Bilge bir adam bir göletin başında oturmaktadır. Dikkatini, susuzluktan kırılan bir köpeğin, devamlı olarak gölete kadar gelip, tam su içecekken kaçması çeker. Dikkatle izler olayı. Köpek susamıştır; ama, göle geldiğinde sudaki kendi aksini görüp korkmaktadır; bu yüzden de suyu içmeden kaçmaktadır. Sonunda köpek dayanamayıp kendini gölete atar ve kendi aksini görmediği için suyu içer. O anda bilge düşünür: "Benim bu olaydan öğrendiğim şu oldu," der. "Bir insanın istekleri ile arasındaki engel çoğu zaman kendi içinde büyüttüğü korkuları, kendi içinde büyüttüğü engellerdir. İnsan bunu aşarsa istediklerini elde edebilir." Ama biraz daha düşününce aslında gerçekten öğrendiği şeyin bundan farklı olduğunu görür. Asıl öğrendiği şey: "İnsanın bilge bile olsa her varlıktan, bazen bir kuştan, bazen bir kediden, bazen de bir köpekten öğrenebileceği bilginin var olduğudur."* * Ben bu öyküyü okuduktan sonra yazar Selim îleri'nin bir televizyon kanalında anlattığı, küçük yaşta yaşadığı bir gözlemi ile benzerlik kurdum. Yazar anlatıyor: "Kediler genellikle yalnız gezerler. Yan yana dolaşan iki kedi göremezsiniz. Yani oldukça bencil hayvanlardır. Bir gün iki kediyi yan yana gezerken gördüm ve onları uzun süre takip ettim. Ahşap bir evin önüne geldiklerinde durdular. Kapıyı açan yaşlı bir kadın, kapının önüne bir tas yiyecek koydu. Önce, kedilerin biri yiyeceğin yanına gitti. Sonra tekrar ötekinin yanına gitti ve sanki bir şeyler mırıldandı ve birlikte oraya giderek yemeğe başladılar. "Yakından izlediğimde iyice şaşırdım. Çünkü kedilerden birinin gözleri görmüyordu. Şimdi, diğer kedinin niye onunla birlikte gezdiğini öğren-dim. Çünkü diğer kediye acımış ve yardım etmek istemişti. Hayvanlardaki bu duygu beni çok etkiledi." Aynı duyguyu, benzer şekilde ben de yaşamıştım. Bir gün bir çift guguk kuşu balkonumuza yuva yapmıştı. Bir süre sonra dikkat ettim. Birisi hiç kımıldamadan yuvada duruyor, diğeri yiyecek bir şeyler toplayarak yuvaya getiriyordu. Anne, yumurtaların üzerinden hiç ayrılmıyor, yavrularının dünyaya gelmelerini bekliyordu. Bu arada kargalar da yumurtaları yemek için, yuvanın üzerinde uçuşup duruyordu. Baba guguk kuşu ise çamaşır ipi- . ne konmuş yuvaya saldırmak isteyen kargaları kovalıyor, yavrularını ve eşini korumak amacıyla yaşamını tehlikeye atıyordu. İşte bazı anlar ve olaylar düzinelerce kitap ve yüzlerce sözden daha öğretici ve hepsine bedel oluyor.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.