Hacer Mirgül Griffe - Bilgiler
08/12/2009 20:19
H.Mirgül Eren Griffe, 20 Aralık 1954 Ankara doğumlu. Anne Galip Ali Paşa Rızvanbegovic ve Hacı Bey Rızvanbegovic’in 6. göbek torunu. Baba tarafından da Bosnalı Daltaban Mustafa Paşa’nın 6. göbek torunu. Yüksek eczacı. Tahsilini Ankara Üniversitesi ve Zürih Teknik Üniversitesi’nde tamamladı. Viyana, İsviçre ve Fransa’da mesleğiyle ilgili eğitimlere katıldı. Yüksek lisansı Eczacılık Sanayinde Plus Valör (Artık değer) konusunda yaptı. İleri düzeyde İngilizce ve Almanca, orta derecede Fransızca bilir. YİSAV (Yükseliş Stratejik Araştırmalar Vakfı) ve Türkiye Bosna-Hersek Dostluk Derneği’nin kurucu üyesi. Fransız vatandaşı Berthand Griffle evli, çocuksuz. Bosna ve Hersek Tarihi, Osmanlı ve Osmanlı öncesi dönemleri ile Kuzey Kafkasya Tarihi (Sovyet İhtilali öncesi) konusunda araştırmalarını çeşitli devletlerin arşivlerinde 1985’ten bu yana sürdürmektedir.

ESERLERİ

Osmanlı’nın Hizmetkarı

Galip Ali Paşa Rızvanbegovic-Stocevic

Babil Yayıncılık

H.Mirgül Eren Griffe

Yaşlı Paşa, okuduğu Kuran-ı Kerim'ini rahlesine bırakarak divanındaki köşesine geçti ve düşünmeye başladı. Sultan Murat ve daha sonra da Fatih Sultan Mehmet'le bağlandıkları Osmanlı Devletine, atalarından bu yana karşı koymamışlardı. Devlet-i Aliye'nin yanlışlıkları konusunda İstanbul'u uyarmış haksızlıklara karşı koymuş ama isyan etmemişlerdi. 'Kanuni'ye kadar, Osmanlı'nın o haşmetli ve çocuk yaştan itibaren savaş alanlarında ve akınlarda yetişen Sultanları nerede' diye sordu kendi kendine. Düşündükçe daha da hüzünleniyordu. Salih'in getirdiği kahveden bir yudum aldı, belki de Osmanlının en batı ucundaki bu serhat eyaletinin 400 yıldır ne kadar şehit verdiğini hatırlamak için. En son Napoleon Ordusu Akka'ya dayandığında, Cezzar Ahmet Paşa ve abisi Hacun, kaç Bosna ve Hersekli'yi Devlet-i Aliye adına, Din-i İslam adına kurban etmemişler miydi? Darendeli Ali Paşa ile birlikte Sırp İsyanlarında kaç evladını vermişti bu topraklar. Kavalalı'nın isyanında ve İngilizler Çanakkale'ye dayandıklarında da Devlet-i Aliye, onlara 'yardımıma koşun' dememiş miydi.

KİTAP TEMİNİ İÇİN

BABİL YAYINCILIK

0312 2120027

x

Kuş Gribi mi?

P..t Gribi mi?

H.Mirgül Eren Griffe

Belge Yayınları

Ankara Kasım 2005

Bu kitapta anlatılanlar, komplo teorilerinden çok uzakta olup mevcut bilinenlerin sistematik bir değerlendirilmesidir.

Bu çalışmanın amacı, Türkiye'nin jeopolitik yapısına uyumlu ve Ortadoğu merkezli gerçekleştirilen yeni dünya düzeninin belirleyicileri ve onların işbirlikçilerinin rastgele ve kontrolsüz olarak attıkları adımların sonunda nelerin ortaya çıkabileceğini vurgulamak ve hepimizi insanlık adına düşünmeye sevk etmektir.

Belge Yayınları

0312 3412352

x

AÇIKLAMA

Sayın Mahmut Çetin Bey,

X İlişkiler ve Boğaz’daki Aşiret isimli kitaplarınızı okudum. Bazı yanlış bilgilendirmelerin ve gazete, magazin dergileri kaynaklı kitaplarınızdaki bilgilerin gerçek ve makbul arşivlerin incelenmesi sonunda ortaya çıkmadığına emin oldum.

