Günümüzde Irak sınırları içinde kalan bölgede, Fırat Nehri kıyısında kurulu Babil Kent Devleti'nin 6. kralı olan Hammurabi, M.Ö. 1792-1750 yılları arasında ülkeyi yönetti. Komşu kent devletlerini egemenliği altına alarak Babil'i güçlü bir krallık hâline getirdi. Yaklaşık M.Ö. 1770'te Babil uygarlığının sınırları, Dicle ve Fırat nehirleri arasında kuzeyde Ninova'ya kadar yayıldı.
İleri görüşlü ve başarılı bir yönetici olan Hammurabi, ülkesine düzen ve adalet getirdi. Kuvvetli bir merkezi hükümet kurdu ve 282 davayla ilgili olarak kendisinin verdiği yargısal kararlardan oluşan bir yasa derlemesi hazırlattı. Hammurabi Yasaları olarak bilinen bu metni, büyük bir taş sütunun üzerine kazıttı. Hammurabi Yasalarıyla kişi ve toplum ayrımı getirilmiş, ilk kez borçlar hukukuna ait yasalar oluşturulmuş ve kısasa kısas ilkesi uygulanmıştır.
Hammurabi Yasaları bu yönüyle, oldukça katı maddeler içerir. Örneğin; bugün kullandığımız "Göze göz, dişe diş." deyimi Hammurabi Yasalarından gelmektedir. Hammurabi Yasalarının 196. maddesinde bu yasa şöyle açıklanmaktadır: "Bir başkasının gözünü çıkaran bir kişinin gözü çıkarılır, bir başkasının dişini kıran bir kişinin dişi kırılır." Sümer hukukuna dayanan yasaların, Akad diliyle ve çivi yazısıyla yazıldığı sütun, 1901'de Fransız arkeologlar tarafından bulunmuştur. Hammurabi Yasaları, Babil uygarlığında uygulanan adalet sisteminin temelini oluşturdu. Hammurabi'nin ölümünden sonra, sağladığı düzen ve adalet kısa bir süre içinde bozuldu; hazırlattığı yasaların incelenmesi binlerce yıl sürdü ve örnek alınmaya devam edildi.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.