Alm. Hubschrauber (m), Fr. Helicoptere (m), İng. Helicopter. Dik olarak iniş- kalkış yapabilen uçuş aracı. Havada tutunabilmesi uçaklardaki gibi kanatlarla olmayıp yine bir çeşit kanat olarak kabul edilebilen paletlerden meydana gelen döner pervâne ile sağlanmaktadır.
Pervâne, helikopterin üst kısmında olup motor tarafından döndürülen bir rotora bağlıdır ve yere paralel olarak dönmektedir. Havada tutunması yatay olarak dönen pervaneyle sağlanan hava araçlarına genelde jiravyon denmektedir. Helikopterler de bir cins jiravyondur. Jirodin ve Otojir de bu âileye giren hava araçlarından iki tiptir. Otojirlerin pervanesi motor tarafından döndürülmez; dönme, otorotasyon ile yeni aracın hareketi ile sağlanır. Bu sebepten otojirler rüzgârlı havalarda iniş kalkış yapabilirler. 1940’lardan sonra otojirler kalkmıştır. Helikopter âilesinden diğer bir tip araç da konvertioldir. Daha karmaşık olan bu araçların uçuş anında şekil değiştirip pervâneli uçak gibi hareket etme özelliği vardır. Normalde kanat uçlarında motor tarafından döndürülen birer rotor ve rotora bağlı pervâneleri bulunan bir uçak gibidir. Yatay uçuş hareketinde pervâneler yere dik, dönüş ekseni ise yere paraleldir. İniş-kalkış hâlinde bu pervâneler 90° dönerek yere paralel hâle gelirler ve helikopter gibi dik iniş ve kalkışı sağlarlar. Kalktıktan sonra tekrar pervâneler 90° dönüp pervâneli uçak hâline gelirler.
Yapısı ve çalışması: Helikopterin en önemli özelliği ileri hareketinin yanında geri ve yan taraflara da hareket edebilir olmasıdır. Hattâ havada, olduğu yerde durabilir. İniş kalkış için uçaklarda olduğu gibi özel bir pist gerektirmez. Bu sebeple pek çok sahada kolaylık sağlayan helikopter motor ve uçucuları taşıyan bir gövde ve bir kuyruk kısmından meydana gelir. Tek motorlu helikopterlerde kuyruk kısmının ucunda hareketini yine motordan alan ikinci bir küçük rotor daha bulunur. Bu, ana rotor hareket ettiğinde gövdenin ters yöne dönmesine mâni olarak helikopterin hareket yönünü tâyin eder. Tepkinin etkiye eşitliği ilkesine göre gövde üzerinde bulunan motor tarafından döndürülen rotor, gövdeyi ters yöne döndürmeye çalışacaktır. Çift motorlu büyük helikopterlerde böyle bir problem yoktur. Rotorların dönüş yönleri birbirlerine ters olarak ayarlandığından birbirinin etkisini dengeliyerek gövdeye bir tesir yapmazlar. Bu tip helikopterlerde rotorlar ya yan yana veya arka arkaya veyahut da aynı eksende olmak üzere alt alta bulunur. Rotorları tahrik eden motor, ya patlamalı motor veya turboşaft motor denen gaz türbinidir. Gaz türbini 1950’lerden sonra kullanılmıştır. Bâzı tip helikopterlerde motor, paletlerin ucundan püsküren hava veya gaz tepkisi ile döndürülür. Bu tipler basit ve hafif olmasına rağmen verimleri düşük ve gürültülüdür. Bu sebeple az kullanılır.
Rotor paletleri dönerlerken yatay düzlemle aynı uçak kanatlarında olduğu gibi bir açı yaparlar. Uçaklarda hücum açısı olarak adlandırılan bu açıya helikopterlerde hatve açısı veya pale açısı denir. Helikopterlerin daha fazla yükselmesi istendiğinde gereken daha fazla kaldırma kuvveti rotor hızının arttırılmasıyla değil, bu hatve açılarını arttırmak suretiyle sağlanır. Çünkü rotorun dönüş hızı değişmez. Açı değişimi pilot kabininde bulunan bir kolla sağlanır. Bunun gibi birçok kumandayı pilotun her an kullanması gerekir. Bu sebeple helikopterleri kullanacak özel olarak yetiştirilmiş pilotlar gerekir.
