Kırım hanlarından. Devlet Giray’ın oğludur. Mehmed Giray’ın hanlığı zamânında Özdemiroğlu Osman Paşa kuvvetleri safında İran seferine katıldı ve büyük yararlıklar gösterdi. Bu seferde İranlılara esir düştü ise de bir yolunu bularak kaçmaya muvaffak oldu. İstanbul’a geldiği sırada birâderi İslâm Giray’ın vefâtı vukû buldu. Kırım Hanlığına tâyin edilerek memleketine gönderildi (1588).
Kırım hânı olarak ülkesine dönen Gâzi Giray, kardeşi Fetih Giray’ı Kalgaylık ve diğer kardeşi Adil Giray’ın oğlu Baht Giray’ı Nûreddînlik makâmına getirdi. Gâzi Giray, 1593 ve 1594 yıllarında dâvet üzerine iki defâ Avusturya Seferine katıldı. Lehistan içlerinden geçerek süratle orduya yetişen Gâzi Giray, bu iki seferde de mühim yararlıklarda bulundu. 1596 Eğri Sefer-i Hümâyûnunda ise kendisi Eflâk’ta kalarak kardeşi Kalgay Fetih Giray’ı büyük bir kuvvetle yardıma gönderdi.
Eğri muhârebesinde büyük hizmeti görülen Fetih Giray, Veziriâzam Cağalazâde Sinan Paşanın tavsiyesiyle Kırım hanlığına tâyin edildi. Ancak Gâzi Giray Han bu tâyine usûlsüz olduğu gerekçesiyle karşı çıktı ve Kefe’ye geldi. Bu arada Tatarların ileri gelenleri de Gâzi Giray’dan memnun olduklarını belirterek yerinde kalmasını istediler. Nihâyet Cağalazâde Sinan Paşanın yerine geçen Vezîriâzam İbrâhim Paşa, Gâzi Giray’ı tekrar Kırım Hanlığına tâyin ettirdi (1597).
Gâzi Giray bu ikinci hanlığında birincide olduğu gibi devlete bağlılığı ve tebeası üzerindeki sevgi ve otoritesi ile memleketi iyi idâre etti. Savaşlara katıldı ve büyük hizmetlerde bulundu. Vakarlı ve ciddî bir zât olan Gâzi Giray’la temas edenler, kendisinin ilim ve fazîletini övmektedirler. Şâirliği de meşhur olup, Türkçe, Farsça ve Arapça şiirler yazdı. Memleket müdâfaası için yıllarca serhatlerde kalan ve düşmanla çarpışan Gâzi Giray’a bu hizmetlerine karşılık olarak Silistre sancağı dirlik olarak verildi. Ayrıca otuz bin altın cep harçlığı ihsân olundu.
1608 Martında tâundan vefât eden Gâzi Giray, Bahçesaray’da babasının yanına defnedildi. Hanlığı 20 seneden fazladır. Gâzi Giray’ın Avusturya Seferi esnâsında kendi el yazısıyla pâdişâha takdim edilmek üzere Hoca Sâdeddîn Efendiye göndermiş olduğu 1698 târihli bir gazelinin ilk ve son beyitleri:
Biz mücâhid kulunuz terk ederiz cân ü seri Pâdişâhım ne diyem, sonra duyarsın haberi
.......
Azmeder oldu gazâyı, sefere Sultânım Kıl ana hayr-ı duâ, ol da kulundur iş eri
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.