Cemal Reşit Rey - Bilgiler
08/12/2009 20:17
Cemal Reşit Rey 25 Eylül 1904'te Kudüs’te doğdu. O sırada babasının görevi nedeniyle ailesi burada kalıyordu. İlk piyano derslerini annesinden aldı ve sekiz yaşında ilk valsini besteledi. İstanbul Galatasaray Lisesi’nde ilköğrenimine başlayan Cemal Reşit Rey burada iki yıl okudu. Daha sonra 1913’te babası ‘‘Babıali Olayı’’ nedeniyle ülkeden ayrılmak zorunda kalınca ailesi ile birlikte Fransa’ya yerleşti. Burada Marguerite Longu adlı piyano eğitbilimcisinin öğrencisi oldu. I. Dünya Savaşı’nın çıkması nedeniyle aile Fransa’dan ayrıldı ve İsviçre’de Cenevre’ye yerleşti. Cemal Reşit Rey burada St. Antoine Koleji ile Cenevre Konservatuarında eğitimini sürdürdü. Altı yıl burada kaldıktan sonra aile 1920 yılında Paris’e döndü. Eski öğretmeni Marguerite Longu ile piyano çalışmalarını sürdüren Cemal Reşit Rey burada ayrıca Raoul Lappara ile kompozisyon, Gabriel Fauré ile müzik estetiği ve Henri Defosse ile de orkestra şefliği çalıştı. Buradaki üçüncü yılında Türkiye’de Cumhuriyetin kurulması üzerine Cemal Reşit Rey ülkesine geri döndü ve o sıralar Darülelhan olarak bilinen İstanbul Konservatuarında öğretmen olarak çalışmaya başladı. Burada kompozisyon ve piyano dersleri verdi. Cemal Reşit Rey, Türkiye’ye geldikten üç yıl sonra önce bir koro ve daha sonra da 1934 yılında bugünkü İstanbul Kent Orkestrasının temeli olan yaylı sazlar bölümünü kurdu. Bu yaylı sazlar topluluğuna onbir yıl sonra üflemeli çalgıları da ekleyerek bunu bir orkestraya genişletti ve 1968 yılına kadar yönetti. Bu orkestranın dışında 1946-60 yılları arasında başka ülkelerde yabancı orkestralar yönetti. İstanbul Filarmoni Derneğinin kurulmasına da önayak olan Cemal Reşit Rey 1938-40 yılları arasında ayrıca Ankara Radyosunda ‘‘Batı Müziği Yayınları’’ programının şefi olmuştur. Bunun dışında İstanbul Radyosunda kendi hazırladığı ‘‘Piyano Dünyasında Gezintiler’’ adlı programında kendi parçaları ile birlikte Türk ve yabancı yapıtlar seslendirdi.

Çeşitli türlerde parçalar besteleyen Cemal Reşit Rey, melodik ve tonal olan bu yapıtlarının birkaç ayrı döneme ayrılarak incelenebileceğini belirtmiştir.

1. Bunların ilki 1919 ile 1926 yılları arasındaki öğrencilik dönemi diye bilinen dönemdir. Bu dönemde Fransız halk şarkıları bestelemiştir.

2. Daha sonra 1926’dan 1931’e kadar Türk halk şarkılarını armonize ettiği dönem gelir. Bu şarkılardan 12 Anadolu Türküsü adı altında toplanmış olanların ilk seslendirilişi Paris’te Pleyel salonunda gerçekleştirilmiştir.

3. 1931 ile 1950 yılları arasındaki dönemi ise kontrpuan uygulayımına yöneldiği dönemidir. Bu dönemdeki besteleri ‘gizemli’ olarak tanımlanır.

4. 1950’den sonraki yılları kapsayan bu son dönemde ise büyük orkestralar için senfonik şiirler bestelemiş ve Türk makamlarından yararlanmıştır.

Türk müziğine dayanan birçok yapıt besteleyen Cemal Reşit Rey 7 Ekim 1985 yılında İstanbul’da öldü.

