Bayrâmiyye yolunun büyüklerinden. Nezâket, zerâfet ve sohbetlerinin tatlılığıyla meşhur Osmanlı vâiz, şâir ve hattatıdır. İsmi, Abdullah olup, Abdî mahlâsı ile şiirler yazmıştır. Himmetzâde lakabıyla tanındı. 1640 (H.1050) senesinde İstanbul'da doğdu. Babası Himmet Efendidir. 1710 (H.1122) yılında İstanbul'da vefât eti. Üsküdâr'da, baba ve dedelerinin medfûn oldukları Himmet Efendi Dergâhına defnedildi. Şâir Nâzım vefâtına şu beyti söylemiştir.
Dedi; târih-i vefâtın gam u hüzn ile Nâzim Hû deyip gitti meded Himmet Efendizâde
(1122)
Himmetzâde Abdullah Efendi, Bayrâmiyye yolu büyüklerinden olan babasından ve başkalarından ilim ve edeb öğrendi. Babası 1683 yılında vefât edince, yerine geçti ve Şehremini Yenibahçe'deki Defterdâr İbrâhim Efendi Dergâhında halka Allahü teâlânın emir ve yasaklarını, ahlâk ilmini anlatmaya başladı.
Himmetzâde Abdullah Efendi, 1686'da Sultan Dördüncü Mehmed Hanın dâveti üzerine Dâvutpaşa Câmiine gitti ve huzûr vâzında bulundu. Tesirli konuşmalarıyla cemâati ağlattı. Vâzında; "Kardeşlerim! Harp sonrası (Viyana mağlûbiyeti netîcesinde) bâzı İslâm beldeleri ve kaleleri din düşmanlarının eline geçti. Câmi ve mescitlerimiz kilise (puthâne) oldu. Üzüntümüz büyüktür. Gelin, günâhlarımıza tövbe edip, işlerimizi düzeltelim." dedikten sonra, pâdişâha târîz ile; "Gerçi pâdişâhlar ava gidegelmiştir. Ancak her zamânın bir îcâbı vardır." dedi. Bu vâzdan pâdişâh çok memnûn oldu ve Pazartesi günleri Vâlide Câmiine gelerek muzafferiyet duâsına katıldı.
Himmetzâde Abdullah Efendi, 1688'de hacca gitti. Hac dönüşü Yavuz Sultan Selim Han Câmiinde Cumâ vâizliğine tâyin edildi. Selâtin câmileri vâizleri silsilesine girdi. 1694'te Fâtih Câmii vâizliğine nakledildi. Bu vazîfedeyken Sultan İkinci Mustafa Hanın Avusturya Seferine ordu vâizi olarak katıldı. Tesirli konuşmalarıyla İslâm askerini coşturdu. Sefer sonrası vefâtına kadar Bâyezîd ve Süleymâniye câmileri vâizliklerinde bulundu.
Abdullah Efendi, aynı zamanda şâir ve iyi bir hattâttı. Hattatlık icâzetnâmesini zamânın büyük üstâdı Hâfız Osman Efendiden aldı ve medh ü senâsına kavuştu.
Himmetzâde'nin Tezkire-i Şuarâ, Mürettep Dîvân, Dîvân-ı Lugaz ve Gencine-i Îcâz isminde manzûm eserleri vardır. Oğulları Abdüssamed ve Abdüşşekür efendiler de şâir ve ârif idiler.
Himmetzâde Abdullah Efendi Abdî mahlasıyla şiirler yazdı.
Bir ilâhîsi şöyle başlamaktadır.
Yine bir sevdâya düştüm, Aşkın elinden elinden. Yine ummân olup taştım, Aşkın elinden elinden.
Himmetzâde Abdullah Efendi, ayrıca devrinin meşhur çiçek yetiştiricilerindendi.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.