Bilinç her zaman insan yargılarına göre mantık yürütür ve karşılaştırır. Bilinç her şeyi geçmiş deneyimlere bağlayarak göreceli düzeyde değerlendirir. Sürekli olarak beş duyumuza göre karşılaştırma yaparak hayatın bir bölümünü diğerlerine bağlarız. Zaman programlarını hazırlarken uzay (mekân) ilişkilerini düşünürüz. Bu ilişkileri isteklerimize uydurmaya çalışırız. Her şeyi belli kalıplara uydurmaya, mekân kavramımızla ilgili olan zaman kavramımıza göre işleri yürütmeye çalışarak çevremizdeki hayatı itekleyip dürtükleriz hep. Kendimizi deneyimlerimizle, onların sonuçlarıyla sınırlarız. Kıtayı atlı arabayla geçen insanın jet çağı hakkında bir kavramı olamazdı. "Seksen Günde Devri-alem" büyük bir başarıydı; fakat uzay çağı düşüncelerimizi nasıl etkiledi? Bugün astronotlar birkaç saatte dünyanın çevresinde tur atabiliyorlar. Evet, zaman insanın sonsuzluk ölçüsüdür; bir yerden başka bir yere, bir deneyimden başka bir de-neyim^-geçişinin ne kadar sürdüğüne dair geliştirdiği kavram'dır.
Bilinçaltı, bilinç gibi zamanın farkında değildir. Bilinçaltı, bilincin direktiflerini soru sormadan ve tam olarak uygular. O, sabah tam istediğimiz saatte bizi uyandıran gönüllü hizmetçidir. Saate bakmadığı için çalar saatten çok daha kesindir. Kendimize uykumuzun çok hafif olduğunu ve "garip bir nedenden ötürü" her gece saat üçte uyandığımızı söylersek o harika, itaatkâr bilinçaltımız bunu bir emir olarak kabul edip bizi her gece tam üçte uyandıracaktır. "Bilinçaltı mizah duygusundan yoksundur" derler ve sözünü ettiğim uyku deneyimini yaşayanlar bunun doğru olduğunu bilirler. Bilinçli olarak kabul ettiğimiz her şey gönüllü hizmetçi olan bilinçaltı tarafından yerine getirilir. Zaman konusunda, kendini-yönetme hayatımızda önemli bir rol oynar. Sonuçta, tamamıyla bilincimizin direktifleri doğrultusunda hareket ettiğini görebiliriz.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.