Bedeninizle verdiğiniz en temel mesajı beden duruşu yansıtır. Merkezin (göğüs açıklığı) kullanımı insanın gerçek duygu durumunu, dünyaya ve hayata karşı enerji düzeyini yansıtır.
Resim 1 'deki beden duruşuna sahip bir öğretmen, karşısında bulunduğu bir sınıfa, yaptığı işten, bulunduğu durumdan memnun olmayan, bilgisinden emin olmayan, kendisini güven içinde hissetmeyen bir insan izlenimini verir.
Böyle bir görünüşe büyük çoğunlukla zayıf ve tereddütlü bir ses tonu eşlik eder. Bu durumda da öğrencilerin öğretmenin söylediklerine karşı çıkma ihtimali artar.
Merkezin çok fazla açılarak geriye doğru gitmesi ve kolların genişleyerek yana doğru açılması, öğretmene saldırgan bir görünüş kazandırır
Öğretmenin sınırlarını genişlettiği bu görünüş, onun sınıftan gelen her türlü uyarana daha şiddetli karşılık vereceğini düşündürür ve öğrencilerde rahatsızlık yaratır.
Merkezin göğüs üzerinde kesişen bir yatay ve dikey eksen üzerinde dengeli olarak durması, omuzların geriye doğru genişlemeden dik olarak tutulması, ayak açıklığının omuz açıklığını geçmemesi, öğretmenin kendini kabul ettiren, güvenli bir şekilde algılanmasına imkân verir.
Merkezlerini ölçülü bir şekilde dünyaya açan insanlar, büyük çoğunlukla diğer insanlarla sağlıklı ilişkiler içindedirler
KOL KAVUŞTURMA
însanın eri zayıf noktası kalbinizin bulunduğu göğüs bölgesidir. însanlar kendilerini güvende hissetmedikleri zaman, mağara devrinde yaşayan atalarından devraldıkları bir jesti kullanırlar ve kollarını kavuştururlar. İnsanın dış dünyadan aldıklarına ve verdiklerine aracı olan organı elleridir. Ellerini ister ceplerine sokarak, ister kollarını kavuşturarak iletişimden çıkartan insancı iç dünyası "Kendimi güvende hissetmiyorum. Bu sebeple de ne bir şey almak istiyorum, ne de bir şey vermek istiyorum" demektedir.
Kol kavuşturma engeli. Bir araştırma
Yapılan bir araştırma konuya açıklık ve derinlik getirmektedir. Orta eğitimin bir sınıfındaki öğrencilere belirli bir dersi izlerken her zamanki gibi rahat ve gevşek oturmaları, kollarını kavuşturmayıp, ayak ayak üstüne atmamaları söylenmiş; bir başka sınıftaki öğrencilere de aynı dersi izlerken kollarını kavuşturmaları ve ayak ayak üstüne atmaları talimatı verilmiştir.
Araştırma sonuçlarına göre, kollarını kavuşturan grubun öğrenme ve hatırlama miktarının % 38 daha düşük olduğu, öğretmene ve öğretilen konuya karşı daha fazla eleştirici oldukları görülmüştür.
Araştırmanın ortaya koyduğu bir başka bulgu da, kollarını kavuşturan bir dinleyicinin, öğretmene karşı sadece olumsuz bir duygu içinde olmakla kalmayıp, söylenenlere de daha az dikkat ettiğidir.
Kollarını alışkanlıktan veya rahat ettikleri için kavuşturduklarını söyleyenler, gerçekte korunmaya yönelik ve savunucu bir duyguya sahip oldukları için kendilerini iyi hissetmektedirler.
Ayrıca iletişim "kişiye" değil, "kişiyle" yapılan bir etkinlik olduğu için, bizim niyetimizin değil, dinleyicide uyanan izlenimin daha büyük değer taşıdığı unutulmamalıdır. Öğrencilerin bu duruşu, "olumsuz bir tavır" olarak algıladıkları araştırmalarla ortaya konmuştur.
İnsan dinlediği kişi ile aynı fikirde değilse kollarını kavuşturur. Bu, çok sayıda öğrencinin bulunduğu sınıflar için geçerli olduğu gibi yüz yüze kurulan ikili ilişkiler için de geçerlidir. İnsan diliyle çok kolay, bedeni ile çok zora yalan söyler. Bu sebeple karşınızdaki öğrenci veya öğrencilerin kolları kavuşmuş durumdaysa, bunu açmak için bir şeyler yapmanız gerekmektedir. Bu amaçla kişinin eline bir şey vermek, soru sormak, görüşünü açıklamasına imkân sağlamak yararlı olur.
Unutmamak gerekir ki, savunucu ve olumsuz davranış devam ettikçe, olumsuz tavır da devam eder. Ayrıca olumsuz tavır, olumsuz jesti daha da güçlendirir.
Elleri bedenin arkasında tutmak
Elleri bedenin arkasında kavuşturmak otoriteyi temsil eden polislerde, subaylarda ve öğretmenlerde çok sık görülür (Resim 5).
