Girit'e hakim olan Venedikliler, Anadolu kıyılarında Menteşe Oğulları, Aydın Oğulları gibi Türkmen beylikleriyle ticari bağ kurdular. Çeşitli anlaşmalar imzaladılar. Venediklilerin Akdeniz'de ileri bir karakolu durumunda bulunan Girit adası, Aydın ve Menteşe Beylikleriyle olan siyasi ve ticari münasebetleri yönlendiriyordu. Buna örnek, 1331'de Girit Dukası Morosini ile Menteşe Beyi Orhan Bey bir anlaşma yapmışlardı. Bunu daha sonra 1337'de bir ahitname takip etti. Bu ticari münasebetler bundan sonrada devam etti. Bir ara Venediklilerin katıldıkları Haçlı ittifakının yol açtığı masraflarını karşılayabilmek için Girit'te vergileri arttırınca 1333,1342 ve 1363' de ayaklanmalar meydana geldi.
Girit'te ayaklanmaları bastırmakla ünlenen ve Venedikliler devrinin ünlü şahsiyeti Kalerki'nin soyu Bizans devrine kadar uzanmaktadır. Girit, Venediklilerin eline geçmeden önce Bizanstan Kalerki buraya gelmişti. Asıl adı Fokas idi. Kalerki'den sonra yiğeni Leonida, Girit'te iş başına geçti. Venedikliler yıllarca Kalerki ailesinin yardımını burada gördüklerinden Leonida'yıda kendilerinden sanıyorlardı. Leonida, Girit'te Yunanlı bir öğretmenden ders alırken, Yunan kültürü tesirinde kalmış ve Venediklilere düşman olmuştur.
Leonida Girit'te Smirliyus adında biriyle anlaşarak isyanlar çıkarma teşebbüsüne girişti. Ancak bu gizli faaliyetleri Venedikliler öğrendiler. Yapılan ilk savaşlar sonunda Smirliyus daha önce Venediklilerin eline düştü.Esir düşen Smirliyus idam edilerek başı kesildi. Leonida ise, isyanlardan ve Venediklilere olan düşmalığınadan vazgeçmiyordu. Yapmış olduğu bir çok iç savaşlarla Venediklileri hayli uğraştırmıştı. Ancak bu ayaklanmaların birinde Leonida pusuya düşürülerek ele geçirildi. Yapılan türlü işkenceler sonucunda ne için isyan ettiği soruldu. Leonida: "Maksadım Girit'te bulunan bütün Venediklileri kılıçtan geçirmek ve adayı Müslümanlara teslim etmekti." dedi.
Leonidanın öldürülmesi, Öz Giritliler üzerinde büyük tesir uyandırdı ve adanın her tarafını isyanlar sardı. Resmo, Hanya kaleleri Girit ihtilalcilerinin eline geçti. Bu isyan tam altı yıl sürmüştü. 1347 Yılında Venedik Cumhuriyeti daha öncede Girit Valiliği yapmış olan Kornilio'yu büyük kuvvetlerle isyanı bastırmak için adaya gönderdi.
Bu hal Giritliler için bir felaket oldu ve korkunç bir katliam başladı. İhtilalcilerin elebaşları öldürüldü. Başları mızraklara takılarak dolaştırıldı. Ova Giritlilerin cesetleriyle dolup taşmıştı. Ogünden sonra bu yere perişan edilmiş anlamına gelen "Katafanismeni" dendi ve hala aynı adı taşımaktadır.
1362 Yılında Venedikliler Cenevizlilerle yaptıkları savaşta yenilmişler, bu yüzdende sıkıntıya düşmüşlerdi. Bu yüzdende tek çare Girit'te vergileri arttırmaktı. Bu arada Kudüse giden gemilerin uğradığı Kandiye Limanının varidatını arttırmak için limanın temizlenmesi masrafına karşılık bir vergi kondu. İşte bu son olay ve karar Venedikliler ile Girit asilzadeleri arasındaki anlaşmazlığı büsbütün artırdı ve bir sabah hükümet konağını Giritliler bastı. Valiyi muhafaza eden askerler öldürüldü, bir çok karakollar yakıldı. Kalerki ailesinden biri asilerin başında idi. Valiyi teslim olmaya davet etti. Ancak Valinin direnmesi sonucu konağın kapıları kırıldı ve Vali yakalanarak hapsedildi. Artık Girit Cumhuriyeti ilan edilmişti. Giritliler Venediklerin zulmünden öylesine bıkmışlardıki, Cumhuriyetin ilanı üzerine Girit'in bütün katolikleri ortadoks mezhebini kabul ettiler ve yeni kurulan hükümeti desteklediler.
