Bir fikri formüle etmenin en kolay ve en açık yolu onu görselleştirmek, zihnin gözüyle bakıp sanki gerçekten canlıymış gibi görmektir. Çıplak gözlerinizle yalnızca dış dünyada var olan şeyleri görebilirsiniz; aynı şekilde zihninizin gözleriyle görüntüye getirebildiğiniz şeyler de zihninizin görünmez sınırları içinde var olmaktadır. Zihninizde yarattığınız her resim, ümit edilen şeylerin özü ve görülmeyen şeylerin göstergesidir. Hayal gücünüzle biçimlendirdiğiniz her şey bedeninizin herhangi bir parçası kadar gerçektir. Fikirler ve düşünceler gerçektir ve eğer zihninizdeki bu imgeye sadık kalırsanız bir gün objektif dünyada da karşınıza çıkacaktır.
Bu düşünme süreci, zihninizdeki imgeleri biçimler; bu imgeler, kısa bir süre sonra, karşınıza deneyimler ve olaylar olarak çıkacaktır. Mimarlar yapmak istedikleri binanın resmini gözlerinin önüne getirirler ve onu tamamlanmış gibi hayal ederler. Mimarın imge dünyası ve düşünce süreci o binanın ortaya çıkarılacağı plastik bir döküm kalıbı gibidir; isterse güzel, isterse çirkin bir ev düşünür, küçük bir ev ya da bir gökdelen düşünür. Zihinsel imgeleri, kağıda dökülmüş gibi zihninize yansıtır. En sonunda, anlaşma yaptığı kişi ve işçiler gerekli malzemeleri bir araya getirirler ve mimarın zihnindeki modele tam anlamıyla uyacak şekilde bina yapımı bitene kadar devam eder.
Ben görselleştirme tekniğini, kürsüden dinleyicilerime konuşma yapmadan önce kullanırım. Önce zihnimin çarklarını sustururum ve böylece imgelerimi ve düşüncelerimi bilinçaltıma sunarım. Sonra, salonu gözümün önüne getiririm; bütün koltuklar erkek ve kadın bir sürü insanla dolmuştur; bu insanların hepsi de kendi içlerindeki sınırsız iyileştirme gücüyle aydınlanmışlardır. Onların ışıl ışıl, mutlu ve özgür olduklarını görürüm.
Önce hayal gücümle o fikri yapılandırdıktan sonra, büyük bir sükunetle onu zihnimde bir resim olarak tutarım ve oradaki kadın ve erkeklerin şöyle söylediğini düşünürüm: "İyileştim." Kendimi harika hissediyorum." "Aniden iyileştiğimi görüyorum." "Ben değiştim." Bu imgeyi on dakika kadar böyle tutarım ve bu arada oradaki her insanın zihninin ve bedeninin sevgiye, bütünlüğe, güzelliğe ve mükemmelliğe doyduğunu hissederim; bunu bilirim. Buna duyduğum inanç öyle bir noktaya gelir ki karşımda sağlıklı ve mutlu oldukları haykıran bir sürü insanın sesini gerçekten duyar gibi olurum; daha sonra bu resmi zihnimden dışarı salar ve kürsüye çıkarım. Hemen hemen her pazar gülü birçok insan beni durdurur ve dileklerinin gerçekleştiğini söyler.
Zihinde Sahneleme Tekniği
Çinliler şöyle der: "Bir resim binlerce sözcüğe bedeldir." Amerikan psikolojisinin babası William James de şu gerçeği vurgulamaktadır: "Zihinde tutulan ve inançla desteklenen her resim bilinçaltı tarafından gerçeğe dönüştürülecektir. Öyleymişim gibi hareket ederim ve öyle olurum."
Birkaç yıl önce Amerika'nın orta-batıdaki eyaletlerinde seminerler vermiştim. Kafamda sürekli barındırdığım fikir, yardım isteyen bütün insanlara hizmet verebileceğim daha genel bir alanda sürekli bir yerimin olmasıydı. Çok uzaklara yolculuk ettim ama bu arzuyu aklımdan hiç çıkarmadım. Bir akşam, Washington, Spokane'de bir oteldeyken kendimi tamamen gevşettim, dikkatimi topladım ve dingin, pasif bir tarzda, büyük bir dinleyici kitlesi karşısında konuştuğumu ve şöyle dediğimi hayal ettim: "Burada olduğum için çok mutluyum; bu fırsatı yakalayabilmek için dua etmiştim." Zihnimin gözleriyle o hayali dinleyici kitlesini gördüm ve hepsinin de gerçek olduğunu hissettim. Bir aktör gibi rol yaptım, zihnimdeki bu sahneyi dramatize ettim ve bu sahnenin bilinçaltıma iletildiğinden ve her an karşıma çıkabileceğinden emin oldum. Ertesi sabah, uyandığımda büyük bir huzur ve tatmin hissi duyuyordum ve birkaç gün içinde bir telgraf aldım; telgrafta orta-batıda bir örgütün başına geçmem isteniyordu; bunu büyük bir keyifle yerine getirdim ve yıllarca burada çalıştım.
Burada ana hatlarıyla anlatılan yöntem, "zihinsel sahneleme tekniği" olarak tanımlanan ve pek çok kişinin denediği bir yöntemdir. Radyo konuşmalarımı ve her hafta verdiğim halka açık seminerleri dinleyen insanlardan yüzlerce mektup aldım; bu mektuplarda kendilerine ait mülklerini satarken bu tekniği kullandıklarını ve harikulade sonuçlar aldıklarını yazıyordu. Satılık evi ya da mülkü olanlara kendi zihinlerinde koydukları fiyatın doğru olduğuna inanmalarını öneririm. Sınırsız Zeka'nın gerçekten o mülkü satın almak isteyen, onu sevecek ve onunla mutlu olacak alıcıları çekeceğini iddia ederim. Bunu yaptıktan sonra zihinlerini rahatlatmalarını, gevşemelerini, kendilerini bırakmalarını ve uyuşuk, uykulu bir duruma geçerek bütün zihinsel çabalarını minimuma indirmelerini öneririm. Daha sonra, ellerinde tuttukları çekin resmini gözlerinin önüne getirmelerini, onu tutmaktan duydukları mutluluğu hissetmelerini, çeke teşekkür etmelerini ve kendi zihinlerinde yarattıkları bu zihinsel sahnenin doğallığını hissederek uykuya dalmalarını söylerim. Bu, gerçekten de objektif bir hakikatmiş gibi hareket etmelidirler. Bilinçaltı bunu bir izlenim olarak kabul edecek ve zihninin derinlerdeki akimler aracılığıyla alıcı ve satıcı bir araya getirilecektir. Zihinde tutulan ve inançla desteklenen her zihin resmi gerçekten yaşanacaktır.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.