Helikopterlerin belli bir yöne uçması istendiğinde rotorun o yöne eğilmesi gerekir. Bu halde rotorun meydana getirdiği kaldırma kuvvetinin iki bileşeni olur. Biri dik olarak helikopteri havada tutar. Diğeri yatay olarak helikopteri istenen yere sürükler. Sürükleme hızını artırmak için rotorun daha fazla eğilmesi gerekir. Bu durumda kaldırma kuvvetinin düşmemesi için motor gücü arttırılır. Rotorun istenen yöne eğilmesi pale açılarının, tam bir devir esnâsında bir arttırılıp bir azaltılmasıyla mümkün olur. Bu esnada eğilecek tarafta kaldırma kuvveti düşer tam karşı yarım devirde yükselir. Bu da hatve açısının devirinin yarısında yükseltilmesiyle mümkün olur. Hatve açısının bu şekilde kontrolü pilot tarafından bir levye (kol) vâsıtasıyla yapılır. Motor havada âniden durduğu zaman rotorun dönme hızı düşer ve kaldırma kuvveti meydana getiremez, helikopter düşmeye başlar. Bu hâlde hatve açısı negatif yâni yatay ufuk düzleminin altında olacak hale getirilir. Paletler, helikopter aşağı doğru düştüğünde aşağıdan yukarıya doğru meydana gelecek hava akımını belli bir açıyla karşılamaya başlar. Bu durumda otorotasyon denen hâdise meydana gelir ve rotor dönmeye başlar. Rotorun dönmesiyle meydana gelecek kaldırma kuvveti helikopterlerin yere hızlı çarpmasına mâni olur.
Kullanıldığı yerler: Bâzı sâhalarda vazgeçilmez bir araçtır. Taşımacılıktan, askerî gâyelere kadar pekçok yerde kullanılır. Yolcu taşımada kullanıldığı gibi, uzak olmayan ve erişilmesi zor yerlere yük taşımada da kullanılır. Telefon ve elektrik hatlarının bakımında, büyük binâların yapımında helikopterden istifâde edilir. Arama, kurtarma işleri, sağlık hizmetleri, zelzele, su baskını gibi felaketlerde nakil işleri, yangın söndürme alanında orman yangınlarının söndürülmesi, büyük binalardan insanların kurtarılması diğer kullanım sâhalarıdır.
Askerî sâhalarda helikopterler irtibat, sağlık hizmetlerinde hasta nakli, asker nakil işleri, atış kontrolü, uçak gemilerinde kurtarma, arama, hattâ makineli tüfek, roket, top ile techiz edilerek savaş uçağı gibi pekçok gâyelerde kullanılır.
Bunlara rağmen helikopterler pahalı araç olduğundan her işte kullanılmazlar. Başka türlü yapmak mümkün olmayan ve çabuk yapılması gereken işlerde helikopter kullanılır.
Târihi: İlk olarak helikopterin benzerine çok eskiden Çin’de rastlandığı söylenmektedir. On sekizinci yüzyılın sonlarında küçük bir model yapılmasına rağmen gerçek uçabilen helikopter, ancak yirminci yüzyılın başında yapılmıştır. 1900’lerde Albay Renard ve daha sonra Louis Breguet, helikopterin aerodinamik etüdü ve taşıyıcı pervâne teorisi üzerine çalışmalar yaptı. 1907’de Paul Cornu tarafından yerden yükselebilen helikopter yapıldı. Daha sonra yolcularla kalkış denemeleri yapıldı. 1916’da Avustralya ordusunda kullanılan bir gözetleme helikopteri 50 m kadar yükselebilmiştir. Savaşdan sonra bu konudaki çalışmaların duraklamasına rağmen 1915’ten sonra birçok uçuş denemeleri yapıldı. 1936’da 100 m yükseklikte bir saatlik uçuş yapıldı. Focke- Achgelis helikopteri bir saatten fazla uçuş yapmış ve 3400 metreye çıkmıştır. İlk eklemeli rotor paletlerini bulan La Cierva 1940’larda Otojiri keşfederek başarılı uçuşlar yaptı. İkinci Dünyâ Savaşından sonra ABD’de bu sahada önemli gelişmeler oldu. SIKORSKY R-4 ile ABD hava kuvvetlerine helikopterler servise girdi. PIASECKI-BELL, HILLER gibi imâlatçıların yaptığı helikopterlerle askerî ve sivil havacılıkta helikopter önemli yer tutmaya başladı. Belçika hava yolları Sabena helikopterle yolcu taşımayı başlattı. Bu arada İngiltere’de BRİSTOL, FAİREY, PERCİVAL, SAUNDERS ROE, VESTLAND, Fransa’da SNCASO, NORD, DURAND, SRCA BİREGUET gibi helikopter firmaları faaliyet göstermeye başladı.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.