Her iletişim durumunda, bire bir ilişkide ya da bir grupta, kendinize sormalısınız: "Burada ne hissediyorum?" Bir iş durumunda ne zaman kafam karışırsa genellikle çok sakin olurum, arkama yaslanır ve kendime sorarım: "Burada olup bitenler hakkında nasıl hissediyorum?" Eğer bir kişi ile sohbet ediyorsam kendime şunu sorarım: "Bu kişi hakkında ne hissediyorum?" Herşeyden önce benim duygularım önemlidir.
Bazen, bazı zavallı kişilerin konuşma yaptığı ve patronun ilgisini tamemen yitirdiği bir toplantıya katıldığım olur. Eğer o gün iyi bir şeyler olmayacağını hissedersem, düşüncelerimi ortaya koymam. Oyun alanından çekilirim. Çünkü sezgim bana, hiç bir ilerleme olanağı bulunmadığını söyler. Düşüncenizi sunmak için yalnızca bir şansınız olabilir. Bu nedenle dinleyici sizi dikkatle izlemiyorsa düşüncenizi boşa harcamayın.
Bir keresinde, bir Amerikan Senatosu seçimi için strateji belirleme toplantısında, kampanyanın televizyonda tanıtımını düzenleyen kişi tarafından yapılan konuşmayı dinledik. Kampanyanın yönetmeni, Betty adında yetmiş yaşlarında çok keskin, çok sert bir hanımdı.
Kampanyanın çeşitli danışmanları belirli stratejiler ve yöntemler üzerinde savaşırcasma tartışıyorlardı. Bir an başının çok hafifçe yana hareket etmesinden ve gözlerini kısmasından Betty'nin irkildiğini gördüm. Birilerinin söylediği birşeyin yanlış olduğunu fark etmişti. Bu ben olabilirdim, başka biri de olabilirdi. Ama yanlış olan bir şey vardı. Toplantıyı durdurdum.
"Bir dakika Betty kafanda ne var? Bir şey seni rahatsız ettiyse, onu bilmeliyiz."
Gösterdiği tepkinin farkında bile değildi. "Evet, bu bütçe numaralarından hoşlanmıyorum" dedi. "Bu kadar çok parayı toplayamayız."
Problemi şu ya da bu şekilde çözümledik. İnanın bana, onun başının ani hareketi beni bir problemin varlığından haberdar etmemiş olsaydı, sonradan büyük bir kaos olacaktı.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.