Alm.Vollstreckung (f). Fr. Exécution forcée, İng. Execution.Yapma, yerine getirme, bir işi yürütme. Hukukta iki ayrı mânâda kullanılır. Birincisi devleti meydana getiren unsurlardan (yasama, yürütme, yargı), biri olup günümüzde bir mânâda “yürütme” kullanılmaktadır. İkincisi bir mahkeme ilâmının veya bir idârî kararın yetkili organlarca yerine getirilmesi; borçlunun alacaklıya karşı yapmak veya ödemekle yükümlü bulunduğu bir şeyi adlî bir kuruluş aracılığı ile yerine getirmesidir. Bu icrâ kavramı “cebrî icrâ”dır.
Borçlu kimse yerine getirmekle yükümlü bulunduğu borcunu, ihmâl veya inkâr sebebiyle yerine getirmediği takdirde, alacaklı olan hakkını kendisi zor kullanarak alamaz. Zorlama ancak devlet tarafından yapılır. Bu hususta düzenlenmiş olan İcrâ ve İflâs Kânunu çerçevesinde alacaklı, hakkını arayabilir. Bu hususta kurulmuş “İcrâ ve İflâs Mahkemeleri” ve “İcrâ ve İflâs Dâireleri” vardır.Kânun, ihtiyâca göre bu mahkemelerin ve kurumların teşekkülünü emreder. İhtiyâcın fazla olmadığı küçük yerleşim bölgelerinde icrâ işleri Asliye Mahkemeleri tarafından yürütülür.
Alacaklının mürâcaatı üzerine, hakkı olan alacağı, devlet gücüyle borçludan alınır ve hak sâhibine verilir.Mevcûd olan İcrâ ve İflasKânunu’nun birinci maddesi “Her asliye Mahkemesinin yargı çevresinde yeteri kadar İcrâ Dâiresi bulunacağını”, üçüncü maddesi ise “İcrâ ve İflâs işlerinin bir dâirede birleştirilebileceği” hükmünü bildirir. İcrâ Dâiresinde çalışan memura İcrâ Memuru, icrâ ile ilgili muâmelelere yapılan itirâz ve şikâyetleri inceleyen ve karara bağlayan hâkime İcrâ Hâkimi denir.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.