İstanbul'un sahip olduğu doğal semboller başka hiçbir kente nasip olmayacak kadar çoktur. Boğaz gibi bir doğa harikasının bir uzantısı olan HALİÇ, bunlardan birisidir. Yüzyılladır İstanbul'u biçimlendirmiş olan haliç, son yıllarda bir takım yanlış uygulamaların kurbanı olmuş ve onlar tarafından biçimlendirilmiştir. Kentin eşsiz bir incisi olan Haliç, yıllar önce yapılan yanlış planlar sonucu bir endüstri merkezi olmuş; bu durum Haliç'in endüstri atıklarıyla kirlenmesine neden olmuştur. Böylece yılların atığı, Haliç diplerinde birikmiş, zamanla bölgenin endüstri merkezi olmaktan çıkarılması bile Haliç'in kurtuluşuna yetmemiştir; çünkü haliç çoktan atıklarla ve balçıklarla dolmuştu. Böylece, Haliç, bu kez de İstanbul'u ve İstanbulluyu olumsuz bir biçimde etkilemeye başlamıştır. Haliç yıllarca çevre sağlığını tehdit eder boyutta kalmış, rehabilitasyonu için hiçbir çalışma yapılmamıştır. Düne kadar bölgede yapılan çalışmalar sadece Haliç çevresinin peyzajına ilişkindi. Haliç için inşa edildiği söylenen kollektörler çamurla dolup tıkanmıştı.
27 Mart 1994 sonrasında Haliç konusunda İstanbul Büyük Şehir Belediyesi yönetimi bir süre sessiz kalmayı tercih etmişti. Çünkü, bilimsel araştırmalar yapılmaksızın Haliç için nelerin yapılacağı bilinemezdi. Bir süre sonra Haliç'in eski muhteşem günlerine geri dönmesi için üniversitelere yaptırılan bilimsel araştırmaların sonuçları açıklandı.
Bilimsel araştırmalar Haliç'in rehabilite edilebileceğini gösteriyordu ve bu rehabilitasyon dünyanın başka ülkelerinde benzer şekilde uygulanmıştı. Ancak dünya genelinde uygulanan çalışmalar, Haliç gibi çok büyük ve derin bir alanda değil, çok küçük çaplı alanlarda gerçekleştirilmişti.
Bilimsel araştırmalar bir ana ilkeyi ortaya koyuyordu: Haliç'e gelen kirleticiler öncelikli olarak önlenmeliydi. Yani Haliç'e gelen Çevreden gelen atık-su, çöp gibi kirleticilerin gelmesi engellenmeliydi. Onunda tek bir yöntemi vardı. O da Haliç'e akan derelerin ıslahı.
Bu noktada İSKİ projeler hazırlamaya başladı. Haliç'e akan Kağıthane, Alibeyköy ve Küçükköy Dereleri öncelikle ıslah edilmeye başlandı. Diğer yandan, farklı alanlardan Haliç'e gelen kirleticilerin arındırılması ve kirletici akışının engellenmesi amacıyla kollektör yapım çalışmaları başladı. Bu amaçla Kuzey ve Güney Haliç projeleri için ilk start verildi. İSKİ'nin yaptığı bu çalışmalar hızla ilerlerken İstanbul Büyük Şehir Belediyesi de dip çamurunun Haliç'ten çıkartılması için çalışmalar başladı. Haliç'te mevcut çamurun taranması, nakli ve çevre düzenlemesinin yapılması gerekiyordu. Bunun için 1997 yılında bir ihale yapıldı ve ihaleyi kazanan firma, Haliç'in rehabilitasyonuna başladı. Ardından Sadabad Mesire koruma ve Geliştirme projesi hazırlandı ve uygulama çalışmaları başlatıldı.
Özetle Haliç'in tarihteki o muhteşem yerini alması için geri sayım başladı ve şu anda gelinen nokta İstanbulluları sevindirecek bir durumdur.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.