Ergenlik çağındaki gençlerin yaşadıkları evlerin çoğunda dikkati çeken tartışma konularından biri , gençlerin ayna önünde geçirdikleri zamandır. Sürekli dış görünüşü inceleyerek saatlerce saçına şekil vermeye çalışan , yüzündeki sivilceyi örtmek için uğraşan gençlerin benzer davranışları , ailenin diğer üyelerinin zaman zaman sabırlarını taşırarak öfkelenmelerine neden olur.
Ergenlik döneminde ortaya çıkan düşünce sisteminde ve duygusal yapıdaki değişikliklere bağlı olarak gençler dikkatlerini kendi üstlerine , öteki dönemlere oranla çok daha fazla yoğunlaştırırlar. Çevrelerindeki hemen herkesin de kendileriyle ilgilendiklerine inanırlar. Onlara göre giysilerindeki bir uygunsuzluk , görünüşlerindeki bir değişiklik çevrelerin hemen dikkatini çekecektir. Ergenlik çağına has bu "ben merkezci" düşünce yapısı beraberin, ergenlik çağındaki gençlerin az ya da çok hemen hepsinde gözlenen , dış görünüşlerinin yeterince iyi olmadığına ilişkin kaygıları da getirir. Önceki gelişim dönemlerinde pek şikayetçi olmadıkları boyları , kiloları ciltlerindeki bozukluklar gibi birçok şeyden yakınmaya başlarlar. Ergenlik döneminde , çocukluk dönemlerinde rastlanmayan bir hızla beden yapısındaki oranlarda , dış görünümünde değişiklikler ortaya çıkar. Ana-babaları , öğretmenleri kendilerine karşı uygun tutumlar gösteren ergenlik çağındaki gençler , kendilerinde olan değişmeleri kolayca kabullenebilirler. Ancak gençlerin hepsi çevrelerindeki yetişkinlerden destek almaya aynı şansa sahip değillerdir ve bedenlerindeki hızlı değişme ayak uydurmakta güçlük çekerler. Bazıları " çevre tarafından kabul edilebilmek için, en önemli şey dış görünüştür" gibi hatalı düşüncelere kapılırlar. Kabul görmek için , dış görünüşlerini , reklamlarda , filmlerde , gençlik dergilerinde gördükleri yada akranları arasında popüler olduklarını düşündüklerini modellere benzetmeye çalışırlar. Bununla birlikte bu çaba genellikle geçicidir; gençlerin çoğu ergenlik dönemlerinin sonlarına doğru ben merkezci düşünceden de sıyrılmalarına bağlı olarak ve göreceli olarak daha bağımsız ve daha tutarlı bir dış görünüşü benimsemeye başlarlar.
Olumlu bir beden imgesi geliştirmek oldukça uzun bir zaman ve deneyim gerektirmektedir. Ergen , değişik kalıp ve tutumları deneye deneye , çocuklardaki kimliğinden daha farklı bir benlik kavramı geliştirmeye başlar."Bireyin kendisi, fiziksel ve sosyal çevresiyle olan etkileşimleri sonucu sahip olduğu kendine ait birtakım duygu, değer ve kavramlar sistemi" olarak tanımlanabilecek benlik kavramının, birey tarafından olumlu olarak algılanmasının ve algılanan benliğin kabul edilmesinin ruh sağlığı üzerindeki önemli büyüktür.( Kılıçcı, 1989 ) Olumlu bir benlik kavramına sahip olmada beden imgesinin olumlu olmasının da önemi büyüktür.
Yapılan araştırmalar kızlarda fiziksel olrak çekici olma ; erkelerde atletik bir vücut tapısı ile olumlu benlik algısına sahip olma arasında olumlu ilişki olduğunu göstermektedir. ( Lerner ve Karabenick, 1974 ) Olumsuz bir beden imgesine sahip olan , örneğin çok kilolu ergenler , olumlu bir benlik geliştirmede sorunlarla karşılaşmaktadırlar.
Olumsuz bir beden imgesi , yani gencin kendini güzel / yakışıklı olarak algılamaması , benlik kavramının da olumsuzluğuna yol açmaktadır.?
Bu soruya verilebilecek bir yanıt " bu durumun nedeni gençlerin dış görünüşünden değil, davranışlarının niteliğinden kaynaklanmaktadır." Biçiminde başlayabilir. Gençlerin dış görünüşlerinden değil, davranışlarının niteliğinden kaynaklanmaktadır" biçiminde başlayabilir. Gençlerin dış görünüşlerini beğenmemeleri dış görünüşleri yüzünden "alay edilecekleri" korkusuyla arkadaş gruplarına katılmaktan kaçınmaları, bir süre sonra onların arkadaş grupları tarafından da unutulmaya başlamalarına yol açabilir.
Ancak genç artık aranmamaya başlanmasını, davranışlarına değil de dış görünüşüne bağlayabilir. "Dış görünüşüm nedeniyle hiç kimse benden hoşlanmıyor, bu yüzden beni aramıyorlar" biçimindeki mantıkdışı / irrasyonel bir düşünce biçimi, beraberinde başka bir mantık dışı düşünceyi getirebilir. Genç "hiç kimse benden hoşlanmıyor, beni sevmiyor , o halde ben sevilmeye değer bir insan değilim.." biçimindeki yanlış sonuçlara varabilir. Böyle hatalı bir mantık işleyişi , bireyin kendini değersiz olarak görmesi sonucuna yol açabilir. Böylece de benlik kavramının olumlu olması güçleşir. Aslında temelde olumsuz beden algısından kaynaklanan "reddedilme korkusu" bazen çok ciddi boyutlara ulaşarak , gencin tamamiyle içine kapanıp , bütün sosyal etkinliklerden kaçınmasına kadar uzanabilir.
Orta Dereceli Okul Öğretmenlerine Öneriler
Her gelişim döneminin beraberinde getirdiği , organizmanın uyum sağlamasını ve özümsemesini gerektiren değişiklikler vardır. Uyum sağlanması gereken değişiklikler , ergenlik döneminde en üst düzeye ulaşır.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.