Alm. Gladiator (m), Fr. Gladiateur (m), İng. Gladiator. Eski Roma’da profesyonel savaşçılara verilen ad. Lâtinceden gelen bu kelime, gladius kelimesinden türemiş olup, kılınçlı savaşçı demektir. Bunlar eskiden Etrüsk cenâze merâsimlerinde gösteriler yaparlardı. Bunun gâyesi, ölen kimseye, silâhlı savaşçılar göndermekti. Çünkü gösteriler, savaşçılardan birinin ölümüyle biterdi. Bilinen ilk gösteri M.Ö. 264 târihinde vukû bulan, Brutus’un cenâze merâsimiydi. Bu gösteride üç çift gladyatör gösteri yapmıştı. Julius Ceasar zamânında bu rakam üç yüz çifte kadar çıkmıştır. İmparator Traja’nın 5000 çift gladyatörü olduğu bilinir. Gösteriler imparatorluğun diğer şehirlerinde de yapılıyordu. O zamanlar Roma’daki gösteriler çok fazla ilgi toplamıştı.
Silâhlarına ve doğuş tekniklerine göre, gladyatörler birçok sınıflara ayrılıyorlardı. Samnitler, dikdörtgen şekilli bir kalkan, tüylü bir miğfer ve kısa bir kılıçla savaşırlardı. Thraceler (Trakyalılar), döğüşe eğri bir kamayla çıkarlardı. Bunların baş düşmanları Mirmillonelerdi. Bunlar bir Galli gibi giyinir ve silah takarlardı. Aynı şekilde Retaiarius (Ağcılar) ve Secutorlar (Tâkipçiler) birbirlerinin rakipleriydiler. Ağcılar, dizlerine kadar inen bir gömlekten başka birşey giymezler ve tamâmen silâhlı rakiplerini sağ ellerinde taşıdıkları ağla yakalamaya çalışırlardı. Eğer başarılı olurlarsa sol ellerindeki üç dişli mızraklarıyle rakiplerini öldürürlerdi. Bunların dışındakiler şunlardı:
Andabataeler: At üstünde döğüşür ve dışarıyı göremeyecek şekilde miğfer giyerlerdi. Dimachaeri (Çift bıçaklı savaşçılar): Bunlar iki küçük hançer taşırlardı. Essedarir:İki tekerlekli savaş arabalarıyla savaşırlardı. Hoplamachiler ise tamâmen zırhlı olarak savaşa çıkarlardı. Laqaearii: Bu savaşçılar rakiplerini kementle yakalamaya çalışırlardı.
Gösteriler çok önceden îlan edilir ve gladyatörlerin isimleri açıklanırdı. Gösteri gladyatörlerin sâhaya çıkmalarıyla başlardı. Daha sonra kılıçlar muâyene edilir. Savaş tahta kılıçlarla olan bir döğüşle açılır, daha sonra gerçek döğüşlere geçilirdi. Korku gösteren gladyatörler kamçı ve kızgın demirle dışarı atılırdı. Bir gladyatör yaralandığında, seyirciler, “Yaralandı!” diye bağırırlardı. Eğer seyirci gladyatörü affetmek isterse, mendillerini sallarlar ve ölümünü isterlerse baş parmaklarını aşağı doğru işâret ederlerdi. Pekçok döğüşten gâlip çıkan gladyatör, gladyatörlükten alınır ve kendisine tahta bir kılıç verilirdi.
Bâzan gladyatörler muhâfız olarak kullanılırlardı. Bunun sonucu aralarında çatışma çıkardı. Gladyatörler genellikle köle ve suç işlemiş kişilerden seçilirdi. Disiplin çok sıkı olup, ancak başarılı bir gladyatör ünlü olurdu. Gladyatör okulunun başında tanınmış fakat seviyesi düşük kimseler bulunurdu. Gladyatör yetiştirmek ve kiralamak kânûnî bir ticâret şekliydi. Hıristiyanlığın çıkışıyla gladyatör gösterileri gözden düştü. Roma Kralı Birinci Constantine M.S. 325’te gösterileri kaldırdı.
Gladyatör gösterilerinin çekici diğer bir yönü de vahşî hayvanlarla yapılan döğüştü. Bu durum Romalıların kurdukları medeniyet yanında ne kadar kana susamış kimseler olduğunu da gösteriyordu.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.