Ellerini arkasında kavuşturan kişi, karnı ve göğsü gibi zayıf noktalarını açıkta bıraktığı için, kendisini çok güçlü ve bütünüyle güven içinde hissediyor demektir. Bu sebeple bu jest mutlak bir üstünlük ve kendine güven işaretidir.
Böyle bir üstünlük gösterisinin özellikle yetişkinlik sınırında bulunan lise 2 ve 3. sınıf öğrencilerinde ve üniversite düzeyindeki öğrencilerde rahatsızlık yaratması mümkündür. Bu sebeple bir öğretmen beden dilinin sınıfında yaratacağı izlenimi kontrol ederek, sınıftan kendisine yönelecek tepkileri de kontrol altına alabilir.
Kendinden emin, güvenli ve üstünlük belirten jest.
GÖZ İLİŞKİSİ
Beden dilini iyi kullanan ve sınıfını kontrol etmek isteyen bir öğretmen, öğrencileriyle kurduğu ilişkide göz temasının öneminin farkındadır. Öğrencilerinizin gözlerine bakarak anlattığınız derse duydukları ilgi derecelerini son derece isabetli olarak anlayabilirsiniz.
Göz ilişkisi kurmak demek, gözünü karşıdaki öğrencinin gözünün içine dikmek değil, iki göz ve dudaklar arasındaki üçgene bakmak demektir. Bir öğretmenin yapacağı ciddi hatalardan biri, dersin bütününü sınıftaki bir veya birkaç öğrenciye yönelik olarak yapmaktır.
SES TONU
İnsanlar arası iletişimin önemli bir öğesi olan ses tonu, içeriği % 30 oranında etkilemektedir. İyi bir öğretmenden beklenen neşeli ve enerjik ses tonuna sahip olmasıdır. Eğer öğretmenin sesi tekdüze
veya zayıfsa, anlattığı ders konusundaki bilgisi ne kadar engin olursa olsun, kendisini sınıfa dinletmesi mümkün değildir.
Tonlama ve vurgulamadan yana zengin bir konuşma neşeli ve canlı bir ses tonuyla bütünleştiği zaman, edilgen bir durumda olan öğrencilerin dikkatlerinin dağılmasına ve uyumalarına engel olur. Böylece dersin verimi artar.
Ses tonu ile insan birçok nüansı yansıtır. Gerginlik en başta kendisini ses tonunda ortaya koyar. Öğretmenin sesiyle aynı kelimeye çok sayıda anlam vermesi mümkündür. Bu sebeple iyi bir öğretmen sınıfta kullandığı neşeli ve canlı ses tonundaki dalgalanmaları kontrol eder, gerginliğinin ve olumsuz duygularının ses tonuna yansımasını önler.
Sevgili meslektaşım, özellikle kalabalık veya gürültülü sınıflarda kendinizi duyurmak için sesinizi çok yükseltmek zorunda kalırsanız, bir süre sonra ses tellerinin zorlanacağını ve sesinizin çatlayacağını unutmayın. Sesi gerekli olduğu yerlerde yükseltmek veya alçaltmak, etkili konuşmanın çok önemli bir parçasıdır. Bazen bir fısıltıyla söylenen bir söz en çok akılda kalan olabilir. Bundan yararlanın.
DİNLEME JESTLERİ
Bir öğrencinin konuya duyduğu ilgiyi bedenin üst bölümünün, kolların, elin ve başın kullanılışı ortaya koyar. Dinledikleri konuya ilgi duyan öğrencilerin çoğunlukla bir ellerinin kapalı olarak yanakta durduğu ve işaretparmaklarının da şakak boyunca yukarı baktığı görülmüştür.
Dinlediği derse ilgi duyan bir öğrenci, ilgisini en belirgin biçimde bedenini öne doğru eğerek gösterir. Böylece öğrenci bedeniyle beraber bütün duyu organlarını da gelen mesajlara açmış olur.
Eğer el yanağa değmekten çıkıp, avuç başa destek olmaya başlarsa, öğrencinin ilgisi kaybolmuş, bunun yerini sıkıntı almış demektir.
Başın hafif yana yatması da dinleyicinin konuya ilgi duyduğunun işaretidir. Ders anlatırken, öğrencilerin hafif öne eğilerek sizi dinlemeleri doğru yolda olduğunuzu gösterir. Konuya ilgisini kaybeden öğrenci ise başını geri çeker. İlginin bütünüyle kaybolduğu durumlarda, başın geri çekilmesine bedenin de bütünüyle geri çekilmesi veya iyice arkaya yaslanmak eşlik edebilir.
İlgiyle dinlemek.
Kaybolan ilgiyle birlikte ortaya çıkan dinleme biçimi.
Sevgili meslektaşım, bir öğretmenin bedeninin dilinin işaretlerini bilerek kollanması, sınıf üzerinde elde etmek istediği izlenimi yaratmasına imkân verir. Aynı şekilde öğrencilerinden gelen işaretleri değerlendirmesi de, onların güçlüklerini birlikte çözmek için anlayışlı bir zeminin gelişmesine yardımcı olur.*
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.