(870 Maveraünnehir - 950 Şam) İslâm düşünürü. Sistemi Aristoteles mantığına dayanan akılcı bir metafizikten oluşan, Aristoteles'in sistemini Plâtinos'un görüşleri yardımıyla, İslâm inancıyla uzlaştırmaya çalışan Farâbi, Tanrı'nın varoluşunu kanıtlarken Aristoteles'in akıl yürütme çizgisini izlemiştir. Ona göre, bu dünyadaki nesneler hareket etmekte, değişmektedirler. Dünyadaki nesneler, hareketlerini bir ilk "hareket ettirici"den almak durumundadırlar. Bu ilk hareket ettiriciyse Tanrı'dır.
Farâbi, insanın ruh ve bedenden meydana geldiğini söyler. Bedenin yetkinliği ruhtan, ruhun yetkinliği de akıldan kaynaklanmaktadır. Ruhun başlıca görevleri; eylem, anlama ve algılamadır. Ona göre, bitkisel, hayvani ve insani olmak üzere üç tür ruh vardır. Bitkisel ruhun görevi, bireyin yetişme ve gelişmesiyle soyun sürdürülmesi, hayvansal ruhun görevi iyinin alınıp kötüden uzak durulması, insani ruhun görevi de güzelin ve yararlının seçilmesidir.
Farâbi, ahlâk anlayışında, insanın akıl yoluyla iyi ve kötüyü ayırt edebileceğini savunur. İnsan için en büyük amaç mutluluk, en büyük erdem de bilgeliktir.
Başlıca yapıtları şunlardır:
Medinetü'l-Fazıla, İlimlerin Sayımı, Plâton Yasalarının Özeti, Mutluluğun Kazanılması, Büyük Müzik Kitabı.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.