içinde sert şeyleri dövüp ufalamaya yarıyan ağaç, taş, plâstik veya mâdenden yapılan oldukça çukur ve kalın kap. Aslen Farsçadaki “hâven” kelimesinden gelmedir.
İnsanlar tarafından değişik biçimde yapılanları çok uzun zamandan beri kullanılmaktadır. Havanın târihi Hititler ve Urartulara kadar uzanmaktadır. En güzel örnekleri İslâm metal sanatının işlenmeye başlandığı Karahanlılar, Büyük Selçuklular, Anadolu Selçukluları ve Osmanlılarda görülmektedir. Bilhassa Osmanlılarda Türk geleneklerini temsil eden havan çeşitleri, işlemeli sanat güzellikleriyle meşhurdur. Bilhassa Anadolu’da pek yaygın olarak kullanılan sarı renkteki havanlar pirinçten yapılırdı. Bunun yanında zarîf mermerden yapılanlara da rastlanırdı. Ayrıca eski eczahânelerde yeşim, porselen ve akik gibi taşlardan yapılan havanlar kullanılırdı. Havanlar tek başlarına bir işe yaramadıklarından “havan eli” tâbir edilen, sap biçimindeki bir âletle berâber kullanılır. Bunlar havanın yapıldığı maddenin cinsinden olur. Havan ve havan elleri ne kadar ağır olursa dövülmek istenilen şeyler o kadar rahat dövülür. Havan elleri ağaçtan da yapıldığı gibi, derelerden alınan uzun ve ince taşların da el olarak kullanıldığı görülmektedir. Havan eli hafif olursa onunla sert şeyleri ezmek güçleşir. Dövülmek istenen sert şeyler kabuklarından ayıklandıktan sonra havana konur. Sol el, havanı üstten örtecek, havan elinin hareketini sağlayacak şekilde konur. El böyle konmazsa, dövülen parçalar sağa sola sıçrayabilir.
Günümüzde havanla dövme işinde daha geniş araçlar kullanılmaya başlandı. Evlerde ve eczâcılıkta hâlâ havandan faydalanılmaktadır. Büyüklerine dibek ve soku denilmektedir.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.