Bu öykü başarılı iletişimle ilgili olarak öğrendiğim herşeyi kapsıyor. Öykü "mesaj sizsiniz" diyor. Bunun tam olarak anlamı şudur: Birisiyle iletişimde bulunduğunuz zaman, mesajı oluşturan, yalnızca öteki kişiye göndermek için seçtiğiniz sözcükler değildir. Ne tip bir kişi olduğunuzla ilgili olarak, gözlerinizle, yüz ifadenizle, beden hareketlerinizle, ses tonunuz, şiddetiniz ve yoğunluğunuzla, mesajmızdaki kararlılığınız, espri anlayışınız ve diğer bir çok etmenle işaretler gönderiyorsunuz. Dinleyici kişi sizden gelen semboller ve işaretlerle bombardımana uğruyor. Öteki insanlara ilişkin olarak yaptığınız herşey, neyi temsil ettiğiniz ve mesajınızın ne olduğu ile ilgili olarak o kişilerin yargıda bulunmalarına yol açar. "Mesaj sizsiniz" anlayışı, insanın kendini, yürüyen konuşan bir mesaj olarak tanımlamadıkça, önemli noktayı kaçıracağı gerçeğine varır. Sizin diğer niteliklerinizle uyum halinde olmadıkça, kelimeler kendi başlarına anlamsızdır. Bütün olarak "siz"i diğerlerinin sizin hakkınızdaki duygularını ve size karşı tepkilerini etkiler. Reagan-Mondale tartışması olayında, dinleyicilerin zihinlerinde gerçekten yalnızca bir tek şey vardı: Başkan yeni bir dönem daha çalışabilmek için çok mu yaşlıydı? Reagan seçmenlerin çoğunun gözünde çok popülerdi. Ama, ikinci bir başkanlık dönemini idare edebilecek kadar fiziksel açıdan yeterli miydi? Söylediği sözlerle, kendini zinde ve yeterli olarak hissettiği yönündeki görüşünde direnebilmişti. Gerçekten de öyle davrandı. Ama o, mesajın yalnızca küçük bir kısmıydı. Başkan, ilk tartışmada, yorgun, sinirli ve hatta zaman zaman şaşırmış olarak görünmüştü. Bu nedenle şimdi, seçmenlerin 1980'de seçmiş oldukları aynı Ronald Reagan olduğunu göstermesi gerekiyordu. Yol gösterici olarak benim rolüm ona, tartışmalardaki amacının, seçmenlerin o çok sevdikleri "bütün kişiliğini" iletmesi olduğunu hatırlatmaktı.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.