Girit'in istiklalini ilan ettiği haberi Venedik'e ulaşınca Venedikliler buna inanmak istemediler. Buraya durumu öğrenmek için üç kişilik bir heyet gönderdiler. Fakat bu heyeti Giritliler adaya çıkarmadılar. Venedikliler ikinci defa Girit'e beş kişiden kurulu bir heyet daha gönderdiler. Bu sefer Giritliler kurdukları Cumhuriyetten çok memnun olduklarını göstermek için bu heyetin adaya çıkmasına izin verdiler.
Heyeti Girit Cumhurbaşkanı Mari Nağradoniko karşıladı. Venedik heyeti reisi:
"Görüyorsunuz ki, dedi, biz buraya dostluk için geldik. Kandiye limanının temizlenmesi için alınmak istenen çok az bir vergi sizi isyan ettirmemeli idi. Bunun tehlikeli sonuçları olabilir. Hiçbir devletin yardımını bulamazsınız."
Girit Cumhurbaşkanının cevabı kati idi.
"Girit Cumhuriyeti yaşayacaktır. Mezhebimizden olmayan yabancı bir hükümete boyun eğmeyeceğiz. Bunun için icap ederse, hayatımızıda feda etmeyi göze almış bulunuyoruz."
Venedik'e dönen heyetin getirdiği haber Venediklileri telaşa düşürmüştü. Tek çare Girit'e yeniden hakim olmak için bir kısım kuvvet göndermek ve Avrupalı devletleri de iknaya çalışmaktı. Bunun içinde Venedikliler Avrupalı Devletlere Girit isyanı bastırılmazsa diğer adalara da isyan hareketleri sıçrayacak ve bu hal bütün Avrupa için tehlikeli olacaktır gibi propagandaları ile bütün Avrupalı Devletleri ikna etmeyi başarmışlardır. Artık Girit'teki Asileri ve Girit Cumhuriyetinin kurulmasında en büyük rolü olan Kalerki'yi ortadan kaldırmaktı. Venedikliler adaya çıkar çıkmaz, Girit Cumhuriyeti idaresindeki bir kısım yöneticilerle birlikte düzenlenen bir baskınla Kalerki yakalanıp öldürüldü.
Girit Cumhuriyetinin yıkılışı Kalerki'nin ölümü ile başlamıştır. Öyleki ayaklanan Giritliler "O, bizim babamızdı. Onu öldürenlerden intikamımızı alacağız." diye harekete geçtiler.
Giritliler hükümet konağı önünde intikam çığlıkları atarak konağı sarmışlardı. Konağı muhafaza etmekle yükümlü muhafızların açtığı ateş sonucu birçok Giritli öldürülmüştü. Meydanı dolduran halk arasında müthiş bir panik başlamıştı. Öte yandan da otuz kadar Venedik kalyonunun adaya yaklaştığı haberleri üzerine Meclisi basmaya çalışanların dağılmasına sebep oldu. Bu sıralarda da Girit Cumhurbaşkanı, eski Venedik Valisi ile gizlice görüştü ve adayı tekrar Venediklilere bırakacağını bildirdi. Meclis azalarından birinin böyle bir haber alması üzerine milliyetçi azalardan on kişi görevinde kalan Girit Cumhurbaşkanını hançerleyerek öldürdü.
Giritliler, Marko Grodeniko'yu yeni Cumhurbaşkanı seçerek Cumhuriyet idaresini yaşatmaya karar verdiler. Ancak halk çok tedirgin idi. Çünkü bu iç savaş bir çok Giritlinin ölümüne neden olduğu gibi Venediklilerinde Micelio Dominiko komutasında bir donanma Adaya doğru geldiği yolunda idi. Gene kan akacaktı, gene ezeli düşmanlar çarpışacaklardı. Venedik donanması adaya yaklaştığı sıralarda Giritlilerde savaşa hazırlanmıştı. Adaya çıkan Venedik askerlerine karşı Giritliler ani baskınlarla birçok zayiat verdirdikleri gibi ele de birçok esir geçirmişlerdi. Ancak Venedikliler adaya asker çıkarmaktan geri durmadılar ve Girit kuvvetlerini püskürterek, teslim olmaları için üç gün'de mühlet verdiler. Karşı direnişten vazgeçmeleri halinde de genel af ilan edeceklerini bildirdiler.
Giritliler, teklifi kabul etmediler ve iki taraf arasında çok şiddetli savaşlar başladı. Venedik ordusu, hem daha kuvvetli, hemde bir ordu halinde savaşıyordu. Dört defa tekrarlanan çatışmadan sonra Venediklilerin beşinci saldırısında Giritliler bozguna uğradı. Neticede, tek çareyi teslim olmakta bulan Giritliler, genel af ilan edilmesi isteği ile grup grup teslim oldular ve 1362 yılında ilan edilen Girit Cumhuriyeti 11 ay kadar süren bir devreden sonra son bulmuştur.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.