Hakkında yazılanlar

1.Bir Usta, Bir Dünya: Cemal Reşit Rey

Fatma Türe

Yapı Kredi Yayınları

“Yapı Kredi Sermet Çifter Kütüphanesi Bir Usta Bir Dünya Arşiv sergilerinin bahar ayı konuğu çok sesli Türk Müziği'nin kurucusu Cemal Reşit Rey. Paris'te başlayan müzik serüvenini Cenevre'de virtüöz sıfatı ile devam ettiren ve daha ondokuz yaşında iken Darü'l elhan'ın piyano ve kompozisyon öğretmenliğine atanan Rey, sadece solistliği ve kompozitörlüğü ile değil, orkestra şefliği ve öğretmenliği ile de büyük bir usta. Operaları, konçertoları, halk türküleri, operetleri ve marşları ile Türk müzik tarihinin köşetaşlarından biri olan Cemal Reşit Rey'i, fotoğrafları, elyazıları, notaları, kitapları ve kişisel eşyası ile selamlıyoruz.”

- - - - - - - -

Farklı bir kaynaktan derlenen biyografisi:

25 Ekim 1904'te Kudüs'te doğdu. Sarayla yakın ilişkileri olan, son Osmanlı ailelerinden birinin oğluydu. Babası Ahmet Reşit Bey, o dönemde Kudüs'e mutasarrıf olarak atanmıştı. Cemal Reşit'in müziğe yeteneği o yıllarda ortaya çıktı. Diğer çocuklar sokakta oynarken o bulduğu bir akordiyonu çalmaya ve ondan çıkan sesleri taklit etmeye çalışıyordu. Beş yaşındayken ailecek İstanbul'a geldiler. Burada bir yandan ilkokula giderken, bir yandan da piyano çalışmaya başlar. Galatasaray Lisesi'nde okumaya başladığı yıllarda babasının politik durumu nedeniyle 1913 yılında zorunlu olarak Paris'e taşınırlar. Burada özellikle Fransa Cumuhurbaşkanı Raymond Poincare aileye sahip çıkar. Birinci Dünya Savaşı'nın başlamasına çok az zaman vardır ve Ahmet Reşit Bey ve ailesi dünyanın kültür başkenti Paris'te yaşamaya başlarlar.Cemal Reşit Bey daha çocuk yaşlarında Mahler'i orkestra yönetirken görecek, konservatuvarda onu müdür ve ünlü besteci Gabriel Faure dinleyecektir. Faure onu dinledikten sonra ünlü pedagog Marguerite Long'a telefon açar ve "Madam size bir Türk çocuğu gönderiyorum ve hiçbir şey söylemiyorum, kendiniz göreceksiniz" der. Sonra babasına dönerek "Oğlunuz hayatta müzikten başka hiçbir şey yapamaz" diye onun müzik dehasını hemen keşfeder. Debussy'nin öğrencisi, Ravel'in en yakın dostlarından ve eserlerini en iyi yorumlayan piyanistlerden biri olan Marguerite Long, 19 yaşına kadar hiç para almadan Cemal Reşit'in eğitimi ile yakından ilgilenecektir.

Ahmet Reşit Bey ve ailesi, savaş başlayınca Paris'te uzun süre kalamazlar. Cenevre'ye yerleşirler. Cemal Reşit eğitimine burada Cenevre Konservatuvarı'nda devam ederken, normal lise eğitimini de sürdürür. Konservatuvarın ustalık sınıfına kadar yükselir ancak 1919'da babası dahiliye nazırlığına atanınca İstanbul'a gelirler. Baba oğlunu hemen İstanbul'da bir piyano öğretmenine götürür. Ancak çocuğun piyano bilgisi öğretmeninkinden fazladır. Cemal Reşit bu kez tek başına Paris'e eğitime gönderilecek, tekrar Marguerite Long'la çalışmaya başlayacaktır. Konservatuvarda Gabriel Fauret'den müzik estetiği dersleri alır. Besteci, piyanist ve orkestra şefliği üzerinde eğitim görür. Daha okul yıllarında besteleriyle ilgi çekmeye başlar.

