Osmanlı şâirlerinden. 1839 senesinde Hersek’in Mostar kazâsında doğdu. Babası Zülfikâr Nâfiz Paşadır. Hersek’te tahsile başladı. Dedesi ve babası ölünce Bosna’ya taşındı. Tahsil için İstanbul’a geldi. Özel hocalardan sarf, nahif, mantık, meânî, beyân dersleri aldı. Tahsilden sonra ilk olarak sadrâzamlık özel kalem müdürlüğünde vazîfe aldı. Yedi-sekiz sene çalıştıktan sonra kendi isteğiyle ayrıldı. 1868 senesinde Adliye Nezâretinde çalışmaya başladı. 1883 senesinde Erzurum Asliye Hukuk Mahkemesi reisliğine, bir müddet sonra da Bursa Bidâyet Mahkemesi reisliğine tâyin edildi. Bursa’da üç sene kalan Ârif Hikmet Bey, annesi ölünce istifâ ederek, İstanbul’a geldi. Bir müddet sonra aynı görevle Manastır, Yanya ve Kastamonu’ya gönderildi. 1897 senesinde Derseâdet İstinâf Mahkemesi âzâlığına, 1900’de İstinâf Hukûk Mahkemesi Siyâseti, 1901’de Mahkeme-i Temyiz âzâlığına terfî etti. 1903 târihinde Şehzâdebaşı’nda öldü. Topkapı Mezarlığına defnedildi.
Kâdirî yoluna mensûb âlim bir kimseydi. Ârif Hikmet Beye göre Tanzimât inkılapları, yabancı devletlerin baskısıyla yapılmıştır. Tanzimâta karşı olan Ârif Hikmet Bey hızlı ve kolay yazı yazardı. İfâdesi samîmî, şiir dilini ustalıkla kullanan bu şâir, ilme son derece önem verirdi. Tasavvufa dâir yazdığı gazelleri şiirlerinin en güzelleridir. Ona göre şiir hayalden ibârettir. Divan şiirinin son temsilcilerindendir. Çok güzel konuşur ve şiir okurdu. İnsanları kolayca tesiri altına alırdı. Hâfızası fevkalâde kuvvetliydi.
Ârif Hikmet Beye göre Müslümanlık, Hak yolunda kahramanlıktır. Hersekli Ârif Hikmet; Osman Şems başta olmak üzere Nâmık Kemâl, Ziyâ Paşa, Recâizâde Celâl, Leskofçalı Gâlip ve Kâzım Paşa gibi şâirlerin meydana getirdiği, o devirde eski şiiri devâm ettiren Encümen-i Şuârâyı her hafta Lâleli Çukurçeşme’deki evinde toplardı. Burada şiir ve edebiyât sohbetleri yapılırdı.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.