Unutmayın; gelecek, yani düşünce alışkanlıklarınızın sonucu, siz dilekte bulunarak onu değiştirmediğiniz takdirde zihninizde hazır beklemektedir. Bir ülkenin geleceği de, tıpkı bu şekilde, o ulusun insanlarının kolektif bilinçaltında yatmaktadır. Savaş başlamadan yıllar önce New York gazetelerinin attığı başlığı görmem aslında hiç de garip değildi. Savaş, zaten zihnimde yer almıştı ve saldırının tüm planları zaten o muazzam kayıt aracına, yani bilinçaltına ya da bilinçsiz kolektif zihnin üzerine kazınmıştı. Yarın olacak olaylar şu anda bilinçaltı zihninizdedir, bir hafta sonrakiler de, bir ay sonrakiler de... Bu olaylar da ruha inebilen, iç görülü insanlar tarafından görülebilirler.
Gerçek dileklerde bulunmaya karar verirseniz başınıza ne bir felaket ne de bir trajedi gelir. Hiçbir şey önceden planlı ya da önceden düzenlenmiş değildir. Kaderinizi belirleyen zihin tavrınız, yani düşünme ve inanma şeklinizdir. Daha önceki bölümde anlatılan bilimsel dilekler yoluyla kendi geleceğinize şekil verebilir, kendi geleceğinizi yaratabilirsiniz. Ne ekerseniz onu biçerseniz.
Kısacık Bir Süre Uyuyarak On Beş Bin Dolar Kazandı
Dört yıl önce, öğrencilerimden biri gazeteden kestiği bir kupürü bana yollamıştı. Bu kupürde Pittsburgh'da Jones and Laughlin Steel Corporation tarafından işletilen bir işyerinde çalışan ve çelik işleriyle uğraşan Ray Hammerstrom adlı bir haddeciden söz edilmekteydi.
Bu yazıya göre mühendisler, soğutma yatağına gitmesi gereken düz çubukları hareket ettirecek olan yeni tesisatta, devreyi açacak olan anahtarı bir türlü kuramamışlar. Mühendisler yirmi otuz sefer deneme yapmışlar ama bir türlü anahtarı çalıştıramamışlar.
Hammerstone bu sorun hakkında uzun uzun düşünmüş ve işe yarayabilecek yeni bir tasarım hesaplamaya uğraşmış. Hiçbiri işe yaramamış. Bir gün öğleden sonra biraz uzanıp kestirmiş ve uykuya dalmadan önce yine bu anahtar problemini düşünüyormuş. Rüyasında anahtarla ilgili mükemmel bir tasarımın çizildiğini görmüş. Uyandığında, rüyasında gördüğü ayrıntılara göre yeni tasarımı hemen kağıda dökmüş .
Bu bir anlık kestirme Hammerstone'a on beş bin dolarlık bir çek kazandırmış; ve bu miktar o şirketin bir işçisine ödediği en büyük rakammış.
Tanınmış Bir Profesör Problemi Uykusunda Çözüyor
Pennsylvania Üniversitesinde Asur Dönemi Profesörü olan Dr. H. V. Heplrecht şöyle yazmış: "Bir cumartesi akşamı artık iyice yorulmuştum, Babillerin yüzükleri olduğu varsayılan iki küçük akik parçasını deşifre etmeye çalışmış ama bir türlü başaramamıştım.
"Gece yarısına doğru, bıkkın ve bezgin bir halde, yatmaya gittim ve şu tuhaf rüyayı gördüm: Kırk yaşlarında, uzun boylu, ince bir Nipur rahibi beni tapınağın hazine odasına götürdü. Burası küçük, alçak tavanlı, penceresiz bir odaydı yerlere akik ve lapis taşları saçılmıştı. Rahip bana şöyle dedi: 'Senin yayınladığın yazında yirmi iki ve yirmi altı ile numaralanan iki parça aslında bir bütündür ve onlar parmak yüzüğü değildir. İlk iki yüzük, tanrı heykelinin küpeleridir; o iki parça (sendeki) onlardan birer parçadır. Eğer ikisini bir araya getirirsen dediğimin doğru olduğunu göreceksin.' Hemen uyandım, parçaları inceledim. Hayretler içinde bu düşümde gördüklerimin doğru olduğunu anladım. Sonunda problem çözülmüştü."
Bu örnek, bütün problemlerin cevabını bilen bilinçaltının yaratıcı dışavurumunu açıkça göstermektedir.
Bilinçaltı Ünlü Bir Yazara Uykusunda Nasıl Yardımcı Oldu?
Robert Louis Stevenson'in kitaplarından Across the Plains'de bir bölüm yalnızca rüyalara ayrılmıştır. Stevenson düşlere inanan ve her gece uyumadan önce bilinçaltına belli talimatlar vermeyi alışkanlık haline getirmiş olan bir adamdı. O uyurken bilinçaltı ona öyküler ortaya çıkartırdı. Örneğin, eğer para durumu kötüye gidiyorsa bilinç altından şöyle komutlar verirdi: "Çok iyi satacak ve beni zengin edecek şöyle iyi ve heyecanlı bir roman ver." Bilinçaltı ona muhteşem yanıtlar vermiştir.
Stevenson şöyle demiştir: "Bu küçük cinler (bilinçaltındaki zekalar ve güçler) bana bir öyküyü, dizi anlatır gibi parça parça anlatırlar ve bana, yani onların varsayılan yaratıcısına, öykünün nereye gittiğini asla bildirmezler." Ve şunları eklemiştir: "Uyandığımda (yani uyanıkken ve bilincimle hareket ettiğim zamanlar) bir bölümü tamamlanmış olan eserim asla bütünüyle bana ait sayılmaz, çünkü tüm bu olanlar o küçük cinlerin o zaman bile işbaşında olduğunu gösteriyor."
Huzur İçinde Uyuyun, Neşeyle Kalkın
Uykusuzluk çekenler aşağıdaki dileğin çok etkili olduğunu göreceklerdir. Bunu uyumadan önce çok yavaş, sakin ve yürekten hissederek söyleyin. "Parmak uçlarım gevşiyor, bileklerim gevşiyor, kaslarım gevşiyor, ellerim ve kollarım gevşiyor, yüzüm gevşiyor, gözlerim gevşiyor, tüm zihnim ve bedenim gevşiyor. Kendi isteğimle herkesi her şeyiyle bağışlıyor ve onlar için ahenk, sağlık, huzur ve yaşamın tüm nimetlerini yürekten diliyorum. Ben huzur içindeyim, rahat ve sakinim. Güven ve huzur içinde yatıyorum, içimde Sonsuz bir Işığın varlığını hissediyorum ve büyük bir sükunet ve huzur içimi kaplıyor. Kendimi sevginin kucağına bırakıyor ve her yanımı iyilik ve güzellikle dolduruyorum. Gece boyunca bu huzur beni bırakmayacak ve sabah sevgi ve hayat dolu olacağım. Çevreme bir sevgi ağı örülüyor. Hiçbir kötülükten korkmuyorum, zira sen benimlesin. Huzur içinde uyuyor, neşe içinde kalkıyorum.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.