Bendeniz, Şanar, Lale, Alpay, Can ile ata birliği olan bir kişiyim. Çok şükürki, bizler Osmanlı'dan başlıyarak (15'ınci yy sonlarından) bu yana Bosna Hersek'in mavi ve yeşilini, al zemin üstündeki ay ve yıldızla bezemiş insanlarız. Geçmişimizden hiç bir zaman kaçmadık. Bogomil kökenli bir Boşnak olduğumuzu da asla unutmayarak bu milletin asli unsuru olarak o'na bağlı kaldık.

Bildiğiniz gibi Osmanlı Dünya devleti olmasını topraklarına Bosna’yı 1463te Hersek'i de 1480’de katmasıyla başlamıştır. Bosna ve Hersek Osmanlı için bir serhat eyalet ve askeri karargah olmuştur. Osmanlı'nın Fatih Sultan Mehmet'ten Karlofça Andlaşması süresindeki hemen hemen tüm sadrazamları Bosna Hersek kökenlidir. Bosna Hersekliler Avrupalıların adlandırdıkları gibi "Türk'ten daha Türk" tür. Bu zaman dilimi içinde ve sonraları Anadolu’da. Osmanlı tebaası içindeki hangi millet bu özelliği taşır. Bogomil kökenliler "boşnaklar" İslam’ın bayrağını yaklaşık 600 yıldır taşımaktadırlar. Onların İslam anlayışı Bektaşilikten başlıyarak 1826’dan sonra Nakşibendilikle sonuçlanır. Ama bu dergahların şu andaki Bektaşi ve Nakşibendi dergahları ile uzaktan yakından ilgisi yoktur. Her iki dergahta özünü Ahmet Yesevi’den alır.

Alpay'ın baba tarafı Naziki’dir. Aile bu dergahın kurucularındandır. Hepizin ata dedesi Galip Ali Paşa Rızvanbegovic-stocevic tir. (İstoliçeli Ali Paşa). O'nun aile kökeni ise bogomil güney slavdır. Ailenin başlangıcı Mürtedan Paşadır. Bu aile dünya genetik literatüründe (Obrenknezevic-Mahmutbegovic-stoceic) diye geçer. Ailenin Kavalalı, Tepedelenli, Sokollu ve en son Mısır Burci çerkez sultanı Kansu Gauri ile kan bağı vardır.

Aile eski Bosna krallığındaki mevcut 12 asil aileden biridir. Galip Ali Paşa Rızvanbegovic Sultan 2'inci Mahmut tarafından Osmanlıya bağlılığı ve Kavalalı İbrahim Paşa’yı Kütahya önlerinde durdurmasının mükafatı olarak ödüllendirilmiş kendisi Bosna Hersek dışında hiç bir görevi kabul etmeyince Hersek Bosna’dan ayrılarak 18 sene bağımsız vezaretle kendisine verilmiştir. 1851’de Osmanlı yanlış bilgilendirme sonucu (Serasker Ömer Lütfü Latas Paşa tarafından) görevden alınmış padişahın haberi olmadan katledilmiş, tüm mal varlığına Latas Paşa tarafından el konulmuş ve bu yanlışlık 4 sona sonra anlaşılıp aileye iadei itibar edilmiştir.

Bizim soyumuzda Sabetaylık yoktur.

Aile genelde Mevlevi veya Nakşibendidir. 28-30 Nisan arası Çanakkale 18 Mart Üniversitesinde yapılacak "Uluslararası Bosna Hersek Sempozyum"unda Galip Ali Paşa'nın vakfiyesi ve vasiyetnamesi de açıklanacaktır. Bu vasiyetname 20. yy İslam anlayışının en kabul edilir belgesidir. Bu yazılı belgede olduğu gibi; Bizler "Haktan gelenin halka gitmesi" ve "Hak için halkla beraber olmak" düsturlarıyla yetiştik.

