefret ettirmek yerine sevdiği kekten verebilirsiniz. Yemediğini düşündüğünüz bir gıdayı bir süre sonra tekrar denerseniz bir gün keyifle yediğini görürsünüz.
Yemek çocuklar için ne bir ödül ne de bir ceza olarak kullanılmamalıdır. Böyle olduğu zaman yemek yeme ana-babayla çocuk arasında bir mücadele alanı haline gelir. Bebekler yetişkinlerin bu konuya verdikleri önemin çok fazla farkındadırlar ve sizinle yarışırlar. Bir yaşına doğru bebeklerin yemeğe karşı ilgileri iyice hafifler ve kilo alma yavaşlar. Bu yüzden öğün uzatılmamalıdır. Çünkü çocuk hem öğüne uymayı öğrenemez hem de aile bu konudaki kontrolü kolay kaybedebilir. Çocuk bir sonraki öğüne kadar oyunla oyalanmalıdır. İki yaşındaki bir çocuğun dengeli beslenmesi için yiyebileceği şeyler; et, süt yumurta peynir ve taze yeşil sebze ile meyveden oluşur. Çocuk bunların çoğunu sevmediğinde ise anne kaygılanır. Bu durumda bir gıda maddesi yerine geçebilecek başka gıdalar denenebilir. Çocuğun yemediği şeyler için üzülmek yerine severek yiyebileceği yeni pişirme tarzları ve bileşimler oluşturmak için uğraşmak daha akıllıcadır. Çocuklar hızla gelişmekte ve sürekli hareket etmekte oldukları için kaloriye ihtiyaç duyarlar. Yiyeceklerin içerdikleri kalori miktarı değiştiği gibi, yemeklerin hazırlanış biçimi de onların içerdiği kalori miktarını etkiler. Örneğin kızarmış patates haşlanmış olanın 3 katı kalori içerir. Bu nedenle bazen az yiyen çocuklar aslında kendilerine yüksek kalorili yiyecekler sunulan çocuklardır.
Çocuk beslendiği ve büyüdüğü halde siz hala endişeliyseniz büyük olasılıkla çocuğun yemek yeme davranışından şikayetçisinizdir. Çocuğu sağlıklı bir şekilde beslemek ayrı bir şeydir, sosyal alışkanlık ve kurallara uygun bir şekilde beslemek farklı. Sofrada ve çatal kaşık kullanarak yemek yemeyi çocuk nasıl olsa öğrenecektir ve bu konuda çok fazla baskı uygulanmamalıdır. İsteyerek yiyiyorsa eliyle yemesine izin verilebilir.
Bir çocuk tabağındakini yemesi için zorlandığında bu miktarın onun için gerekli miktar olduğunu sanırsınız oysa kendi ihtiyacının ne olduğunu en iyi çocuk bilmektedir. Öğün zamanları da yine çocuğun ritmine göre ayarlanmalıdır. Yemek yeme, çocuk zayıf ya da gelişimi geri kaldığında bir problemdir. Gelişimi normal bir çocuk, sizin verdiğinizi yemediğinde, sizin onaylamadığınız şekilde yediğinde veya siz söylediğinizde yemediğinde bir sorun olarak ortaya çıkmamalıdır. Çocuğun beslenmesini problem haline getirmekten kaçınmak için; çocuğun açlıktan ölmeyeceğine inanın. Çocuğunuz alması gereken kiloyu alıyor ve doktoru da bunun yeterli olduğunu söylüyorsa size düşen ona yararlı yiyecekler sunmak fakat yemesi için zorlamamaktır. Zaman içinde çocuk uygun yiyecekleri seçmeyi öğrenecektir. Tüm alanlarda çocuğunuzun bağımsızlığını cesaretlendirin. Yemeğini kendi kendine yiyebileceği şekilde sunun ve yardım istemedikçe yardım etmeyin. Beslenmeyi çocuk için mümkün olduğunca aktif bir süreç haline getirin. Yemeğini zevk aldığı şekilde yemesine izin verin. Yemekleri istediği sırada ve istediği şeylerle karıştırarak yemesine izin verin ve ne zaman doyduğuna da kendinin karar vermesini sağlayın.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.