"Yirmici Yüzyıl'ın bütün iniş çıkışları ben de kendi tarihimde yaşadım. Bu uzun yüzyılın bir yanı nasıl ki insanlık için büyük acılarla dopdolu geçtiyse, ben de bir yerde o acılardan payımı aldım. Yirmici Yüzyıl nasıl ki, demokrasiyle totalitarizm arasında, yani özgürlükle faşizm, nazizm, komünizm arasında büyük mücadelerle geçtiyse, ben de bu mücadeleleri yaşadım. Hem kendi benliğimde, iç dünyamda, hem de bu güzel topraklarda... Yirminci Yüzyıl'da nasıl ki dünya kocaman bir duvar tarafından acımasızca ikiye bölündüyse, bizler de bölündük düşman kamplara. Aramızda yüksek duvarlar, kafalarımızda setler oluştu. Sonra o duvar yıkıldı, 1989'da. Demokrasi kazandı! Ama ben o duvarı, o setleri kendi kafamın içinde 1970'lerde yıkmaya başlamıştım. İşte bu kitap bunların öyküsü...Kendi siyasal tarihimi, kendi siyasal kişiliğimin oluşumunu artılarıyla eksileriyle yazdım."
2.Demokrasi Korkusu
12 Eylül Günlüğü
Hasan Cemal
Doğan Kitapçılık
Ülkemizde iç barışın, istikrarın ve güzel bir geleceğin yolu, demokrasinin yaygınlaşıp derinleşmesinden geçiyor. Demokrasiden korkmak yerine onu geliştirip çevresinde kenetlenmek başlıca amacımız olmalı. Türkiye'de demokratik süreç, kimi zaman kesintiye uğramasına, zikzaklar çizmesine karşın bütün acı ve sıkıntılarıyla işleyişini sürdürüyor, sürdürecek; bundan kimsenin kuşkusu olmasın; çünkü, özellikle son kırk yılda ülkemizde demokrasi alanında küçümseneyecek bir bilgi ve tecrübe birikimi oluşmuştur. Bu birikim, karamsarlığı iyimserliğe dönüştürecek tohumarı içermektedir. Demokrasinin bir gece ansızın gökten zembille inmeyeceği ve bir mücadeleyi gerektirdiği açıktır. Ama demokrasi için mücadele ederken, hele Türkiye gibi yönetilmesi gerçekten güç bir ülkede, hoşgörü, diyalog ve uzlaşma gibi kavramları hiçbir zaman unutmayalım. Önceliklerle sonralıkları, özlemlerle gerçekleri
birbirleriyle karıştırmayalım. Çoğulcu demokrasinin, karşılıklı görüşlere tahammülden, birbirini anlamaya çalışmaktan geçtiğini ve gönüllü uzlaşmalara dayandığını göz önünde tutalım. 12 Eylül'ler artık olmasın, ama... İşte bu "ama" üstünde siviliyle askeriyle ciddi bir biçimde taşınmak durumundayız; eğer bir şafak vakti yine tank sesleriyle uyanmak istemiyorsak...
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.