Galip Ali Paşanın 4 kızı ve 4 oğlu vardır. Kızları Habiba (Divan Şairlerimizden), Şakire, Emine ve Uma Hanımdır. Erkek çocukları ise Zülfikar Nafiz Paşa (ki bunun oğlu Hersekli Arif Hikmet=Divan Şairimiz ve Kamil Paşadır.) İkinci oğlu.Elhac Hafız Mehmet Rıdvan Paşa’dır. Ankara, Amasya, Urfa Mutasarrıflığı yapmış ve Osmanlının en sıkışık döneminde Mostar Mutasarrıfı yapılmış ve Osmanlı bir gecede Bosna Hersek'i Avusturya’ya bırakıp çekilince felç geçirmiştir. Hastalığından dolayı Anadolu’ya dönemeyen bu paşaya Avusturya hükümeti ölünceye kadar general maaşı bağlamış ve ölünce Mostar’da askeri merasimle top atışları arasında Karagöz Camiine gömülmesini sağlarken Avusturyalı generalin söylediği sözler bugün tüm arşivlerde kayıtlıdır. "Ölen asker düşmanımızdı O bir Osmanlı idi. Ama önemi yok O'çok şerefli bir askerdi. Bunun için bu merasimi yapıyoruz."

Üçüncü oğlu Rüstem Beydir. (Miralay) aynı zamanda Rifat mahlası ile yazan Divan şairidir. Bir kızı vardır. Hasene Hanım ondan olan torunlar şu anda Bursa’da şerefli ve onurlu hayat sürmektedirler. Galip Ali Paşa’nın 1948’de doğan 1903’te Erzurum’da ölen en küçük oğlu Ferik Mehmet Ali Paşadır. Hanımı Mahinur Hanım’dır. Mahinur Hanım, Yüksel Söylemez’in annesi Saliha Hanım’ın halasıdır. Ferik Mehmet Ali Paşa ve Mahinur Hanım’ın 2 kız dört erkek evlatları olur. Kızları Mevhibe (Fatma Münire) bu hanım Ferik Hüsnü Paşanın oğlu Servet Paşa (tugbay rütbeli) evlenir ve ondan Korgeneral Mehmet Daniş (Daniyel) Yurtatapan (bunun çocukları: Şanar, Oktay, Onur, Lale ) olur.

Dana Yurdatapan bu kişi değerli bir hukukçudur eşi Nezihe hanımdır.( evlatları Birsen ve Fatma) Emine Danende Hanım bu Mehmet Halit Arpaçla evlidir (bir oğlu vardır: Can Arpaç) Ayşe Daime bu da Nazikioğlu Turhan Cemal Bey’le evlidir (oğlu şarkıcı Alpay).

Ferik Mehmet Ali Paşa’nın ikinci kızının ismi Ayşe Fahriye’dir. Kocası Albay Halil Nasır Berkay’dır. Bunun da 4 çocuğu vardır. İbrahim Adnan Berkay, A.Mehmet Ali Berkay, Lamia Nezahat Berkay. Ferik Mehmet Ali Paşa’nın en büyük oğlu. Abdülhat Mehmet Ali’dir. (Benim anneannemin annesinin babası olan İsmail Bey’in babasıdır) Abdülhat Bey’in 1'inci eşinden tek oğlu İsmail Bey’dir. İsmail Bey’in eşi Fatma Hanım’dır. Fatma Hanım, Rıdvan Bey’le Zübeyde Hanım’ın kızıdır. Rıdvan Bey, Galip Ali Paşa Rızvanbegoviç’in kendisinden büyük iki abisinin torunudur. Bu iki abinin adı tarihte Hacı Mustafa Bey (İstoliçe kaptanı) ve Hacı Mehmet Ali Bey (Hacun) olarak geçer. Hacı Mehmet Ali Bey’in karısı Kavalalalı Mehmet Ali Paşa’nın kızı Fatma Hanım’dır. Rıdvan Bey’in karısı Zübeyde Hanım da Galip Ali Paşa’nın kızı Uma Hanım’la meşhur Boşnak beyi Mehmet Firdus'un çocuklarıdır. Bu hanımefendi anne ve baba tarafından tam Boşnaktır. Rızvanbegovictir.

İsmail Bey’in tek evliliği vardır. 2 oğlu Ali Namık ve Ömer olmuştur. Alp soyadını taşırlar ve kızları Nazife Hanım ve Vasfiye Hanımdır.( Nazife Hanım benim anneannem Abide Hanım’ın annesidir. Kocası ise yine meşhur bir Boşnak ailenin oğlu olan Yusuf Bey’dir. Yusuf Bey’in annesi Devlet Hanım’dır ve Devlet Hanım Bosna’nın büyük ve asil ailelerinden Babiçler’in kızıdır. Yusuf Bey ise Bosna’nın meşhur ailelerinden Kadiç'lerdendir. (Alikadiç de denir) Vasfiye Hanım'ın kızı Nedime Hanım tarafından ise Ahmet Tarık Tekçe, Necip Tekçe ve Cemil Tekçe gelir. gördüğünüz gibi ailede sabetaycı değildir. Ferik Mehmet Ali Paşa’nın, ikinci oğlu Besalet Gerede’dir. Çocuksuz vefat etmiştir. Soyadı Yatağan’dır. Çanakkale’de ve Kurtuluş Savaşı’nda Kuvayi Milliye’de büyük hizmetleri olmuştur.

