Alm. Fluor (n), Fr. Fluor (m), İng. Fluorine. Sembolü F olan, reaksiyon verme kâbiliyeti oldukça yüksek bir kimyâsal element.
Özellikleri: Çürütme özelliği yüksek, zehirli, soluk sarı renkli, keskin kokulu gazdır. Peryodik cetvelde 7A grubunda bulunur. Halojenler sınıfının en küçük üyesidir. Atom numarası 9, atom ağırlığı 18,9984’tür. Serbest haldeyken iki atomlu moleküler yapıya sâhib olup, formülü F2 dir. Molekül ağırlığı 37,9968’dir. -219,62°C’da erir ve -188,14°C’de kaynar.
Fluor, elektron alma arzusu (elektronegativite) en büyük olan elementtir. Bâzı soy gazlar hâriç, bütün elementlerle birleşir. Oksijen ile verdiği bileşiklerde oksijen (+) değerlikli olur ki bu da fluorun elektron ilgisinin büyüklüğünü göstermektedir. Fluor atomunun çapı küçük olduğu için, bu derece elektron ilgisine sâhiptir. Bunun sonucu olarak da birleştiği diğer elementleri alabileceği en yüksek değerliğe çıkartır.
Bulunuşu: Fluor tabiatta bileşikler hâlinde olup, serbest halde bulunmaz. Tabiattaki elementlerin çokluğu bakımından on üçüncüdür. Başlıca fluor kaynağı CaF2 (fluorspat), Na3AlF6 (buztaşı, kriyolit) ve CaF2Ca3(PO4)2 (fluorapatit)dir. Kriyolit ekonomik çapta Grönland’da bulunur. Fakat fluorspat dünyâda çok geniş alana yayılmış haldedir.
Fluorapatit %3,8 oranında fluor ihtivâ eder ve fosfatlı kayalarda bol miktarda bulunur. Bu kaynak dünyânın en zengin fluor deposudur. Fluor suda milyonda 0,1-7 oranında bulunur.
Elde edilişi: Fluor ilk olarak 1886 yılında potasyum fluorür çözeltisinin ve susuz hidrojen fluorürün elektrolizinden elde edildi. Bugün de elektroliz metodu ile elde edilir.
Kullanılışı: Fluorun element hâlinde kullanılma alanı pek yoktur. Fakat fluordan başlayarak elde edilen bileşikler birçok alanda kullanılmaktadır. Meselâ organik fluor bileşikleri soğutma teknolojisinde önemli yer tutmaktadır.
Bileşikleri: Fluor oldukça aktif olduğundan, normal sıcaklıkta birçok metal ile fluorür bileşiklerini verir. Yalnız alüminyum, bakır ve nikel gibi metallerle meydana getirdiği fluorür bileşikleri, metal üzerinde bir film meydana getirir ki, bu film koruyucu bir tabaka özelliği gösterir.
Fluorun en önemli bileşiklerinden biri hidrojen fluorürdür. Formülü HF olup elementlerinden elde edildiği gibi, fluorür bileşiklerinden de elde edilir. Susuz veya çözelti hâlinde kullanılır. Sulu çözeltisine fluorür asidi denir. Susuz hidrojen fluorür, petrol sanâyiinde yakıtların oktan oranını ayarlamak için katalizör olarak kullanılır. Ayrıca diğer fluorürlerin elde edilmesinde kullanılır. Cama etki eden tek asit olup, cam üzerine yazı yazmada kullanılır.
Fluor kendinin de dâhil olduğu halojen grubu elementleri ile reaksiyon verir. Bunları (+) değerlikli yaparken kendisi (-) değerliklidir. Bu bileşiklerden bâzıları, ClF3, ClF5, BrF3, IF5 ve IF7 dir. Ayrıca son zamanlarda oksijen ile bileşikleri de elde edilmiştir (OF2, O2F2, O3F2 ve O4F2 gibi).
Anorganik bileşiklerinden en önemlisi uranyum ile meydana getirdiği uranyum hekzafluorürdür (UF6). Bu bileşiğinden ve gazların diffüzyonu işleminden faydalanarak nükleer enerjide kullanılan uranyum 235 izotopu saflaştırılır. Sülfür hekzafluorür, formülü SF6 olup, kimyâca inert, zehirsiz, renksiz bir gazdır. Fevkalâde bir gaz izolatör olup, yüksek gerilim cihazlarında kullanılır.
Antimon fluorürler (SbF3, SbF5), bor trifluorür (BF3), kükürt tetrafluorür (SF4) ve halojenfluorürler, organik fluorür bileşiklerini elde etmek için fluorlandırma vâsıtası olarak kullanılır. Fluor organik bileşiklerle (karbon tetrafluorür CF4) hâriç şiddetli reaksiyon verir. Reaksiyon şartlarını kontrol ederek ve azot gibi inert bir gaz ile seyreltilerek sâdece karbon ve fluor ihtivâ eden organik bileşikler elde etmek mümkündür. CF4 ve C7F16 gibi hidrokarbon benzerleri elde edilmiştir.
Organik bileşiklerinin çoğu susuz hidrojen fluorürden ve anorganik fluorürlerden elde edilir. Organik fluorür bileşiklerinin en önemlilerinden bâzısı, soğutmada kullanılan diklor difluor metan (CF2Cl2) ve plastik teflon îmâlâtında kullanılan tetrafluor etilen (C2F4)dir. Bundan başka halkalı yapıdaki C4F8 aerosol püskürtücü olarak, CF3Br ve CF2Br yangın söndürme cihazlarında kullanılmaları bakımından önemlidir.
Fluorun biyolojk önemi: Vücudun diş ve kemik gibi bazı dokularında fluor elementinin yeterince depolanmaması hâlinde fluor eksikliği tâbir edilen bir takım rahatsızlıklar doğar. Yapılan bâzı incelemeler çürümüş bir dişteki fluor miktarının sağlam diştekine göre düşük olduğunu göstermiştir. Ayrıca çocuklarda raşitizm hastalığının fluor eksikliği durumunda daha çok ortaya çıktığı ifade edilmektedir.
Vücudun ihtiyacı olan fluor miktarı içme sularında mevcuttur. İçme suları ve yiyeceklerle alınan fluorür miktarı ihtiyaç duyulan seviyededir. Ayrıca fluorürlerin ağızdan çok fazla miktarda alınması da fluor zehirlenmesine yol açar. Fluor ihtiva eden sanâyilerde çalışan işçilerde kronik fluor zehirlenmesi görülebilir.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.