Törenlerde geceleri yakılarak havaya uçurulan, renkli ışıklar saçan fişek. Kökeni Eski Çin'e dayanan havai fişekler ya kıvılcım saçarak patlarlar ya da bulundukları yerde yanarlar. En yaygın kullanılan türü, roket biçimindeki havai fişeklerdir.
Havai fişeklerde, ses, duman ve garip şekiller ya da bunların kombinasyonlarını ortaya çıkaran malzemeler bulunur. Bu pek çok fiziksel ve kimyasal sürecin bir ürünüdür. Örneğin patlayıcıyla havaya fırlatılma aslında kimyasal enerjinin kinetik enerjiye dönüşümüdür. Havai fişeğin patlaması da yine kimyasal enerjinin ışığa ve sese dönüşmesidir. Simetrik şekillerdeki desenlerse aslında momentumun korunumunun bir sonucudur. Yerçekimi de havaya fırlatılan fişeklerin ters bir parabol biçiminde yörünge çizmelerine neden olur.
İçerdiği malzemeleri beceriyle bir araya getirip, bunları bir havai fişek gösterisine dönüştürecek biçimde paketlemek, Avrupa'ya gelmeden yüzyıllar önce ilk olarak Çin'de yapılmıştı. Çinliler 6. yüzyılda, bir potasyum nitrat karışımı olan barutla savaş roketleri ve patlayıcılar yapmışlardı. Bu beceri daha sonra 7. yüzyılda Arabistan'a kadar yayılmıştı. Tarihçilere göre, Çin roketleri ve barutun Avrupa'da tanınması 13. yüzyılda Moğollar tarafından olmuştu.
Avrupa'da barut kullanımına ilişkin ilk kayıtlar 1258 yılına rastlıyor. Rönesansta, İtalya ve Almanya'da bununla ilgili kimi kayıtlara rastlanmıştır. 1800'den sonra barut, yerini potasyum klorat ya da perklorata bırakmış; bugün de havai fişeğin temel yapıtaşını bu karışım oluşturuyor.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.