Cemal Reşit, cumhuriyetin ilanından iki ay önce Paris Konservatuvarından mezun olur. Bu arada İstanbul Belediyesi Darülelhan'a (ilk konservatuvar) batı müziği bölümü açılmasına karar verilir ve hoca olarak genç Cemal Reşit çağrılır. Bu onun için dünyanın en büyük mutluluğudur. Henüz 19 yaşındadır, onu Avrupa'da büyük bir kariyer beklemektedir ancak hocalarının tüm engellemelerine karşın İstanbul'a döner. Belki Batı'daki büyük kariyerini bırakmıştır ama, Cemal Reşit Rey Türkiye'de klasik müziğin kuruluşuna öncülük etmiş, pek çok öğrenci yetiştirmiş ve yaşamı boyunca müzik dünyasının hep bir numarasında yaşamıştır. Türkiye'ye döndükten sonra yaşamı boyunca artık kendi ülkesinden hiç ayrılmayacak, çeşitli orkestralar kurup, bunlarla yurt içi ve dışında konserler yönetecek, dünyanın en ünlü sanatçılarını şef olarak Türkiye'de ağarlayacak, Türkiye'de bir yandan klasik müziğin yaygınlaşması için çalışırken, öte yandan yazdığı operetlerle tiyatro dünyasında unutulmayacak eserlere imza atacaktır.

Ankara ve İstanbul radyolarında uzun yıllar görev yapan Rey, yurtdışında sayısız konser verdi. Çoksesli Türk müziğini geniş kitlelere yaymak amacıyla, Türk halk müziği ezgilerinden yararlanarak, Lüküs Hayat (1933), Deli Dolu (1934), Saz-Caz (1935), Hava-Cıva (1937) gibi çok sevilen operetler besteledi. Bunların dışında konçertoları, senfonik şiirleri ve başka orkestra yapıtları da olan Rey Onuncu Yıl Marşı'nın da bestecisidir.

Cemal Reşit Rey'in yaşamı sürekli çalışarak, üreterek geçti. Ailesiyle birlikte oturdukları Nişantaşı'nda Şair Nigar Sokak'taki konutta anne babası, ağabeyi Ekrem Reşit, kız kardeşi Semine ve eşi Semih Argeşo ile birlikte yaşıyorlardı. Semih Argeşo Cemal Bey'in kurup yönettiği İstanbul Senfoni Orkestrası'nın baş kemancısıydı. Semine Hanım da orkestrada keman çalıyordu. Konakta hem ciddi klasik müzik çalışmaları yapılıyor, hem de ağabeyi Ekrem Reşit'le birlikte müzikaller üzerine çalışıyorlardı. Cemal Bey'in müzikalleri zevk almasının ötesinde yapacağı klasik müzik çalışmalarında özellikle yurt dışı konserlerinde değerlendirmek için para kazanmaya yönelik olarak da yaptığı oluyordu. Çünkü özellikle o yıllarda Türkiye'de klasik müzik yapmak bir misyoner gibi çalışmayı gerektiriyordu. Babasının ölümü, ardından Semine Hanım ve eşinin ayrı bir eve çıkarak konaktan ayrılmaları, Ekrem Reşit Bey'in ve 1962'de annesinin ölümü ile Cemal Bey'in konak yaşamı son buldu. Koca İstanbul'da tek başına kalmıştı. Yanında ağabeyine çok iyi baktığı için aile emektarı olan Rıfkı Ergün ve ailesiyle birlikte Serencebey'de bir apartman dairesine taşınır. Orkestradan emekli olan Cemal Bey, piyano dersleri vermekte, yine evi eski dostları ve öğrencileri ile dolup taşmaktadır ama artık o eski depdebeli günler geride kalmıştır. Bir zamanlar şık giysileri ile her yerde dikkat çeken Cemal Reşit Rey üzerinde eski kıyafetleri, mütevazı evi ile onu eskiden tanıyanların içlerini acıtmaktadır. Giderek Rıfkı Ergün'ün ailesini kendi ailesi gibi görmeye başlar. Hele içlerinde sağır dilsiz olan Melek'i özel bir ihtimamla büyütür.

