Nasriler olarak da bilinen, İspanya’daki Müslüman hanedanların sonuncusu. Endülüs Müslümanlarına yardım için gelen Muvahhidlerin İspanyollar karşısında başarı sağlayamayarak Fas’a çekilmesi üzerine bu bölgede İslam birliği tamamen bozulmuştu. Bunu fırsat bilen İspanya Hıristiyan devletleri Müslümanlar üzerine akınlar düzenleyerek, Haçlı Seferlerine başladılar. Endülüs’ün en büyük merkezi olan Kurtuba, Kastilya Kralı İkinci Ferdinand tarafından ele geçirilip, yakılıp yıkıldı. Bundan sonra diğer Müslüman şehirleri de birer birer Hıristiyanların eline düştü. Endülüs beylikleri tamamen ortadan kalktı. Bunlardan sadece bir tanesi güneydoğu İspanya'da Hıristiyanlara karşı bir müddet daha varlığını koruyabildi. Bu devlet, merkezi Gırnata şehri olan Beni Ahmer idi.
Devletin kurucusu Muhammed bin Ahmer adında bir zattır. Bu sırada Hıristiyanlar Müslümanları kuzey ve orta İspanya’dan atmışlardı. Memleketi elden giden bütün Müslümanların Gırnata’da toplanması bu devletin gücünü artırdı. Bununla beraber Beni Ahmer Devleti, siyasi bir kuvvet olmaktan çok, kültür ve medeniyet alanında üstün bir varlık gösterdi. İspanya’nın Hıristiyan devletleri, yarımada üzerinde bir İslam devletinin mevcudiyetine tahammül edemiyorlardı. Fakat, tek başlarına da bir şey yapamıyorlardı. Böylece Beni Ahmer Devleti 15. asrın sonuna kadar hakimiyetini sürdürdü. Ancak bu devirde, İspanya’nın kuvvetli krallıklarından olan Kastilya Kraliçesi İzabella ile, Argonya Kralı Ferdinand’ın evlenmeleri İspanyol birliğinin teşekkülünü sağladı ve Müslümanlara felaket getirdi. Zira bu tarihten itibaren Ferdinand Müslümanlar üzerine akınlar yapmaya ve onları yurtlarından uzaklaştırmak için sıkıştırmaya başladı. 1462’de Cebel-i Tarık, 1489’da Kadiz, İspanyolların eline geçti. Sıkışık bir durumda olan Gırnatalılar, Afrika’daki Müslüman devletler ile Osmanlı Devletinden yardım istedilerse de bir cevap alamadılar. Bilhassa bu sırada Osmanlı Devletinde deniz kuvvetlerinin uzak seferlere çıkmaya elverişli olmaması ve papanın elinde esir bulunan Cem Sultanın devletin aleyhine kullanılma tehlikesi istenilen yardımın yapılmasına mani oldu. Neticede 1492’de İspanyollar devletin merkezi Gırnata’yı kuşattılar. Son Beni Ahmer hükümdarı Ebu Abdullah Muhammed, bazı şartlarla şehri Katolik Ferdinand’a teslim etmeye razı oldu.
Ebu Abdullah’ın Afrika’ya çekilmesi ile sekiz yüz yıldan beri bir İslam memleketi olan İspanya, tamamen hıristiyanların eline geçti. Gırnata’ya giren Hıristiyanlar, Haçlı taassubu ile İslam kültür ve medeniyetinin en güzel yerlerinden biri olan Endülüs’ü yakıp yıktılar. Sanat harikası camileri tahrib ettiler. Bir kısmını kiliseye çevirdiler. Beş yüz bin el yazması eser, Ferdinand tarafından meydanda yakıldı. Böyle ilim düşmanları tarihte pek nadir görüldü. Müslüman halka muameleleri de çok zalimane oldu. Kaçabilen Müslümanlar, Kuzey Afrika’ya sığındı, geride kalanlar kitle halinde katlolundu. Hıristiyanlık, İspanya’nın bu son parçasına vahşet ve barbarlık afeti olarak girdi. Osmanlı Devleti Kemal Reis komutasında bir donanmayı yardım için İspanya’ya gönderdi. Bu donanma, Hıristiyan kıyılarını vurdu. Hıristiyanların zulmü altında kalan bazı Müslümanları kurtararak Osmanlı Devletine getirdi.
Beni Ahmer Devleti, Ortaçağda kurulan devletlerin kültür ve medeniyet alanında ileri bir seviyede olması sebebiyle İslam tarihinde önemli bir değere sahiptir. Devletin kurucusu Muhammed bin Ahmer, başşehir Gırnata’da yaptırdığı, Elhamra Sarayı ile, dünya mimarlık tarihinin en muhteşem eserlerinden birini meydana getirmiştir. Günümüzde bile bu saray, görenlerin hayret ve takdirini kazanmaktadır. Ayrıca Beni Ahmer Devletinde pekçok alim yetişti. Daha çok çalıştıkları ilim sahalarında kurucu rol oynayan bu alimlerin başında gelen İbn-i Haldun, tarih sosyolojisinin kurucusudur. Yine Lisanüddin ibni Hatib ve Makkari gibiler ise ünleri her tarafa yayılmış alimlerdir.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.