Biz disleksiyi okul sorunlarıyla birlikte ele alırız. Çünkü bu problem kendisini okul öncesinde de belli etse de, çocuk okula başladığında bir sorun olarak karşımıza çıkar. Çünkü bu çocuklarda okumayı öğrenmede bir güçlük vardır. Bu güçlük ilk yılda öğretmen tarafından fark edilir. Öğretmen böyle bir çocuğun önce zekâsından kuşku duyar. Ama bu kuşkusu, çocuğun anlamasında bir sorun olmadığı için öğretmenin kafasında bir soru işareti oluşturur. Öğretmen sınıftaki diğer çocuklarla kıyasladığında böyle anlama sorunu olmayan, halta zaman zaman "Bu çocuk zeki bir çocuk" sonucuna da vardığı çocuk için "Acaba psikolojik bir sıkıntı içinde mi?" diye endişeye düşebilir. Genellikle bu çocuklar okula başladıklarında fark edilirler. Öğretmen bu çocukları fark ettiğinde, aileyi çağırıp onlardan çocuklarını bir psikologa götürmelerini ister. Bu, izlenmesi gereken en sağlıklı yoldur. Bundan sonra, yapılması gerekenler sistemli bir biçimde başlar. Ama öğretmenin bu durumu fark etmesi her zaman kolay olmayabilir. Örneğin, çocuğu geri zekâlı sanabilir. Ayrıca bu çocuklarda hiperaktivite (aşırı hareketlilik), disleksinin yanı sıra tabloya eşlik edebilir. Böyle bir durumda öğretmen bu çocuğu şımarık, saygısız, iyi yetişmemiş veya terbiyesiz olarak değerlendirebilir. Bu durumda sınıfta çocuğa tavrı da farklı olacaktır. Bir psikolog olarak öğretmenlere söylemek istediğim birtakım şeyler var: Disleksi olan çocuklar geri zekâlı değillerdir. Disleksili çocuklarda dikkat bozukluğu da olabilir. Bu çocuklardaki dikkat bozukluğu sistemli, kararlı bir dikkat eğitimi ile kontrol altına alınabilir. Bu konuda aile veya çocuğa yardım edecek uzman kişiler çocuğu belli bir seviyeye gelene kadar düzenli bir şekilde takip etmelidir. Bir şeker hastasında diyet ne şekilde uygulanıyorsa, burada da bu çalışma düzenli ve uzun vadeli olarak düşünülmelidir. Zaman zaman anne veya baba "Yaptık; ama olmadı" demektedirler. Dislekside özellikle çabuk sonuç alma beklentisine girilmemelidir. Bu çocuklarda hiperaktivite (aşırı hareketlilik) durumunun da birlikte görülebileceğini söylemiştik. Bu durumda, yukarıda az da olsa bahsettiğim gibi özellikle öğretmen, çocuğun bu durumunu değerlendirirken zorluk çekebilir. Bu aşırı hareket, çocuğun isteyerek, bilerek veya öğretmenini kızdırmak için özellikle yaptığı bir durum değildir. Özellikle öğretmenlere söylemek istediğim; bu tür çocuklar eğer sınıfta sırada oturmakta güçlük çekiyor, dersi takip etmekte zorlanıyorlarsa veya ders sırasında sıradan kalkıp sınıfta dolanıyorlarsa, bu hareketleri kendi güçlüklerinden ileri gelmektedir. Özellikle öğretmene karşı yapılmış bir davranış veya saygısızlık örneği değildir. Dislekside yazma güçlüğü çok etkili olduğu için, öğretmen bu tür bir çocuk için yazılı imtihan yerine, bu durumdan dolayı sözlü sınavları deneyebilmelidir. En doğru yol, böyle farklı hareketleri olan bir çocuğun sınıf içinde sınıfın uyumunu da bozacağını gözden kaçırmadan, aile ile konuşmak ve çocuğu bir psikologa gönderip öncelikle bir durum saptaması yapmaktır. Durum saptamasında çocuğun disleksi şikâyeti kesinleşirse psikologla işbirliğine girmek, ondan dyslexia konusunda bilgi almak gerekecektir. Disleksinin derecesi öğrenilmelidir. Ayrıca hiperaktivite ve dikkat bozukluklarının bu durumdaki etkileri öğrenilmelidir. Böyle bir çocuk özellikle okumayı öğrenmede ve yazı yazmada i zorlanacaktır. Bu konuda kendisine sistemli bir ek eğitim verilmelidir. Bu eğitim anne veya aileden bir birey tarafından verileceği gibi, bir psikolog veya bir öğretmen tarafından da verilebilir. Çocuk okumadaki ve yazmadaki güçlüklerinden dolayı diğer arkadaşlarına oranla gecikmeli olduğundan, onların alaylarına maruz kalabilir. Bu durumda hem çocuğa kendi durumu hakkında bilgi vermek gerekmektedir, hem de çocuğun durumu anne babaya açık ve ayrıntılı şekilde anlatılmalıdır. Ayrıca bu durumla en çok öğretmen karşı karşıya olduğu için, çocuğun psikologu [öğretmeni aydınlatmalıdır. Özellikle öğretmenle psikologun işbirliği önemlidir. Bu çocukların arkadaşları onların durumlarını [açıkça bilmelidir. Bu bilgiyi öğretmen verebilir. Çünkü çocuklar [bu durumlarından utanmakta, üzülmekte ve olaylardan çok etki-llenmektedirler. Bu olumsuz etkiden dolayı zaman zaman okula Igitmek istemedikleri ve hatta okulu bıraktıkları gözlenmektedir. Bu konuda çocuğa yardım ve destek olunması gerekmektedir. |Bu da, öğretmen-psikolog işbirliği ile olmaktadır. Sayın öğretmenler, böyle bir durumla karşı karşıya geldiği-lizde bir psikologdan yardım isteyin. Bu durum, sizin bilginizin eksik olduğu veya öğretemediğiniz anlamına gelmez. Bu, çocukların kendilerinden kaynaklanan bir güçlüktür. Bu, özel bir eğitim gerektirir. Bu özel eğitimi bir psikolog vererek, sizin işinizi kolaylaştıracaktır.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.