Hayatımıza ait temel kanunları felsefî prensipler, siyasî ve sosyal ideolojilerden çıkarmaya çalışmak boşuna bir gayretten öteye gitmez. Zekanın kurguları ne kadar dahiyane olursa olsun, bunlar yine de insan faaliyetinin sadece bir parçası, gerçeğin silik bir hayalidir. Felsefe daima bilgilerimizin bütününü ahenkli bir sentez halinde birleştirmeye, eşyanın orijini ve tabiatı üzerinde toplamaya ve ruhumuzun hayatiyetini doyuma ulaştıracak doktrinler kurmaya çalışır. Bu doktrinler ışıklı şekil gibidir. Hiçbir düşünce sistemi herkes tarafından kabul edilmiş değildir. Bazıları için sonsuz olarak görülen prensipler, bazıları için böyle olmayabilir. Bu prensiplerden çıkarılan kanunlar sadece tahminlerden ibarettir. Evrensel bir otoritesinin olması düşünülemez. Materyalistlerle spiritüalistler arasında yirmi beş asırdan beri süren kavga bugün de devam ediyor ve bir sonuç alınması mümkün görünmüyor. Faydacılık fikrini savunanlar için menfaatlerin doğal uygunluk prensibi, ekonomik ilişkilerin esas kanunları olarak görünüyordu, Böyle düşünen filozofların yanılmış olduklarını görüyoruz. Pek çok insan, hayatın asıl gayesinin zenginleşmek olduğuna inanıyor. Bazıları da öbür dünya için çalışmanın daha doğru bir yöntem olduğunu savunuyor. Adam Smith ile Kari Marks'ın ekonomiye öncelik veren görüşleri, spiritüel görüşlere üstünlük verenlerin hayat tarzlarıyla çatışan kurallar getiriyor. Etrafımızda prensipler ve bunların taraftarları ile zıt görüşlü olanlar arasında bir tartışma sürüp gidiyor. Hiçbir sistem, hareket tarzımız için tartışma götürmez bir temel olma özelliğine sahip değil. Hayat kanunlarının fizik kanunları gibi ebedi prensiplerden çıkarılamayacağı bilinmelidir. Kendimizi aldatmamak için cansız dünyayı kavrayarak fizik ve kimya kanunlarını nasıl çıkarıyorsak, hayat kanunlarını da hayatın kendisini anlayarak çıkarmalıyız. Felsefî bilgilerin ilmî kavram ve algılarla takviye edilmesi, doğrulanması zamanı gelmiştir. Gözlem ve denemeden doğan kavramlar, algılar, sürekli sağlam kalıyorlar. Bu hükümlerin doğruluğundan şap-he eden herkes, araştırma ve tecrübeleri tekrarlayabilir. Hayat kanunlarını gerçeğin araştırmasından çıkarmak, kitaplarda yığılı formüllerden çıkarmaktan daha zorlu bir çalışmayı gerektirir; çünkü insanı inceleyebilmek için mükemmel tekniklere ihtiyaç duyuluyor. İnsan faaliyetlerini bütün yönleriyle kavrayabilmemiz için de anatomi, fizyoloji, fizik, kimya, patoloji, hekimlik, pedagoji, psikoloji, ekonomi ve sosyoloji yöntemlerine gerek duyuluyor. Bir fenomenin hayatın anlamını ortaya koyduğunu kabul etmek için ayrı ayrı araştırmacıların farklı alanlarda çalışma yapmaları gerekiyor. Bir araştırma ve deneyin sonucunu kesin olarak kabul edebilmemiz için aynı ülkede ve diğer ülkelerde yapılan başka tecrübelerin bunu doğrulaması gerekiyor. Bilimsel bir verinin geçerliliği, felsefî bir prensibin geçerliliğine göre çok daha ciddi bir kontrol sağlar. Örnek vermek gerekirse, deniz seviyesinden çok yüksek bir yere çıkan her insanda dağ hastalığı, yükseklik hastalığı belirtileri görüldüğünü denemelerden biliyoruz. İklime alışan vücutta bir süre sonra bu belirtilerin yok olduğu görülür. O zaman görüyoruz ki, kandaki alyuvarların sayısı da önemli derecede artmıştır. Bu olaydan haklı olarak şu sonucu çıkarıyoruz: Organizma, oksijeni tutma gücü olan hemoglobin miktarını artırarak atmosferdeki oksijen azlığına intibak etmekte, dengeyi sağlamaktadır. Pek çok görünüşü olan bağlanma kanunlarından birisi de böyle meydana çıkar. Her devirde ve her yerde insanların hareketlerini araştırınca görüyoruz ki dejenere olmamış bir insan, hem hürriyeti, hem disiplini, hem faaliyeti, hem dinlenmeyi, hem macerayı, hem güvenliği aramaktadır. Bu, onun yaradılışının özelliğidir. Hayat kanunlarını ancak hayatı araştırarak çıkarabiliriz. Bu kanunlar basit oluş şekillerinden, esas eğilimlerinden, her devirde ve her ülkede insanların en önde gelen ihtiyaçlarından başka bir şey değildir. Bu kanunlar yalnız fertte değil, toplumda da isteğe bağlı eğilim ve ihtiyaç olarak görülüyorlar.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.