Alm. İnquisition, Fr. İnquisition, İng. İnquisition. Roma Katolik Kilisesinin Hıristiyanlığı muhâfaza etmek ve karşı olanları veya yeni fikirler ortaya atanları cezâlandırmak için kurduğu ruhbân cemiyeti mahkemeleri. 1183 (H.578) târihinde kurulmaya başladı ve 1807 (H. 1222)ye kadar tam altı asır devâm etti. İtalya, İspanya, Fransa ile diğer Batı Avrupa devletlerinde kurulan bu korkunç mâlikânelerde sayısız insanlar, ya din uğruna veya yeni fikirler ortaya koydukları için, haksız yere öldürüldüler, yâhut diri diri yakıldılar.
Engizisyon mahkemelerini papazlar idâre ediyor, bütün muâmelâtları gizli yapılıyordu. Papa Üçüncü İnnoceutius, Engizisyonun öncülerindendir. Suçlanan kimsenin avukatı veya kendisini müdâfaa edecek bir sözcüsü olmazdı ve suçlamaların kim tarafından yapıldığını öğrenmek hakkı yoktu. Engizisyon ruhban cemiyetinin verdiği cezâlar içinde “Haçlı seferlerine katılma gibi” cezâlar da vardı. Sanıklarda pişmanlık duygusu görülmezse, cezâsı yakılarak öldürülmekti. Eğer suçlanan kişi ölmüş ise, onu mezar bile Engizisyondan kurtaramaz. Ölü mezardan çıkarılıp cesedi yakılır, mîrâsına da el konurdu. Almanya’da engizisyonun korkunç temsilcisi Konrad Von Malburg oldu. Mary Tuder, Engizisyon Mahkemelerinin İngiltere’de kurulmasına çalıştı. İtalya’da Üçüncü Paulus zamânında engizisyon faaliyetleri devâm etti.
Engizisyon mahkemeleri yalnız Hıristiyanlıktan çıkanları değil, bütün aydınları yok ediyor, fennin ve ilmin ortaya koyduğu yenilikleri günâh sayıyordu. Dünyânın küre şeklinde (yuvarlak) olduğunu ve döndüğünü Müslümanlardan öğrenerek, Avrupalılara nakleden Galileo bile bu beyânâtından dolayı yetmiş yaşlarındayken Engizisyon Mahkemelerine sevk edilmiş, hapishânede gözleri kör olmuştur. Daha sonra sözünü resmen geri alarak kurtulabilmiştir.
Engizisyon mahkemelerinin İspanya’daki zulmü daha büyük olmuştur. 1232 târihinden başlayarak Engizisyon cemiyeti, İspanya’nın her tarafında birer şûbe açtı. Müslümanlara, Yahûdîlere, bunlara taraftar, sevgisi olanlara ve savaşlarda Müslümanlara yardım edenlerin Hıristiyanlara yapmadıkları zulüm kalmadı. 1492’de son İslâm devleti yıkıldıktan sonra Kral Ferdinand ve karısı Elizabeth, İspanya’daki Müslüman ve Mûsevîlerin tamâmını yok etmek için, engizisyonu had safhaya çıkardılar. İspanya’daki Yahûdîlerle Müslümanlar tamâmen imhâ edilinceye kadar bu mahkemelerde süründüler, oğlunu bile bu mahkemelerde îdâma mahkûm ettiren İspanya Kralı Beşinci Ferdinand, “İspanya’da artık ne Müslüman, ne de dinsiz kaldı.” diye iftihâr etmiştir.
Engizisyon mahkemeleri insanlık târihinin lekesi, Hıristiyanlığın yüz karasıdır. İspanya’da engizisyonu Napolyon Bonaparte 1807 (H. 1222) senesinde binbir zorlukla kaldırmış, onun düşmesinden sonra, tekrar canlanan bu vahşet, bir müddet daha devâm ederek târihe karışmıştır.
Sayısı pek fazla olan Engizisyon Mahkemelerinin kaç kişiyi ölüme mahkûm ettiği kat’î olarak bilinmemekte ise de milyonları geçtiği muhakkaktır. Çünkü yalnız İspanya’da küçük bir Engizisyon Mahkemesi 28.000 kişiyi ölüme mahkûm etmiştir. Bu durum göz önüne alınarak sayısı çok olan bu mahkemelerin kaç kişiyi îdâm etirdiği düşünülebilir.
Engizisyon mahkemelerinin (cemiyetlerinin) kurulduğundan, ilgâ (kaldırılma) târihine kadar yaptıkları zulüm ve cefânın derecesi ve öldürülenlerin adedi Lugât-ı Târihiyye ve Coğrafiyye adlı eserde şöyle bildirilmiştir:
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.