Fırsat buldukça okulların açıldığı ilk günü bir okula gider, yeni başlayan çocukları ve anne babalarını izlerim. Eğer dikkat etmişseniz, hemen her okulda anneler çoğunluktadır. Neden acaba? Babalar işe gitmek zorunda olduğu için mi? Ya da çocuk eğitimiyle daha çok anneler ilgilendiği için mi? Bu sorulara 'Evet' cevabı verilebilir ve belki bir bakıma doğrudur da. Ancak okul korkusunu açıklamaya yetmez. Siz hiç okulun ilk günü babalarıyla gelen çocukların ağladığını, huysuzluk yaptığını, babalarının elinden tutup bırakmadığını gördünüz mü? Ama korku dolu gözlerle annelerinin eteğine yapışıp bırakmayan, göz yaşları içinde 'Ne olur anneciğim beni bırakma!' diye yalvaran çocukları çok görmüşsünüzdür. Okul korkusu olan çocuklar, genelde anneye bağımlı hale gelmiş, kendilerine güveni olmayan, anneleri yanında değilken kendilerini aciz ve yalnız hisseden, aşırı koruma ile büyütülmüş, kendi başlarına tuvalet ihtiyaçlarını dahi gideremeyen çocuklardır. Anneleri de bu çocukların tek başına hiç bir işi yapamayacaklarını ve okula kolay alışamayacaklarını bildikleri için okulun ilk günü çocuklarından daha gergin ve heyecanlıdırlar. Aslında çocuklar daha okula gelmeden önce korku belirtileri göstermeye başlamıştır. Her çocuk, korunma içgüdüsüyle, yabancı şeylerden uzak durur, kendisini anne ve babasının yanında daha güvende hisseder. Ancak zamanla o şeye alıştıkça tehlikeli olmadığını anlar ve korkusu gittikçe azalır. Bu sebeple daha önce okulla hiç tanışmamış olan bir çocuğun ilk günlerde geçici tedirginlik yaşaması normal sayılmalı, okul korkusu ile karıştırılmamalıdır.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.