onuncu ve on birinci asırlarda yetişen târihçi ve felsefeci. İsmi, Ahmed bin Muhammed bin Ya’kûb bin Miskeveyh’tir. Künyesi Ebû Ali olup, İbn-i Miskeveyh diye meşhur olmuştur. İran’ın Rey şehrinde doğdu. 1030 (H. 421)da İsfehan’da vefât etti.
Aslen Mecûsî olup, sonradan Müslüman olmuş bir âileye mensûb bulunduğu da rivâyet edilen İbn-i Miskeveyh, küçük yaştan îtibâren, doğum yeri olan Rey’de tahsile başladı. İlk tahsilini burada yaptı. Felsefeye karşı duyduğu ilgi, Fârâbî’nin eserlerini okumasına yol açtı ve onun tesirinde kaldı. Kimyâ, tıp ve mantık okudu. Daha sonra târih, edebiyât ve inşâya ilgi duydu. Büveyhîler zamânında çeşitli vazîfelerde bulundu. Bu sırada Tecârib-ül-Ümem ve Teâkıb-ül-Himem adlı târih kitâbını yazdı. Büveyhî hükümdârı Adududdevle’nin ölümünden sonra Irak’tan ayrılarak Mâverâünnehr ve Harezm taraflarına gitti. Burada İbn-i Sînâ, Ebû Sehl-i Mesîhî, Ebû Reyhân el-Bîrûnî, Ebû Nasr-ı Irâkî gibi meşhurlarla görüştü. Harezm sultânının tertib ettiği ilmî cemiyetlerde bulundu. Bu sırada İbn-i Sînâ ile arası açıldı. Gazneli Sultan Mahmûd’un Gazne’ye dâvetini kabul etmedi. Harezm’den Irak’a dönmek üzere çıktığı yolculuk sırasında tutulduğu fırtınada 1030 (H.421) da öldü.
Fârâbî’nin felsefî fikirlerinin etkisinde kalan İbn-i Miskeveyh, ahlâk ve ilim konusunda Fârâbî’den ayrıldığı için, El-Muallim-üs-Sâlis “üçüncü öğretici” adıyla anıldı. Daha sonra yetişen Nâsırüddîn Tûsî de onun ahlâk ile ilgili görüşlerinin etkisinde kaldı. Ahlâkî konularda akla önem veren İbn-i Miskeveyh, tevekkül, sabr ve rızâ gibi güzel huyları telkin etti. Ancak insan hayâtının zühd hayâtı olmadığını, ahlâkın dünyâ arzuları içinde gelişebileceğini söyledi. Bu yüzden, insanın yaratılışında sosyal bir varlık olduğunu belirterek uzlet (insanlardan uzak kalma) ve zühde (dünyâ arzularından uzak olma) karşı çıktı. Bilhassa fitne zamânında uzlet ve zühdü tavsiye eden tasavvuf erbâbına karşı cephe aldı. El-Kindî’nin de tesirinde kalan İbn-i Miskeveyh, Et-Tıb-ün-Nefsî denilen psikolojik hekimlikte onun görüşlerini savundu. İhvân-üs-Safâ adı verilen felsefî ekolün bâzı fikirlerini tenkid etti.
Eserleri:
Aristo’nun da etkisinde kalan İbn-i Miskeveyh, felsefe, mantık, matematik, ahlâk ve târihe dâir birçok eser yazdı:
1) Tecârib-ül-Ümem ve Teâkıb-ül-Himem: Târihe dâir yazdığı eseridir. İki bölüm hâlindeki bu eserinin birinci bölümünde, 907-941; ikinci bölümünde ise, 941-979 yılları arasındaki vak’aları anlatmıştır. Bu târihlerde hâdiselerin siyâsî, sosyolojik ve ahlâkî sebeplerini ve netîcelerini de inceleyen İbn-i Miskeveyh’in bu eseri dördüncü hicrî asırda yazılan diğer târih kitaplarından daha orijinaldir. İslâm medeniyeti târihinde kaynak özelliğini taşıyan bu eserinde, bilhassa Abbâsîler devrine âit hâdiseleri naklederken, asrın ahlâkını, idâredeki usûlünü, bu muazzam devleti yıkılmaya götüren sebepleri açık bir şekilde anlatmıştır.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.