Gümrü Antlaşması - Bilgiler
23/04/2014 2:00
İstiklâl Savaşında TBMM Hükûmetiyle Ermenistan arasında 2 Aralık 1920’de imzâlanan ve Ermenistan’la Türkiye arasındaki savaşı sona erdiren antlaşma. Bu antlaşma, Türkiye Büyük Millet Meclisi hükûmetinin imzaladığı ilk milletlerarası antlaşma olması bakımından önemlidir.

Birinci Dünyâ Savaşı sırasında, Ekim 1917 Devrimi üzerine Kafkas Cephesindeki Rus orduları işgâl ettikleri doğu vilâyetlerinden çekilince Ermeniler merkezi Erivan’da olan bir Cumhûriyet kurup, yaklaşık 50.000 kişilik bir Ermeni kuvvetiyle Rusların yerini aldılar. Doğu vilayetlerimizde yaşayan Müslüman-Türklere zulüm yaptılar. Şehirleri ve köyleri yakıp yıktılar. Savunmasız ve mâsum insanları hunharca katlettiler. Bu zulmü ve işgali önlemek için harekete geçen Osmanlı ordusu, Erzurum, Trabzon ve Van vilâyetlerini kurtardıktan sonra Osmanlı-Rus sınırını geçerek Güney Kafkasya doğrultusunda ilerledi. Kars’tan sonra Gümrü’ye giren Osmanlı ordusu Ermenileri geri püskürttü. Ermenileri kesin yenilgiye uğrattıktan sonra Ağrı’yı da ele geçirdi. Ermenilerin isteği üzerine 31 Mayıs 1918’de Batum antlaşması imzalandı. 1877-78 Osmanlı-Rus savaşı sırasında kaybedilen topraklar yeniden Osmanlı Devletinin hâkimiyeti altına girdi.

Birinci Dünyâ Savaşı sonunda 30 Ekim 1918’de imzalanan Mondros Mütârekesinden sonra Osmanlı Devleti Kafkasya Cephesindeki kuvvetlerini geri çekmek zorunda kaldı. Önce Kafkasya ve Azerbaycan’ı boşaltarak Kars, Ardahan, Batum’a çekildi. Ancak, İngilizler buranın da boşaltılmasında ısrar ettiler. Elviye-i Selâse adı verilen Kars, Ardahan ve Batum da 31 Ocak 1919’da boşaltıldı. Bu arada Kars’ta “Güney-Batı Kafkas Millî Şûrâ Hükûmeti” kuruldu. 13 Mart 1919’da Kars’ı işgal eden İngilizler, Millî Şûrâ Hükûmetini dağıtarak idâresinde Taşnak Komitelerinin hâkim olduğu şehri Ermenistan Cumhûriyeti askerlerine teslim ettiler. 20 Nisanda da Gürcistan Cumhûriyeti Ardahan’ı işgal etti.

İngilizlerin teşvik ve desteğiyle Doğu Anadolu’daki bâzı bölgeleri işgal eden Ermeniler Müslüman halka akla gelmedik işkence ve zulümleri yaptılar. Şehirleri köyleri ve kasabaları yağmaladılar. Pekçok kimse şehid oldu. İşgalcilere karşı milis kuvvetleri vâsıtasıyla mücâdele eden Doğu Cephesi Kumandanı Kâzım Karabekir 26 Nisan 1920’de TBMM Hükûmetine başvurarak askerî bir harekât için izin verilmesini istedi. Fakat Ankara Hükûmeti İtilaf Devletlerinin San Remo’daki toplantılarını öne sürerek böyle bir harekâtın siyâsî açıdan doğru olmayacağını belirtti. Ermenilere karşı mücâdelenin Kars, Batum ve Ardahan’daki milis çetelerinin güçlendirilerek yürütülmesi isteğini de Sovyet Hükûmetiyle yeni münâsebet kurulmakta olduğunu ileri sürerek erteledi. Daha sonra TBMM Hükûmeti tarafından, Doğu Cephesinde askerî harekâta başlanmasını kararlaştırdı. Kâzım Karabekir Paşanın komuta ettiği Doğu Cephesi kuvvetleri 28 Eylül 1920’de ileri harekâta başladı. 29 Eylülde Sarıkamış, 30 Ekimde Kars geri alındı. Ermenistan Cumhûriyetini barışa zorlamak için Gümrü yönünde ileri harekâtı sürdüren Türk birlikleri Ermenileri geri atarak Şahnalar’ı ele geçirdi ve Ermeni askerlerini Arpaçay’ın batı sırtlarına kadar sürdü. Türk birliklerinin ilerlemesi üzerine Ermenistan Cumhûriyeti ateşkes istedi. Kâzım Karabekir Paşanın ateşkes şartları kabul edilmeyince, Doğu Cephesi kuvvetleri Arpaçay’ı geçerek 7 Kasım 1920’de Gümrü’yü aldı. Gümrü’nün doğusunda bir hattı tutan Ermeni kuvvetleri yeniden bozguna uğratıldı. Ateşkes şartlarını kabul etmek zorunda kalan Ermenistan Cumhûriyetiyle 22 Kasımda Gümrü’de barış görüşmelerine başlandı.

