Fransız yazarı. 1802’de Besançon’da doğdu. Hiçbir dîne inanmıyan anne ve babası tarafından dinsiz olarak yetiştirildi. Çocukluğunda annesi ve babasının şiddetli geçimsizlikleri Hugo’ya çok tesir etti. Edebiyata karşı çok meraklıydı. Kendisini bu hususta yetiştirdi. Âilece fakir olduklarından para kazanmak için geceyi gündüze katarak edebî eserler yazıp bu yoldan geçimini sağlıyordu. Yirmi yaşında ilk eseri olan Odes et Poésies Diverses (Odlar ve Çeşitli Şiirleri)i yazdı. Fransız Kralı Onsekizinci Louis kendisine bin franklık maaş bağladı.
Bundan sonra devamlı kitap yazdı. Bunlar Nouvelles Odes (Yeni Odlar), Han d’Islande (İzlanda Hanı), Balades (Baladlar), Bir Toplumun Son Günü gibi eserlerdi. Fransa’nın en büyük lirik şâiri olduğunu ispatlamak için çalışmaya başladı. Lesfeuilles d’Automne (Sonbahar Yaprakları), Les Chants du Crépuscule (Şafak Türküleri)- Les Voix İntérieures (Gönülden Sesler), Les Rayons et les Ombres (Işınlar ve Gölgeler) oyunları sahneye konuyor ve ona büyük ölçüde gelir sağlıyordu.
Romanları da geniş ölçüde rağbet gördü. Notre Dame de Paris (Notre Dame’ın Kamburu) Claude Gueux (Yoksul Claude) gibi çalışması ve yayınladığı eserlerin sonunda 1841’de akademiye üye seçildi. Önceden burjuva düşmanıyken devlet adamı olmak hevesine kapıldı. Saraydan çıkmıyordu. Hatta Louis Philippe 1845’te V.Hugo’yu Yüce Meclis üyeliğine getirdi. Kralın akıl hocası olmak için çalışıyordu. Bu sıralarda Les Misérables (Sefiller) adlı meşhur eserini kaleme almaya başladı. Ama, bunun kral çevrelerince hoşa gitmeyeceğini biliyordu.
1848-1851’de Fransa’da çıkan olaylar onun için büyük bir sarsıntı oldu. Fakat kısa bir müddet sonra Kurucu Mecliste, sonrada Yasama Meclisinde milletvekili oldu. O sırada L’evénement Gazetesi’ni kurdu.
1852’de sürgün listesine alınan ve sürgüne gönderilen Hugo’da yazarlık gücü değişti. Sürgünden önceki eserleriyle sonraki eserleri arasında temelden ayrılık vardır. Önceleri mükâfâtlar kazanan kâbiliyetli bir yazar ve şâir olan Hugo, sonra eğlence için değil eserleriyle hayata karışan, eserlerinde hayatı aksettiren bir sanatçıdır. Sürgünde Les Châtiments (Cezalar), Les Contemplations (Dalıp Gitmeler), Les Travilleurs de la Mer (Deniz İşçileri) ve Homme Quit Rit (Gülen Adam) gibi birçok eserler yazdı. Üslûbu yeni bir güç kazandı. 1859’da cezâsı bitti ise de sürgünde kalmayı tercih etti.
1878’de Hugo’ya hafif bir inme geldi. Bu hastalık onun gücünü kırdı. 6 yıl hiçbir şey yapamadı. Ancak, L’année Terrible (Korkunç Yıl), L’art Q’etre Grandpére” (Büyük Baba Olma Sanatı), Les Quatres Vents de l’Esprit (Düşüncenin Dört Ana Kaynağı) gibi eserleri yayınlandı.
Victor Hugo’nun, Le Tpeeatre en Libetree (Hürriyet İçinde Tiyatro), “Les Années Funestes” (Uğursuz Yıllar), Tas de Pierre (Taş Yığını) adlı eserleri de meşhurdur.
Victor Hugo, 1885 yılında ölmeden önce; “Hiçbir kilisenin vaazını istemiyorum, bütün insanların gönülden duâlarını diliyorum. Allah’a inanıyorum.” şeklinde son sözlerini söyleyerek eski inançsızlığını reddetmiştir.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.