Hava Kuvvetleri - Bilgiler
21/02/2014 0:30
havadan savaşan silahlı kuvvet. Barış zamanında savaş kâbiliyetini en yüksek seviyede muhâfaza ederek düşmanı caydırmak gâyesini güder. Muhârebede, düşmanın hava kuvvetlerini tahrip edip tesirsiz hâle getirmek, kara ve deniz gibi diğer kuvvetlere havadan destek sağlamak gayesiyle kurulmuş askerî teşkilattır.

Türkiye’de Türk Hava Kuvvetlerinin temeli, Harbiye Nâzırı Mahmûd Şevket Paşa tarafından, 1903’te ilk uçağın havalanmasından 8 yıl sonra, 1 Haziran 1911’de Yeşilköy’de atıldı. Bu târih, Türk Hava kuvvetlerinin kuruluş günü olarak kabul edilmiştir. Türk havacılığının temel yapısını oluşturan ilk tesis, Yeşilköy’de inşâ edilen iki uçak hangarı ile uçuş pistinden ibaretti. 1912’de eğitimlerini bitirerek İstanbul’a gelen Fezâ ve Kenan efendiler, yurda dönen ilk pilotlarımızdır ve ilk hava kuvvetlerimizin gücünü teşkil ederler. İlk Uçuş Okulu da, 3 Temmuz 1912’de açıldı. Bu yılın sonunda alınan uçakların toplamı 17’ye yükseldi.

Balkan Savaşının çıkmasıylaFransa ve İngiltere’de eğitimden yurda dönen pilotlarımız, yönetim ve ikmal desteğindeki aksaklıklar yüzünden savaşın ilk devresinde başarılı olamadılar. İkinci devrede hem pilotlarımız ustalaşmış, hem de yönetim kademeleri tecrübe kazanmış olduğundan, yapılan uçuşlardan verimli sonuç alınmıştır. 1912-1913 Balkan Savaşında ilk defa savaş görevi yapan genç pilotlarımız, şahsî gayret ve cesaretleriyle uçuş kabiliyetlerini günden güne arttırmışlardır.

Kısa mesâfeli başarılı uçuşlardan sonra hükümetçe, gâyesi, politik bir gezi olan İstanbul-Kahire uçuşu düzenlendi. 16 Ocak 1914’te iki uçak İstanbul’dan hareket etti. Uçuş yolunun büyük bir kısmının aşılmasına rağmen, teknik imkansızlıklar yüzünden Fethi, Sadık ve Nuri efendiler, birbiri arkasına Filistin’de şehit düştüler. Yarım kalan gezi, 6 Mayıs 1914’te Yüzbaşı Salim tarafından bitirilerek, Türk havacılığının azim ve cesaret bayrağı Kahire’ye ulaştırılmış oldu.

Balkan Savaşında donanmanın uçakla desteklenmesine gerek duyulduğu için, Yeşilköy’de bir de “Deniz Uçak Okulu” açıldı. İki deniz uçağının satın alınmasıyla da ilk deniz havacılığı kurulmuş oldu.

Birinci Dünya Savaşına, satın alınan 20 uçakla giren Osmanlı Devleti, başlangıçta Fransız sistemine göre şekillendirdiği Hava kuvvetlerini bu savaşta, Alman Komutanlarının yönetimine bıraktı. Savaş içinde cephe, keşif ve bombardıman görevi yapan 18 bölüklük bir hava gücü meydana geldi. Türk pilotları, Çanakkale, Filistin, Irak, Medîne, Kafkas cephelerinde ikmal imkanlarından yoksun olarak görevlerini başarıyla ve kahramanca yaptılar.

