Kütüb-i Sitte isimli 6 önemli, hadis-i şerif kitabı şunlardır:1-Sahih-i Buhâri, 2- Sahih-i Müslim, 3- Sahih-i Tirmizi,4- Sünen-i Nesâi,5- Sünen-i İbn-i Mâce,6- Sünen-i Ebû Dâvûd.. Ehl-i Sünnet'in ve bütün İslâi âlimlerinin, ittifak ettikleri bunlardır. Sünen-i Ebû Dâvûd adlı eserin sâhibi Sicistan'da, 275h. yılında doğmuştur. Adı: Süleyman b. Eş'as b. İshâk b. Beşir es Sicistâni'dir. Ebû Dâvûd, künyesidir! Hanbeli mezhebindedir. Kendisi çok kıymetli bir hadis-i şerif, tefsir ve fıkıh âlimidir. Gençliğinde Horasan, Şam, Irak, Hicaz, Mısır gibi ilim merkezlerine giderek; zamanın en kıymetli âlimlerinden ders öğrendi ve hadis-i şerif kaydetti.
Ebû Dâvûd hazretleri, 500.000 hadis-i şerif yazdı! Bunların ancak, beşbinden azını (4.800) seçti ve meşhûr sünennini meydana getirdi. Buna rağmen bizzat buyurur ki: ''Bu kadar hadis-i şerif arasında; bilhassa şu 4'ü bile dahi insanlara kâfidir: (1) ''Ameller, niyetlere göredir!'' (2) ''İnsanın kendisine fâidesi olmayan şeyleri terk'etmesi; müslümanlığının güzelliğindendir!'' (3) ''Bir mü'min, kendisi için istediği ve sevdiği şeyi, kardeşi için de istemedikçe imânı kâmil bir mü'min olamaz!'' (4) ''Helâl meydanda, harâmda meydandadır. Bunların arasında, şüpheli şeyler vardır! Harâma düşmemek için; şüphelilerden sakınmak lâzımdır!''
Halifenin Ricâsı
Ebû Dâvûd hazretleri, memleketi olan sicistan'dan Bağdat'a gelmişti. Orda ilim meclislerine iştirak ediyor, hem de talebe yetiştiriyordu. Bir akşam namazdan sonra, kapısı çalındı. Kapıyı açan hizmetli dedi ki: ''Efendim! Emirü'l- Mü'minin gelmiş. Girmek için, müsaadenizi istiyor!'' Halifeyi karşılayan Ebû Dâvûd (rahmetullahi aleyh) onu münasip bir yere oturttu. Hâl ve hatır sorduktan sonra, ziyaret sebebini öğrenmek istedi. Emirğ'l-Mü'minin dedi ki:'' Sizden 3 ricâm var! Birincisi, Basrâ'ya gelip yerleşmenizdir. Çünkü sizin sayenizde; bütün ilim talibleri de, oraya geleceklerdir! Böylece Basrâ, ilim ve kültür hayâtına yeniden kavuşacaktır. Biliyorsunuz orada, Zenc isyânı çıktı! Şehir perişan olup, insanlar oradan soğudular! İkinci ricâm: Çocuklarıma, sünen kitabınızı okutmanızdır. Üçüncüsü de: Benim çocuklarıma; husûsi olarak ders vermenizdir! Takdir edersiniz ki! Bizim çocukların, diğerleriyle oturması yakışık almaz!'' Halife sözlerini tamamlayınca, Hazret şöyle buyurdu: ''İlim'de herkes eşittir! şunun çocuğu, bunun çocuğu diye ayırım yapılması doğru olmaz!'' Onun bu doğru sözleri üzerine, Halife fikrini değiştirdi. Kendi çocuklarını diğerleriyle beraber, derse göndermeyi kabul etti. Böylece Halifenin isteği üzerine, Basra'ya gelen Ebû Dâvûd hazretleri; orada ilim ve irfân ışıkları saçtı. Sünnet-i seniyyeye büyük hizmetlerde bulundu. Rivâyet ettiği hadis-i şeriflerden meselâ ikisi şöyledir:
''Şunlara bir yüzle, bunlara bir yüzle gelen; iki yüzlü kimse! İnsanların en kötülerindendir.''
