on dokuzuncu asır divan şâirlerinden. Asıl adı Mehmed’dir. İstanbul’da 1805’te doğdu. Babası Silâhşorân-ı Hassadan Ali Rifat Beydir. Küçük yaşta öğrenime başlayan Mehmed Dâniş’in nerede ve kimlerden okuduğu hakkında bir bilgi yoktur. Zekâsı ve bilgisiyle tanınan şâir, Dîvân-ı Hümâyûnda kâtip olarak vazife yaptı. Fakat memuriyette yükselememiştir. Dâniş, zamanın geleneklerine uyarak Nakşibendiliğin Hâlidiyye kolu şeyhlerinden Kudsî Ahmed Efendiye intisap etti. Daha sonra Süleymâniyeli Şeyh Mehmed Said Efendiden tarîkat kurallarını öğrendi ve bu yolda ilerleyerek hocasının takdirlerini kazandı. Mehmed Dâniş, memuriyetteki başarısızlığı yüzünden geçim sıkıntısına düştü. Henüz yirmi beş yaşındayken yakalandığı verem hastalığından kurtulamayarak 1830’da vefât etti.
Dâniş, Arapça, Türkçe ve Farsça şiirlerin yanısıra, nesirde ve resimde de başarılıdır. Dîvân’ı üvey kardeşi İrfan Paşa ve dostlarından Süleymân Fehim Efendi tarafından düzenlenmiştir. Dîvân’ın bilinen beş nüshasından dördü İstanbul kütüphânelerindedir. Şeyh Gâlib’in Hüsn ü Aşk’ına nazire olarak Gülşen-i Dâniş adında bir mesnevî yazmaya başladı ise de bitirememiştir. Menâzır-ul-İnşâ’nın şerhini de tamamlayamamıştır.
Dîvân’dan örnek mısrâlar:
Gazel
Âsûde olan hâl-i dil-efgârı ne bilsin Handân-ı tarab girye-künân zârı ne bilsin
Sevdâ-zede-i aşk olalı âhı unutduk Sûdâger-i gam germî-i bâzârı ne bilsin
.......
Açıklaması: Huzur içinde olan, gönlü yaralının; mutluluk içinde gülen, inleyerek göz yaşı dökenin hâlini ne bilsin' Gam (kaygı) alıp satan kişi harâretini nasıl bilmezse, biz de aşk derdine düşeli âh etmeyi unuttuk.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.