1918 yılında Birinci Dünya Savaşı sona erdiği zaman, elde kalabilen uçaklar, İstanbul ve Anadolu’nun çeşitli yerlerinde dağınık, arızalı ve bakımsız bir durumda bulunmaktaydı. Kuvâ-yı Havaiye Müfettiş-i Umûmîliğinin kuruluş ve kadro olarak adından başka bir şeyi kalmamıştı. Bu sebeple 1919’da hava kuruluşları küçültüldü. Balon uçaksavar ve meteoroloji kuruluşları kaldırıldı. Birinci Dünyâ Savaşından kalan uçaklarla İstanbul, İzmir ve Konya’da birer “Tayyare İstasyonu”, Elazığ ve Diyarbakır’da birer “Tayyare Bölüğü” kuruldu.

Ankara’da, TBMM Hükümetinin kurulmasından sonra, Anadolu’ya kaçıp gelen havacı personelden ve eldeki kırık-dökük uçaklardan yararlanma düşüncesindeydi, Millî Müdafaa Vekâletinin emri üzerine Harbiye Dâiresine bağlı bir Kuvâ-yı Havaiye Şubesi kuruldu.

Şube, personel ve araç-gereçlerin sağlanmasıyla uğraşacak; eğitim ve harekâtı, Erkân-ı Harbiye Reisliği yönetecekti.

Garp Cephesi Komutanlığı kurulunca; Konya’daki Tayyare İstasyonu ve Eskişehir’le Uşak’ta kurulacak uçak bölükleri, bu komutanlık emrine verilmişti. Konya Tayyare İstasyonu, Anadolu’ya kaçıp gelen havacıların toplanma yeri olmuştu.

Konya’daki kırık-dökük uçaklar türlerine göre ayrılmış, biri sökülüp ötekine takılarak, birkaç uçak kullanılabilir duruma getirilmişti. Kanal Harekatına katılan Alman hava birliklerinden kalma üç sağlam uçakla da bir müfreze kurulmuştu. 1920’de Uşak’a gönderilen bu birliğe “Kartal Müfrezesi” adı verildi. 23’ncü Tümen Komutanlığı emrinde göreve başlayan bu av müfrezesi, keşif uçaklarının az ve yetersiz olmasından keşif görevini de yüklenmişti.

1920 yılında Kuvâ-yı Havaiye Şubesi adıyla yeniden kurulan Türk Hava Kuruluşu ve emrindeki fedâkâr havacılarımız, Kurtuluş Savaşı boyunca binbir yokluk içerisinde Doğu ve Batı Cepheleri Harekâtına katılarak faydalı görevlerde bulunmuşlardır.

İlk Türk uçağı 28 Ocak 1925 günü İzmir’de uçuruldu. 1924 yılında kurulan “Tayyare Cemiyeti” yoluyla ve halkın da yardımıyla, sivil bir hava filosu teşkil edildi. 1928 yılında da Kayseri’de “Tayyare ve Motor Tamir Fabrikası” adıyla bir fabrika işletmeye açıldı.

1940 yıllarında Hava Kuvvetleri harekât ve eğitim bakımından Genelkurmay Başkanlığına ve ikmal yönünden de Millî Savunma Bakanlığına bağlandı. 1951 yılında Eskişehir’de bulunan hava okulları, Hava Harp Okuluna dönüştürülerek Hava Kuvvetlerinin ihtiyacı olan çeşitli branşlardan subaylar ilk defa olarak kendi bünyesinden sağlanmaya başlandı.

Nato teşkilâtına girildikten sonra, Türk Hava Kuvvetleri her yönden gelişti. Pervaneli uçakların yerini jet uçakları almaya başladı. Bunun sonucu olarak tayyare alayları, hava üs teşkilatına dönüştü.

Silahlı Kuvvetlerin 1974 yılında, Kıbrıs’ta Rumların soydaşlarımıza karşı giriştiği toplu katliam harekâtına mâni olmak için giriştiği harekâtta, Hava Kuvvetlerimiz kendine düşen görevi en iyi şekilde yapmıştır. Bu harekât, İstiklal Savaşı’ndan sonra Hava Kuvvetlerinin katıldığı ilk muharebedir.

HAVA KUVVETLERİ TABLOSU GİRECEK

Yapılan Yorumlar

Henüz kimse yorum yapmamış.

Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Yorum Yapın

Güvenlik Kodu