İnsanların ayırıcı niteliği düşünen bir vrlık olarak toplum içinde yaşamalarıdır. Bu sebeple de duyup düşündüklerini açığa vurarak başkalarına duyurmak isterler. İnsamlar, toplu olarak yaşayabilmek için tıpkı tabiattaki bazı hayvan türleri gibi öncelikle aralarındaki haberleşme ve anlaşmayı sağlayacak bir iletişim aracına sahip olmak zorundadırlar. Genel anlamda iletişim "iletişim", bir raç vazifesi gören ilkel veya gelişmiş bir işarat sisteminden yararlanılarak bir bilginin, bir duygunun, bir yerden başka bir yere, bir zihinden başka bir zihine aktarılması olayıdır.
İnsanlar arasındaki anlaşmayı sağlayan en gelişmiş iletişim aracı dildir.
Dil, bir anlatım aracıdır. Bireyler bu aracı, hem duyup düşündüklerini açığa vurmak, hemde birbirleriyle iletişim kurmak için kullanırlar. Başka bir deyişle dil, kişinin kendini anlatması yanında, başkalarını anlatmasını sağlar. Bu karşılıklı Anlatma-Anlama işlevi dile bir anlaşma aracı niteliği kazandırır. Dil yanlızca bir fizik olayı olarak ele alanlar, ciğerden dışarı verilen havanın sese dönüşmesi olarak ele alırlar. İnsanların birbirleri ile olan ilişkileri açısından değerlendirenler ise, bir anlaşma aracı olarak görürler. Dili, tarihi, sosyal, kültürel, edebi ve felsefi açıdan değerlendirendirip tanımlayanlarda vardır. Ancak hepsinin birleştikleri bir nokta vardır; o da dilin genel niteliği bakımından, o dili konuşanların arasındaki anlaşmayı sağlamak üzere küçük ses birliklerine dayanarak oluşturdukları sözcük ve şekiller dünyası veya seslerden örülmüş sistemli bir işaretler birliği oluşudur.
Dil insanlar arasında anlaşmayı sağlayan dogal bir araç, kendine ait kuralları olan ve bu kanunlar çerçevesinde gelişen bir canlı varlık, temeli bilinmeyen zamanlarda atılmış gizli anlaşmalar sistemi, seslerden örülmüş sosyal bir kurumdur.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.