Kur’an-ı kerîmin ilk sûresi. Mekke-i mükerremede nâzil oldu (indi). Yedi âyet-i kerîmedir.Kur’ân-ı kerîme onunla başlandığı için Fâtihat-ül-kitab denmiştir. Fâtiha sûresi veya yalnız olarak El-Fâtiha yâhut Fâtiha da denir. Başka isimleri de vardır.Kur’ân-ı kerîmin aslı olduğu için Ümmü-ül-Kur’ân; Kur’ân-ı kerîmdeki bütün mânâları içerisinde bulundurduğu için El-Esâs; bu kadar derin ve geniş mânâları taşıdığı için Sûret-ül-Kenz, Sûret-ül-Vâfiye, Sûret-ül-Kâfiye; içerisinde hamd, şükür ve duâ bulunduğu için, Sûret-ül-Hamd, Sûret-üş-Şükr, Sûret-üd-Duâ da denir. Halk arasında daha çok El-hâm diye yanlış ve eksik telâffuzla söylenir.Yine namazın her rek’atinde okunduğu için Sûret-üs-Salât, şifâ olduğu için Sûret-üş-Şâfiye, Sûret-uş-Şifâ, yedi âyet-i kerîme olduğu için de Es-Seb-ül-Mesâni denilmiştir.
Fâtiha sûresini okumak, hastalıklara şifâdır.Peygamber efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem üç türlü ilâç kullanırdı: Kur’ân-ı kerîm ve duâ okurdu. Fen ile bulunan ilâçları kullanırdı. Yâhut her iki kısmı karışık kullanırdı. “Kur’an-ı kerîmden şifâ beklemeyene şifâ nasîb olmaz.” buyururdu. Fâtiha sûresi hakkında da; “O her türlü hastalığa şifâdır” buyurmuştur. Fakat, şifâ hâsıl olması için okuyanın ve hastanın buna inanması lâzımdır.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.