Üçüncü oğlu Ahmet Ziya (üç evlilik yapmış birincisi Nazife Hanım bundan oğlu Ali Rıdvan, ikinci eşi Zehra Hanım bundan kızı Emine Fethiye Sarper. Üçüncü eşi Zahide Tozan bundan çocukları Zeynep Vedia Bayman, M. Galip Tozan, Süleyman Faik, Ayşe Refiye Sezen’dir.)

Ferik Mehmet Ali Paşa’nın son oğlu da Hüsrev Gerede’dir. Kendisi Ali Kemali Bey’in kızı Lamia Hanım’la evlidir. 2 oğlu olmuş. Faruk ve Selçuk... Selçuk, Canan Gerede ile evlidir. Şima ve Bennu kızlarıdır.

Sayın Mahmut Çetin Bey,

Kitabınızda ayrıca dikkat ettiğim başka bir noktada Ferik Mehmet Ali Paşa’dan Hersekli diye bahsetmeniz. Hersekli tanımlaması bölge olarak doğru ama aile lakabı olarak yanlıştır. Hersekli lakabı en son Hersek dükü Stephan Hersek ve ailesinin kullanabileceği bir lakaptır. Bu aile İslamiyet’e geçtikten sonra Hersekli olarak anılmışlardır. Bunlardan biri de Dük'ün oğlu Sadrazam Hersekli Ahmet Paşa’dır. Başka bir konu da gerek Ferik Hüsnü Paşa’dan gerekse Ferik Mehmet Ali Paşa’dan Sultan Abdülhamit’e karşıtlıklarını belirtirken suçlar bir ifade kullanmanız. Sizin de bilmek zorunda olduğunuz gibi Osmanlı Sultanları kafese girip sarayda yaşamaya başladıkları andan itibaren Osmanlı’nın çöküşü başlamıştır. Çünkü sultanlar veliahtlarını da eğitilemez olmuşlardır. Sultan Abdülhamit de kafeste çok uzun süre yaşayan vehimi literatüre hastalık olarak geçmiş bir sultandır. Ve sultanlığının ilk 5 yılında yaptığı hatalar ve İngiliz yanı politikası ile Osmanlı’yı ne denli zorlukların içine soktuğu tüm dünyanın malumudur. Osmanlı askeri teşkilatında padişahla farklı düşünen paşalar her zaman olmuştur. Ama bu onların vatanseverliğinden hiç ödün vermez. Çünkü Mehmet Ali Paşa Osmanlı’nın en son zamanlarında Yenipazar’daki tüm askerlerin komutanıdır. Yine kendisi Ermeni isyanlarında Erzurum’daki redif alayının ve Muş'un komutanıdır. Zor şartlarda görev yaptığı Erzurum’da 1903’te vefat etmiş olup Murat Paşa Camii avlusunda gömülüdür. Erzurum’da eli açıklığı, vatanseverliği, hoşgörüsü ve dini inancı ile Erzurum halkı ve bölgenin tarihini yazan tarihçilerce takdir edilir.

Demek istediğim kısaca şudur. Bizler tüm Rızvanbegovic torunları Bosna Hersek’in mavi ve yeşilini al zemin üzerindeki Ayyıldız’la bezemenin onurunu taşımaktayız. Atalarımızın bogomil kökenli güney slav olmasından hiç gocunmayarak bu vatanın asli unsuru olarak şerefle bu bayrağı 550 senedir taşıyoruz.

Evet ben de müslüman olmayan bir beyle evliyim. Ama bu benim dini inancıma ve bu Cumhuriyetin çocuğu olma hasletimi engellemez.

Sonsuz saygılarımla...

Hacer Mirgül Eren Griffe

Önceki
Önceki Konu:
Tommy Franks
Sonraki
Sonraki Konu:
Fethi Naci

Yapılan Yorumlar

Henüz kimse yorum yapmamış.

Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Yorum Yapın

Güvenlik Kodu