Çocuğun maddiyatı zafı mahz demektir. Diğer cihetten bu çelimsiz vücudun nemasındaki suret , tahavvülündeki harika hayrete şayandır.Bir an içinde nasıl olupta değiştiğinie insanın inanmayacağı gelir. Hareket ve inkişafındaki kudret; temadisi ve çelakisi ile hayale durgunluk verir.
Çocukluk Neye Yarar ?:Edvar Klapared'in dediği gibi biz ihtiyarlarımızın tesiri altında kalarak insanların yetişkin adute bir halde doğmamalarını ve hayatın başlangıcında bir çocukluk devresinin bulumaını pek tabi görüyoruz.Fakat düşünecek olsak bunda hiçbir mantıki mecburiyet olmadığınada hükmederiz.İnsanlar pekala hayata olgun bir halde girebilirlerdi.Mesela hasta bakıcılık sanatının öğrenilmesi için bilfarz üç veya altı ay çalışmak kafi iken tabib olmak için iptidai ve tali tahsilden sonra beş altı sene mesleki bir tahsile ve daha birkaç senede tecrübeye ihtiyaç vardır.Namzet olduğumuz san'at ve vazife ne kadar mudil ve mükemmel ise onun çıraklık devreside o kadar imtidatlı bulunmak tabidir.Mahlukatın en mükemmeli olmaya namzet bulunan insan yavrusunun da uzun bir çıraklık devresi geçirmeye mecburiyeti bundandır.Hatta kızların devrelerini daha evvel itmam etmeleri bazı mütefekkirlerin mütealalarına fıtrı inkişaf derecesi itibariyle oğlan çocuklara nazaran biraz daha mahdut kalmaya namzet bulunmalarındandır.
Çocukta Bedeni Nema: Binaanaleyh ruhun gerek hariçten aldığı intibalar gerek harice verdiği inikaslar bedenin vasıflarına ve halleri kuvvetle merbuttur. Mesela ;14-15 yaşlarında İsveçli bir kız çocuğu henüz top oynar , çember çevirirken onun Suriye'deki bir hemcinsi belki ikinci bebeğinin beşiğini sallamakla meşgul bir hanım olmuştur.
Büyüme Buhranları:Büyüme nekadar suratli olursa beden o derece mukavametsiz bulunuyor. Nitekim hayatı ilk senesinde bilhassa ilk diş çıkarma esnasında bilahare ikinci çocukluğu daha sonra murahikliğe ve buluğa dahil olurken çocuklar daha çelimsizce hastalığa daha fazla maruz bulunurlar. Bu esnalardaki çocuk vefiyatı istatistiklerin delaletine göre şayanı dikkat derecede fazladır .
Çocukta Ruhi Nema: Belki çocuk bizzat kendi ruhunda temniye eder ve kendi neması için şuursuz olarak istimal ettiği iki vasıta vardır ki biri oyun diğeri taklittir. Sureti umumiyede denilebilir ki büyük ilim adamları ve dahiler, tebiatın umumi kanunlarını çok defa tabiat hadiseleri ile oynarken ve tetkiklerinde hiçbir maddi ferde istihdaf etmemişken keşfeylemişlerdir.
a) Oyun uzviyetin inkişafı için muhtaç olduğu bir müşevvik vazifesinide ifa etmektedir .
b) Oyun , bazı sevki tabilerimizi temizliyor ,saflaştırıyor ve yumuşatıyor.
c) Oyun,ferdin şahsiyetinde bulunup ciddi sahada tahakkuk edemeyen temayyulleri şaka dan izhara vesile veren bir faaliyettir.
Taklit:Nitekim çocuk konuşuluğunu işitmemiş olsa yani taklide imkan bulamasa dilsiz olur. Hatta bundan dolayı çocukluk insanlığın maymunluk devridir derler.Şahsiyet ve şuuruna sahip diğer bazı fertler bulunabilir ki başka medeniyetlere temas ettikleri zaman sebep ve lüzümunu bilerek ve iradelerine istinad ederek yalnız fertler addettikleri mevaddı taklit ve iktibas eylerler.Bilhassa bu nevi taklit (insan cemiyetlerinin ) inkişaflarında büyük bir vazife görür.Yani çocuk bir taraftan taklidi öğrenmek için yapar , diğer taraftanda hayatı öğrenmek için taklit eder .Amerikalı ruhiyatçı "talebesine fiilen iyi misal veren bir muallim; bin ahlak kitabına müreccahtır" diyor.Taklidin kudretini bilen ana,baba ve mürebbi yanlız çocuğuna iyi numuneler teminine çalışmakla iktifa etmemeli bir taraftanda onda teemmul teşebbüs kabiliyetleri hasıl etmeye ve bir şahsiye vücüda getirmeyede uğraşmalı. Taki çocuk munhhasıran muhitinin iyi veya fena bir kopyasından ibret kalmasın.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.