28 Kasımda imzalanan ateşkes antlaşması uyarınca Ermeni kuvvetleri Arpaçay’ın 15 km doğusundan geçen hattın gerisine çekildiler.

Ermenistan Taşnak Hükümeti ile TBMM Hükûmeti arasında sürdürülen barış görüşmeleri neticesinde 2 Aralık 1920’de Gümrü Antlaşması imzâlandı. TBMM Hükûmetinin imzaladığı ilk milletlerarası antlaşma olan Gümrü Antlaşmasına göre; Türkiye ile Ermenistan Cumhûriyeti arasında savaş durumu sona eriyor, Ermeni işgâli altındaki Iğdır, Tuzluca, Kars geri alınıyordu. Sınır; Karasu’nun döküldüğü yerden başlayarak Aras Irmağı, Kekaç kuzeyine kadar Arpaçay-Karahan Deresi, Tiğnis batısı-Büyük Kımlı doğusu-Kızıltaş-Büyük Akbaba Dağı çizgisinden geçiyordu. Ermenistan Cumhûriyetinin güneyindeki Nahcivan, Şahtahtı, Şarur bölgeleri, ileride yapılacak bir plebisitle (halk oylaması ile) idâre biçimi tesbit edilmek üzere, Türkiye Cumhuriyeti himâyesinde bir mahallî idâreye bağlanacaktı. (Bu yöre daha sonra Moskova Antlaşmasıyla Âzerbaycan’a verildi)

Antlaşmanın üçüncü maddesinde, Türkiye’nin vaktiyle Osmanlı sınırları içinde bulunup antlaşma uyarınca Türkiye’de kalacak olan ve üzerinde Türkiye ile târihî, etnik ve hukûkî münâsebeti olan toprakların hukûkî durumu konusunda, Ermenistan Cumhûriyeti istediği takdirde antlaşmanın onayından sonra üç yıl geçince plebisite başvurmayı kabûl edeceği belirtiliyordu. Dördüncü maddesinde: Ermenistan Cumhûriyeti; emperyalist devletlerin kışkırtmalarıyla düzen ve güvenliği bozucu hareketlere girişilmesini önlemek için 1500’den fazla asker bulundurmamayı, silahların sayısını sınırlandırmayı kabûl ediyordu. Bu konular Erivan’da bulunacak Türk temsilcisi tarafından denetlenebilecekti.

Antlaşmaya göre; Birinci Dünyâ Savaşı sırasında düşman ordularına katılan veya işgal altındaki topraklarda kıyıma katılmış olanlar dışındaki göçmenlerin eski sınırlar içindeki yurtlarına dönmelerine izin veriliyordu. Göçmenler bu haklarını bir yıl içinde kullanabilecekler, bu süre içinde dönmeyenler hiçbir hak iddia edemeyeceklerdi.

Taraflar Birinci Dünyâ Savaşı sırasında ortaya çıkan karşılıklı zarardan aklanıyorlardı. Antlaşmanın 10. maddesine göre; Erivan Hükûmeti Sevr Antlaşmasını geçersiz sayacağını, emperyalist ülkelerde bir kışkırtma vâsıtası olan temsilci heyetlerini geri çağırmayı kabul ediyordu. Ayrıca Türk Devleti, bağımsızlığını ve toprak bütünlüğünü tehdit edebilecek saldırılara karşı Erivan Hükûmetine anlaşmayla sağlanan haklara zarar vermemek şartıyla, Ermenistan içinde geçici olarak askerî tedbirler alabilecekti.

Antlaşmanın 18. maddesine göre antlaşma hükümleri TBMM ve Ermenistan Taşnak hükûmetlerince onaylanacaktı. Fakat antlaşmanın imzâlanmasından bir gün sonra Ermenistan, Kızıl Ordunun denetimine girdiği için Gümrü Antlaşması onaylanamadı. Ancak Türk ordusu elverişli konumda olduğu için 16 Mart 1921’de Sovyetler Birliğiyle imzâlanan Moskova Antlaşmasında Gümrü Antlaşmasının sağladığı durum korundu. Antlaşmanın kararları büyük ölçüde Moskova Antlaşmasında yer aldı. 13 Ekim 1921’de Ermenistan, Âzerbaycan ve Gürcistan Sovyet hükûmetleriyle imzalanan Kars Antlaşmasının temelini de Gümrü Antlaşması teşkil etmiştir.

Yapılan Yorumlar

Henüz kimse yorum yapmamış.

Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Yorum Yapın

Güvenlik Kodu
Popüler Sayfalar: