İlhanlı hükümdârlarının en meşhuru. Çocukluğunun büyük bölümü büyükbabası Abaka Hanın yanında geçti. Abaka Han ve babası Argun Hanın bağlı olduğu Buda dîninin prensiplerine göre yetiştirildi. Babasının 1284’te tahta çıkmasından sonra Horasan, Mazenderan ve Rey vilâyetlerinin vâliliğine atandı. 1291’de İlhanlı tahtına çıkan Geyhatu’yu 1295’te deviren yeğeni Baydu, iktidârı ele geçirdi. Ancak Gâzan, bu duruma karşı çıkarak Baydu ile mücâdeleye girişti. Bu sırada kumandanlarından Nevruz’un tebliği üzerine İslâmiyeti kabul etti. Onunla birlikte kumandanlarından, vezirlerinden ve askerinden 400 bin kişi de Müslüman oldu. Gâzan, şükür olarak o seneyi oruç tutmakla geçirdi.
Müslüman askerlerinin başında olarak yeniden harekete geçen Gâzan, İlhanlı başkenti Tebriz’e girdi ve Baydu’yu yakalatarak îdâm ettirdi. Böylece hükümdârlığını îlân eden Gâzan Han, öncelikle ülke içerisinde huzûr ve âsâyişi sağladı. Kendisine karşı isyân eden Moğolları şiddetle bastırdı. İktisâdî hayâtı düzeltmek için faâliyet gösterdi. Sikke ve ölçü reformları yapmak ve vergi kaynaklarını yeniden tesbit etmek sûretiyle devletin bütçesini düzene koydu. Halkı inim inim inleten vergi sistemi değiştirildi. Askerin maaşını yeniden tespit ederken, orduyu yeni silâhlarla techiz etti.
Gâzan Mahmûd Han, İslâmiyetin kuvvetlenmesi için elbirliği ederek kardeşçe çalışmasını Nâsır’a yazdı. Mısır Memlûklü sultanlarının dokuzuncusu olan Nâsır bunu dinlemedi. Nâsır’ın askeri Mardin taraflarını yağma etti. Gâzan Mahmûd Han Haleb’e geldi. Humus’ta Nâsır bozguna uğradı. Gâzan Han burada bir kumandanını bırakıp geri döndü. Bu iki Müslüman sultânının arasını açanlardan biri de İbn-i Teymiyye idi. O, hâdiselerde birleştirici değil bozucu rol oynadı. Gâzan Mahmûd Han, 17 Mayıs 1304’te henüz otuz yaşındayken Rac’da vefât etti.
Gâzan Hanın ölümüyle İran’daki Moğol hâkimiyeti, iç ve dış politikada en son sınırlarına ulaşmış oldu. Moğollar arasında İslâmiyetin yayılmasını sağlayan Gâzan Han, ülkeyi pekçok câmi, mescid, medrese, han ve hamam gibi dînî ve sosyal eserlerle donattı. Tebriz yakınlarında bir rasathâne kurdurdu. Fen ilimlerinden astronomi, târih, tıp ve kimyâ ile meşgul oldu. Târih bilgisi fazlaydı. Ana dili olan Moğolcadan başka birkaç lisan bilen Gâzan Han, senenin ekserî günlerinde oruç tutar ve çok Kur’ân-ı kerîm okurdu.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.