on sekizinci yüzyıl sadrâzamlarından. Mora’da devşirme olarak saraya alındı. Enderun’da tahsil ve terbiye gördükten sonra Sultan Dördüncü Mehmed Han zamanında Silahdâr oldu. İkinci Süleyman Hanın cülusu sırasında Mısır Vâliliği ile saraydan çıkarıldı (12 Kasım 1688). Çok geçmeden de Dördüncü Mehmed Hanın kızı Hatice Sultan ile evlendirildi. Bundan dolayı“Enişte” ve “Dâmât” lakaplarıyla da anıldı.
1691’de Sakız muhâfazasına tâyin oldu. Ancak Sakız’ın Venedikliler eline geçmesine mâni olamadı. Bu sebeple azlolunarak hapse atıldı. 1694’te affedilerek Azak Kalesi Muhâfızlığına getirildi. İkinci Mustafa Han zamanında, önce Rikâb-ı Hümâyûn Kaymakamlığına ve ardından Haleb Vâliliğine tâyin olundu. 1703’te Kavanoz AhmedPaşanın yerine sadârete getirildi. Üçüncü Ahmed Han kendisine sadâret mührünü verirken; “Bu vazîfe, Allah’ın kullarına hizmet işi ve Allahü teâlânın sana emânetidir. İhânetin zâhir olursa (görülürse) dâmâtlığın fâide vermez.” demiştir.
Sadrâzamlık zamanı, Edirne Vak’asından sonraki karışıklığın devam ettiği zamana rastladı. Azimli, işbilir ve kurnaz bir kimse olan Hasan Paşa on bir ay devam eden sadâretinde zorbaları temizleyerek istikrarı yeniden temin etti. 1704’te görevinden azledilmesi üzerine bir müddet İzmit’te oturdu. Daha sonra sırasıyla Mısır (1707), Trablusşam (1709) ve Anadolu (1712) vâliliklerinde bulundu. Rakka eyâleti vâlisiyken 1713 Mayısında tâûndan (vebâ) vefât etti.
Vefâtında altmış yaşında olan Hasan Paşanın akıllı, kâmil, cesur, tedbirli ve cömert bir vezir olduğunu devrin kaynakları kaydetmektedir. Üsküdar Doğancılar’da Nasûhî Tekkesi, eski tramvay yolu üzerinde bir çeşme, Antakya’da Bakras civarında câmi, imâret ve bir han Hasan Paşanın yaptırdığı hayır eserleridir.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.