1970'lerde Cemal Reşit Rey, Haldun Dormen'in sahneye koyacağı bir müzikalin siparişini alır. Ağabeyinin ölümünden sonra müzikal yazmamaya karar veren Rey, Erol Günaydın'ın yazacağı metinleri müzikleyebileceğini söyleyerek herkesi şaşırtır. Erol Günaydın'la kısa süre içinde çok iyi dost olurlar ve Yaygara 70 büyük başarı kazanır. Ardından Uy Balon Dünya isimli ikinci bir müzikal yapılır ama aynı başarıyı yakalayamaz. 1980'lerde Cemal Bey iyice kendi dünyasına çekilir. 1985'de Lüküs Hayat 51 yıl aradan sonra yine aynı sahnede İstanbul Şehir Tiyatrosu'nda sahnelenecektir. Cemal Bey, gala gecesi için özel olarak hastaneden çıkarılır ve Harbiye Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu'na getirilir. Eser yıllar sonra yine büyük bir başarı kazanmıştır. Haldun Dormen ve Gencay Gürün onu alkışlar arasında sahneye çıkarırlar. Anlatılmaz derecede mutludur. Seyirci onu dakikalarca ayakta alkışlar. Bu onun son sahneye çıkışı olacaktır. Ertesi gün tekrar hastaneye yatırılır ve buradan ikinci çıkışında Edirnekapı'daki aile mezarlığına defnedilecektir. (7 Ekim 1985)

- - - - - - - -10. YIL MARŞI- - - - - - - -

Cumhuriyet'in 10. yıl kutlamaları için 1933'de bir marş yarışması düzenlenir. Cemal Reşit Rey, güftesi Behçet Kemal Çağlar ve Faruk Nafiz Çamlıbel'e ait olan şiir üzerine bir beste yapmaya karar verir. Uzun süre uğraşıp, herkesin coşku ile birlikte söyleyeceği bir marş oluşturmaya çalışır. Ancak ağabeyi Ekrem Reşit'e yaptığı çalışmayı bir türlü beğendiremez. Sonunda mehter ritmi gelir aklına Cemal Bey'in besteyi yapar ve herkesin rahatlıkla söyleyebileceği bir eser çıkar ortaya.

Ankara'da eseri piyanoda çalarak kendi seslendirir. Marşı degerlendirecek olan heyetin içinde bulunan dönemin Milli Eğitim Bakanı Cemal Bey'in "cumhuriyet" sözcüğünde majörden minöre geçtiğini bunu da cumhuriyeti küçük düşürmek için yaptığını iddia eder ancak Cemal Reşit şu örnekle durumu kurtarır:

"Minör küçük anlamına gelir ama müzikte bu anlamda kullanılmaz. Beethoven'in Napoleone'un kahramanlıkları için yazdığı Eroica'nın ikinci bölümü de do minör tonundadır."

Jüride bulunan bir başkası ise bir kahramanlık öyküsü olan Marseillaise'in de minör tonundan olduğunu söyleyince durum tatlıya bağlanır. Türkiye Cumhuriyeti'nin 10. Yıl Marşı böylece ortaya çıkmış olur. Bu marşın ardından Cemal Reşit, Yedeksubay Marşı, Denizciler Marşı, Himaye-i Etfalin isimli çocuk marşı ile Atatürk için 100. Yıl Marşı'nı besteler.

CUMHURİYETİN 10 YIL MARŞI

Şiir: Behçet Kemal Çağlar/ Faruk Nafiz Çamlıbel

Müzik:Cemal Reşit Rey

Çıktık açık alınla on yılda her savaştan

On yılda on beş milyon genç yarattık her yaştan

Başta bütün dünyanın saydığı başkumandan

Demir ağlarla ördük ana yurdu dört baştan

Bir hızda kötülüğü geriliği boğarız

Karınlığın üstüne güneş gibi doğarız

Türküz bütün başlardan üstün olan başlarız

Tarihten önce vardık tarihten sonra varız

Çizerek kanımızla öz yurdun haritasını

Dindirdik memleketin yıllardır süren yasını

Bütünledik her yönden istiklal kavgasını

Bütün dünya öğrendi istiklal kavgasını

Örnektir milletlere açtığımız yeni iz

İmtiyazsız, sınıfsız kaynaşmış bir kütleyiz

Uyduk görüşte bilgi, gidişte ülküye biz

Tersine dönse dünya yolumuzdan dönmeyiz.

( Dört satırda bir)

Türküz Cumhuriyetin göğsümüz tunç siperi

Türk'e durmak yaraşmaz, Türk önde Türk ileri

Önceki
Önceki Konu:
Ali Ufki
Sonraki
Sonraki Konu:
Cem Behar

Yapılan Yorumlar

Henüz kimse yorum yapmamış.

Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Yorum Yapın

Güvenlik Kodu