hükümdarların hizmetinde bulunan şahıslara verilen isim. Saray teşkilâtında haseki ismi verilen zümre, İslâm devletleri içinde yalnızca Memlûk ve Osmanlılarda mevcuttu. Memlûklarda sultanın birinci derecede kölelerinden teşkil edilen bu zümreye “el-cemâat’il-hasekiyye” ismi verilmişti. Hükümdârların her bulunduğu yere giderlerdi. Bunlar emirliğe namzet olup, sayıları ilk zamanlar 20’yi geçmezken sonradan 1000’i aşmıştır. Hasekiler maaşlarından başka sultandan hediye alırlar, diğer hizmetkârlardan farklı olarak sırmalı elbise giyerler ve kılıç taşırlardı. Ayrıca yaptıkları hizmetler bakımından Osmanlı saray teşkilâtı içinde has oda gılmanlarına benzerlerdi.
Osmalı devlet teşkilâtında üç grup haseki vardı. Bunlar; harem-i hümâyûndaki kadınlardan, bostancı ocağından ve yeniçeri ortalarından alınırlardı.
Harem-i hümâyûnda pâdişâhın yakın hizmetindeki kadınlara “hünkâr hasekisi” denilirdi. Hünkar hasekilerinden eğer erkek çocuğu doğan olursa, bunlar Haseki Sultan ismini alırlardı. Hasekilerden en seçkinine Kadın Efendi ünvanı verilirdi.
On sekizinci asırda sayısı 300’ü bulan, küçük bostancı zâbiti rütbesinde ve haseki ismi verilen bir sınıf mevcuttu. Bunlar kırmızı çuhadan elbise giyerler, bellerinde “gaddâre” denilen gümüşlü bıçak taşırlar, yaka ve kemerleri ile diğer bostancılardan ayırt edilirlerdi. Bostancılardan haseki tâyin edildiği zaman merâsim yapılır, asâsı verilir, o da kendi eliyle kurban keserdi. Bostancı hasekilerinin 60’ı pâdişâhın gerilerinde (yanında) bulunurdu. Paşa kapısı ile saray arasında telhiscilik yaparlar, ayrıca sadrâzamın yanında dâimî bostancı hasekisi bulunurdu. Pâdişâh kayıkla gezintiye çıktığında kayığın baş tarafında haseki ağa otururdu. İstanbul’dan taşraya gidecek gizli haberleri bostancı hasekileri götürürlerdi.
Hasekiler, merâsimlerde başlarına mahturî külah, arkalarına kırmızı çuhadan dolama (kaput) ve bellerine “gaddâre” denilen hançer sokarlardı. Merasim hâricinde başlarına barata isimli kırmızı külâh giyerlerdi.
Bostancı hasekilerinin on ikisi “tebdil hasekisi” ismini alır ve pâdişâh tebdîl-i kıyâfet ederek saray dışına çıktığında beraberinde bulunurdu. Bostancı hasekileri 1829’da kaldırıldı ve ihtiyarları emekli edilip, gençleri rikâb-ı hümâyûn hademesi olacak şekilde tâlim ve terbiye edildi.
Yeniçeri hasekileri: Ocağın 14, 49, 66 ve 67. ortalarına mensup yeniçerilere verilen isimdir. Aynı zamanda bu ortalara “haseki ortaları” adı verilirdi. Bu orta mensupları, yeniçeriler arasında ağa ünvanını hâiz îtibârlı askerlerdi.
Fâtih Sultan Mehmed Han (1451-1481) devrinde kurulan yeniçeri hasekiliğinin vazifeleri şunlardı: Pâdişâhla ava giderler ve av köpeği beslerlerdi. Pâdişâh saray dışına çıktığında 4 haseki kumandanı pâdişâhın atının, ikisi sağında ikisi solunda dururlardı. Haseki ortalarının en kıdemli kumandanına, baş haseki denir ve terfi ettiğinde “turnacıbaşı” olurdu. Haseki bölükleri yaya ve atlı olmak üzere iki sınıftı.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.