Kendisi büyük bir hadis-i şerif âlimi olduğu için, devamlı şekilde Resûlullah efendimizin mübârek sözlerini yazar ve rivâyet ederdi! Bu bakımdan, herkesin yanında i'tibarı çok yüksekti! Birgün kibâr-ı evliyÂdan sehl b. Abdullah Tüsteri hazretleri ziyâretine geldi! Ebû Dâvûd (rahmetullahi aleyh) kendisini tanımıyordu. Orada bulunan birisi dedi ki:
''Efendim! Bu zât, Sehl b. Abdullah hazretleridir! S,z,nle tanışmağa gelmişler.'' O zaman Ebû Dâvûd (rahmetullahi aleyh) hemen ayağa kalktı. Hazreti buyur edip, yanına oturttu! Hâl ve hatır alındıktan sonra, Hazreti sehl: ''Sizden bir ricâm var! deyince, Ebû Dâvûd (rahmetullahi aleyh) merakla sordu: ''Buyurun, emredin!''
''Fakat bu isteğimi kabul etmenizi çok arzu ediyorum!''
''Eğer mümkün ise, cân-bâş üstüne.''
Sünen sahibi çok merak etmişti. Acaba bir kusûr mu işlemişti? Sehl b. Abdullah hazretleri buyurdu ki: ''Dâima, Resûlü Kibriyâ efendimizin mübârek sözlerini söylediğin o dilini, bir kerecik öpmeme müsaade eyle!'' Şaşıran ve sevinen hazret-i Ebû Dâvûd, büyük velinin isteğini yerine getirdi! Ebü'l- Alâ el-Muhsin (rahmetullahi aleyh) demiştir ki: ''Rüyâmda sevgili peygamberimizi gördüm. Bana buyurdular ki: ''Kim bir sünen ele geçirmek isterse; Ebû Dâvûd'unkini okusun''. Ebû Sa'id el.Hudri hazretlerinin rivâyetine göre: ''Bir kimsenin; 3 kızı veya 3 kızkardeşi olur da, onlara iyi muamele ederse; mutlaka Cennete girer!'' buyurulmuştur.
Sünen-i Ebû Dâvûd
Ebû Dâvûd hazretleri ilmiyle amel eden, mübârek bir zât idi. Yaptığı işlerde mutlaka, bir hikmet vardı. Onun giydiği elbiseyi, tuhaf gören bir akrabası sordu: ''Ey Üstâd! Alahü teâlâ sana, merhamet etsin. Giydiğin elbisenin, yenlerini (kol kısımları) değişik görüyorum! Yenlerin biri niçin dar da, diğeri geniş. Bir hikmeti mi var? Cevâben şöyle buyurdu: Geniş olan kısmını; kitaplar için yaptırdım! Diğerini öyle yaptırmağa lüzûm yoktu. O tarafı da geniş diktirsem, isrâf olacaktı! Mâlum ya isrâf, harâmdır. Sünen-i Ebû dâvûd ilmi derece bakımından; Buhâri ve Müslim'den sonra gelir. Meşhûr Hattabi der ki: ''Ebû Dâvûd'un Sünen'i, çok şerefli ve kıymetli bir kitâb olup; o tarzda bir eser yazılmamıştır. Bu kitap, herkesin rağmetini kazanmıştır. Irak, Mısır, Mağrip ve diğer İslâm memleketlerinde âlimler; bu eseri 'haynak' olarak kabûl ederler. Bilhassa tertib ve fıkıh ilmi bakımından, fevkalâdedir!'' İmâm Nevevi hazretleri de buyurur ki: ''Fıkıh (islâm hukuku) ve başka ilimlerle meşgûl olan kimselerin; Ebû Dâvûd'un Sğnen'ine ehemmiyet vermesi ve bu eseri, çok iyi tetkik etmesi gerekir! Çünkü delil olarak getirilen ahkâm (hükümler) ile, alâkalı hadis-i şeriflerin çoğu; bu eserdedir. Tertip bakımından da bu kitaptan istifâde pek kolaydır!''.
Musâ b. İbrâhim (rahmetullahi aleyh) ise; şöyle der: ''Ebû Dâvûd hazretleri sanki dünyâda; hadis-i şerif için! Âhitette de; Cennet için yaratılmıştır!'' 889 (275h) yılında, Basra'da vefât etti.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.